Yapayalnız kaldığında. Kendine yapmıştı ne yaptıysa. Ne üzüntüsü ne de yalvarışları. Hiçbiri onu ilgilendirmiyordu. Aslında her saniye ona bir asır gibi geliyordu. Hayatında hiç çığlık atmamıştı. Nefesi kalmamıştı. Boğazı kurumuştu. Boğazında acı bir
düğüm. Ağlamaktan gözleri buğulu görüyordu. Nasıl olduysa uyumuştu. Sabaha karşı saat 05.09 da uyanmıştı. Kafasını yerden kaldırmaya çalışmıştı ki hiçbir yeri tutmuyordu. Yaklaşık bir saat sonra sabah güneşi gözünü kuruturken. Yerden kalkabilmişti. Ne yapacağını bilmediği gibi ne olduğunu da bilmiyordu. Evin her yeri dağılmıştı. Çok korkuyordu. Her yeri titriyordu. Evin tüm perdelerini kapatıp banyoya girmişti. Her yeri mosmordu ve acıyordu. Ne olduğunu hatırlamıyordu. Aklına gelen ihtimal eve hırsızın girdiği ve onu farkedince onu bayıltığıydı. Ama her yere bakmıştı. Herşey yerindeydi. Kafası çok kötü ağrıyordu. Hemen buzdolabını açıp bi ağrıkesici aldı ve susuz yuttu. Saat 09.30 geliyordu. Ağrısı kalmamıştı. Evini toparlayıp. Üstüne birşeyler geçirip evden çıktı. Galiba karnı acıkmıştı. Hemen yoldaki gevrekçiden bi gevrek alıp yemeğe başladı. Dün akşam ne olduğunu düşünüyordu. Başına ne geldiğini merak ediyordu.Aradan 4 hafta geçmişti. Ve hâlâ o akşam ne olduğunu düşünürken bir mide bulantısıyla tuvalete koştu. Ve acı acı öğürmeye başladı. Aklına ilk gelen şey stresti. O kadar o akşamı düşünmüştü ki artık beyni çalışmıyordu. Tuvalette ki havluya yüzünü sildikten sonra sifonu çekti. Tuvaletten dışarı çıkarken tekrar bir öğürmeyle tuvalete geri girdi. Tam bir buçuk sonra tuvaletten çıkıp toparlanmaya çalıştı. Bi doktora gitmekte fayda vardı. Altına bir pantolan geçirdikten sonra evden çıktı. Taksiye atladığı gibi hastaneye gitti. Doktor bir şeyden şüpelenmisti ki idrar testi istemişti. O da hastanenin pislik kokan tuvaletine girip işini halletmeye çalışıyordu ki tekrar midesi bulandı. Kustuktan sonra kutuya idrarını yapıp çabucak iğrenç tuvaletten çıkıp kutuyu test ünitesine verdi. Bir kaç gün sonra hastaneden aradılar ve onu çağırdılar. Hastaneye gidip doktorun odasına girdiğinde hiç böyle bir şey beklemiyordu ki doktor " Tebrik ederim. Hanımefendi tam üçbuçuk haftalık hamilesiniz." dedi. Ve hayatının şokunu yaşadı. Galiba o gece ne olduysa hayatının geri kalanını etkileyecekti. Karnında bir bebek vardı. Kimden olduğunu bilmediği bir bebek. Hatırlamadığı bir bebek. Nasıl yapardı. Ne yapardı. Bu küçük pislikten kurtulmalıydı. Kimse bilmeden. Çabuk karar vermeliydi. Ya hayatı ya da anneliği. Beyni hayat dese de kalbi annelik diyordu. Ama o hiçbir zaman kalbini dinlememişti. İşte hep bu yüzden yalnız kalmıştı. Bu sefer vereceği karar tüm hayatını değiştirecekti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dokunmasın! tecavüz
Short StoryYapayalnız kaldığında. Kendine yapmıştı ne yaptıysa. Ne üzüntüsü ne de yalvarışları. Hiçbiri onu ilgilendirmiyordu. Aslında her saniye ona bir asır gibi geliyordu. Hayatında hiç çığlık atmamıştı. Nefesi kalmamıştı. Boğazı kurumuştu. Boğazında acı bi...