Yaşar'dan Devam;
Sabah herkezin bildiği o oruspu çocuğu alarm yüzünden uyandım. Başım acayip çatlıyodu. Aşağı indiğimde Selen'i kısa şort pijamayla göreceğim aklıma gelmezdi. Kızlar genellikle ayıcıklı giymeyi tercih eder. Selen'e baktığımda bi oyana bi bu yana gidip duruyodu ve acayip terlemişti.
-Heyy Selen iyimisi?
-....
-Selenn?
-...
-Selen. Diye seslendiğimde bana döndü neyi var bu kızın.
-Yaşar bana hap bulabilirmisin?
-Ne? Afalladım resmen o az önce Hap mı dedi? Yoksa bana mı öle geldi?
-Bildiğin uyuşturucu Yaşar krizdeyim şuan...
-Tamam bekle 5 10 dakika. Bi arkadaşımı arayıp. Hap istedim. Ne var yani bende bu boktan şeyi kullanıyorum.
Birden ne olduğunu anlamadım. Selen o yana bu yana saldırıyodu resmen. Saçını çekiyor. Bağırıp çağırıyodu. Bi yandan sakinleştirmeye çalıştırıyodum.
Kapı çaldığında kapıyı açtığımda istediğim şeyleri getirmişti.
-Ne kadar?
-300 abi.
Cebimden parayı çıkarıp uzattım. Sonra içeri gittim. Selen bi yere oturmuş sakinleşmeye çalışıyodu.
-Al. İstediklerin geldi. Deyince elime bakıp sonra bana bakıp aldı. Ve ağzına attı.
-Ne zamandır şu boktan şeyi kullanıyosun Selen?
-Bu seni ilgilendirmez Özalp. Bu benim hayatım anladın mı bana karışamazsın.
-Öyle mi?
-Öyle..
-Benim daha gerçek yüzümü görmedin. Ve çok yakında göreceksin Avcı.
-Emin ol birinin yanında ilk defa krize girdim. Ve şunuda unutma Özalp bende daha gerçek yüzümü göstermedim. Ama bi gün gelicek ve sende benim gerçek yüzümü göreceksin...
Bişey demeden yukarı çıkıp üstümü değiştirdim. Aşağıya inip anahtarımı alıp garajdan araba mı aldım. Okula doğru sürmeye başladım. Çok hızlı gidiyodum. Çok sinirliyim Selen'e kim bilir o diğer boktan şeyleride kullanıyodur.
Okula geldiğimde arabayı gelişi güzel park ettim. Sonra Poyraz'ın yanına doğru yürüdüm.
-Hey dostum iyimisin?
-Keşke iyi olsam Poyraz sabah kalkıyorum. Ve Selen hanımın krizlerinin biriyle karşılaşıyorum. Ve sonra büyük bit patlama meydana geliyor kavga ediyoruz ve ben evden hışımla çıkıyorum.!!
-Sakın uyuşturucu krizi deme bana. Ben bıraktı diye biliyodum. Ahh lanet olsun!!
-Poyraz Selen kaç yaşından beri bu laneti kullanıyor sölermisin?
-15 yaşından beri Yaşar. Kız kendini mahvediyo. Bu lanet olası 1 hafta bittiğinde Amerika'ya gidecek. Ve ben gitmesini istemiyorum.
-Ne Americası Poyraz?
-Bilmiyomusun? Selen 6 yıl gidiyor. Eğitimini orda tamamlıcak.
-Hasik... Ben neden bilmiyorum Poyraz?
-Sen biliyosun sandım Yaşar.
-Tamam. Deyip hışımla kalktım. Poyraz arkamdan 'Nereye' diye bağırsada umursamadım. Okulun içine girip Sınıfa girdim hoca'da sınıftaydı Selen'e baktığımda sırada uyukladığını gördüm. Yanına yaklaşıp
-Selen kalk hemen. Dediğimde kalktı ve bana baktı ben onu hiç takmadan kolundan tuttuğum gibi sınıftan çıkardım. İlk önce ne olduğunu anlamasada sonradan affaladdı.
