akşam
dışarda baya gezdikten sonra herkes evlere dağılmıştı ve Jungkook'u bugün çıldırdatacaktım Jungkook odasındaydı bende hemen odama geçip kapımı kilitlemiştim 1 hafta öncesinden aldığım fantezi kombinini giyip kendime bakmıştım ve gayet yakışmıştı
---
"çıkar şu kelepçeyi!" her şey tam tamına Rosénin istediği gibi gidiyordu Jungkook odaya girmiş, ve Rosé aniden onu yatağa itip yatak başlığına kelepçelemişti " kaşıyacağım sorusunu çözeceğiz demiştik hayatım." "nereden buldun bu kelepçeyi? ayrıca üstünde ki kıyafet ne öyle? amacın beni çıldırtmaksa başardın." Jungkook kelepçeden kurtulmak için kolunu çekiştiriyor ama başarısız kalıyordu.
Rosé onun üzerine oturmuş kazanışını kutluyordu. "amacıma ulaştığımı görmek güzel ama her şey bununla sınırlı değil." "böyle anlaşmamıştık yanlız." Jungkook itirazlarına devam ediyordu ama bu Rosénin umrunda bile değildi. "sincaplar kurnazdır." demişti Rosé keyif alırcasına.
"kelepçeyi açtığın an benden kurtuluşun olmayacak bunu biliyorsun değil mi Chae?"
"orası tartışılır. bunu yaptığın her şeyin cezası olarak düşünebilirsin."
Rosé dudakların da bir sırıtış edinmeyi ihmal etmemişti, "şimdi sevgilim, asıl olaylara gelme vakti." Jungkook sertçe yutkundu çünkü şu an o masum tatlı sandığı Rosé yoktu. Rosé sakin bir tavırla Jungkook'un pantalonun düğmesini açmış ve fermuarını indirmişti. Jungkook pür dikkat ne yaptığını izliyordu. Rosé Jungkook'un yavaşça pantolunundan kurtulmuş ve umursamadan bir kenara atmıştı.
Rosé başta rahat oynamak amacıyla sevgilisinin dudaklarına doğru eğilmiş ve önce sakin bir öpüşme başlatmıştı ama Jungkook henüz başına gelecekleri bilmiyordu. öpüşme faslı devam ederken Rosé bir elini Jungkook'un penisine götürmüş ve iç çamaşırının üstünden yavaşça okşamıştı. Jungkook kasılmış ve dudaklarını çekmişti.
Rosé sinsi bakışlarıyla onu izlerken yaptığı harekete devam ediyordu. Jungkook elleri kelepçeli olduğu için hiçbir şey yapamıyor sadece gözlerini sımsıkı kapatıp derin derin nefesler alıyordu. Rosé elinin hareketini kesmiş ve sakince Jungkook'un iç çamaşırından kurtulmuştu, "ağzımı becermeyi seviyordun değil mi?" Jungkook dudaklarını ısırmıştı,
"bu kelepçelerden kurtulduğumda seni tamamen becereceğime ve bana ağlayarak yalvaracağına emin olabilirsin Chae."
Rosé hafifçe sırıtmıştı
"kelepçelerden kurtulduğunda neden olmasın?"
demiş ve tam Jungkook konuşacakken penisini ağzına almıştı, Jungkook bu ani hareketi beklemediği için gözlerini kocaman açmış ve inlemişti.
Rosé dil darbelerini başlatmış, Jungkook ise delirecek gibi hissediyordu. "c-chae.." Rosé istediğine ulaştığında daha hızlı hareketler sunmuş neredeyse Jungkook'u boşaltacak kıvama gelmişti. Rosé hareketini kesmiş ve Jungkook tam boşalacakken penisini ağzından çıkarmıştı. "sikeyim seni chae! devam et şuna."
Jungkook boşalamamasının siniriyle konuşmuştu. "üzgünüm sevgilim ama bence kendini biraz daha tutabilirsin." Rosé tekrar Jungkook'a yaklaşmış bu sefer biraz boynuyla uğraşmıştı. geri çekildiğinde tişörtü ilgisini çekmişti. "tişörtünü yırtsam sorun olmaz bence. zaten lisede bir kız almıştı sana bunu ve o kızdan yeterince nefret ediyorum."
"chae h-" Rosé Jungkook'u dinlemeden tişörtünü yırtmış ve vücudunu açıkta bırakmıştı. "hatta, ben kendi hediyemi getirdiğimde umursamamış ve onunla ilgilenmiştin. bu tişört kesinlikle bu sonu hak etti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
roommate|»«
RomanceAilesini kaybeden bir kadın, onu evine alan bir adam'ın hikâyesi ✓Rosekook