-Lan piç bıraksana kolumu. Gene ne bok yediğimi bilsem.
-Selen sus sana çokk sinirliyim. Dediğimde 'Bırak sende' gibisinden saçmaladı bende omzuma aldım susması için.
Selen'den Devam:
Sınıfın kapısı açıldığında hiç oralı olmadım. Sonra biri 'Selen kalk hemen' dediğinde kafamı kaldırdım ve ona baktım. Sabah kavga etmiştik. Evde bu lanet olası kriz tutmak zorundamıydı. Hep yanımda olan o lanet neden hemn bitmiştiki sanki? Bende sonradan affaladım tabi.
Ben daha ne olduğunu anlamadan kolumdan tuttuğu gibi sınıftan çıkardı.
-Lan piç bıraksana kolumu. Gene ne bok yediğimi bilsem.
-Selen sus sana çok sinirliyim. Dediğinde şaşırdım. Ne yaptım amınakoyim sabahki kavgadan kızmış olamazdı zaten.
-Bırak sende. Dediğimde cevap vermedi. Ben daha ne olduğunu anlamadan omzuna aldı. Ve merdivenlerden inmeye başladı. Sırtına vurup durdum. Gene olmadı.
-Lan bıraksana ne bokuma alıyon sırtına.???
Yine takmadı sonra arabaya bindirdi. Durun bindirdi demeyelim fırlattı. Sonra kemerimi takıp son sürat sürmeye devam etti. Tabi benim için hava hoş hatta çok yavaş gidiyodu.
-Lan yeter artık nereye gidiyoruz Yaşar? Sölermisin artık ne bokuma sınıfftan çıkarıp. 'Sus selen sana çok sinirliyim' diyosun lan?
-Birazdan gittiğimizde ne olduğunu anlıyacaksın Selen sadece sus.!!!
Dediğin de kafanı sallamakla yetindim.
Arabayı durdu. Etrafıma baktığımda sahil gibi bi yere gelmiştik. Yaşar kapıyı açıp indi ve kapıyı sertçe kapattı. Ben de indim.
-Yaşar noluyo Sölermisin artık??
-Ne mi oluyo? Bana nasıl sölemesin Americaya gideceğini Selen?
-Gitmek zorundayım tamammı? Sölemedim çünki gittiğimde öğrenecektin. Gitmek istedim uzak durmak istedim bu şehirden sıkıldım bunaldım.
-Neden zorundaydın? Selen ha söle neden zorundaydın? Diye kükredi resmen.
-Çünkü bu lanet hastalığı yenmek zorundaydım anladın mı? Bu hastalıktan kurtulmak zorundayım anladın mı???
-Ne hastalığı Selen?
-Lanet olsun! Kanserim tamamı ölüyorum. Doktor tedavinin yurt dışında olacağını söledi. Kimsenin bile bilmiyor bu hastalığımı ailem bile.
-Neden sölemedin? Ha neden sölemedin bu sikimsonik hastalığı neden en yakınına sölemedin?
-Çünki üzülmelerini istemedim. Bana acımalarını istemedim. Ben sadece bu ameliyatı olup kurtulacaktım.
-Lan ameliyatı oldun diyelim ölmek aklından geçtimi ya ölürsen?
-Bu neden umrunda Yaşar?
-Lanet olsunki sana değer veriyorum. Tamamı değer veriyorum.
-Bana değer verme Yaşar. Bana acıma bile. Sil beni hayatından ben Seni Sevsem bile beni unut.
-Sen ne dedin?
-Duyman gerekenleri. Kendime bile itiraf edemediğim şeyi senin suratına söledim. Mutlusun umarım. Bu evlilik bitecek zaten.
-Üzgünüm Selen Amerikaya gitsen unutma şunu ya benle gidersin. Ya da hiç gidemezsin...
Bir bölümün dahi sonuna geldik. Sonunda itiraf ettiler. Selenin hasta olması benim suçum değil öle olması gerekiyodu. Neyse inşallah beğenirsiniz... Saygılar sevgiler Şevval :)
