Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Baba nereye geldik?"
Küçük kız sımsıkı tuttuğu ellerin sahibine tepeden merakla bakmıştı. Büyük ağaçların olduğu büyük bir ormanın içindeydiler. Baba, küçük kızın meraklı sesine karşı gülümsemiş ve biraz daha sıkı tutmuştu kızın elini güven verircesine.
"Az kaldı Chaerin, sabret biraz daha"
Küçük Chaerin, babasının sözünü onaylarak ilerlemeye devam etti etrafı inceleyerek. Bazı yerler fazla karanlık gelse de korkmuyordu Chaerin. Babasına her zaman gözü kapalı bile güvenirdi. Şu an burada olması, babasına olan güveni sayesindeydi.
Babası, dün gece beklenmedik bir zamanda böyle bir fikir sunmuştu Chaerin'e. Kendisini bir kişiyle tanıştıracağını ve kendisi için çok değerli olduğunu söylemişti. Küçük Chaerin ise, merakına yenik düşüp sorular sormaya başlasa da sonunda pes edip buraya gelmişlerdi.
Bir kaç dakika yürüdüklerinde en sonunda Chaerin büyük sakura ağacını fark etmişti. Gözleri anında mutlulukla ışıldamıştı.
Babası, Chaerin'in bu hareketlerine karşı kıkırdamıştı.
"Zaten o tarafa doğru gidiyoruz bebeğim"
Beraber pembe sakura ağacının altındaki mezarlığa geldiklerinde Chaerin mezartaşının üstünde yazanları okudu içinden.
Park Chaerin, Lumina...
"Baba, bu kişi bana hep bahsettiğin kişi mi?"
"Evet Chaerin. Artık annenle tanışabilirsin"
Hongjoong, karşısındaki küçük kıza dizlerini kırıp bir elini omzuna koyarken, diğer eliyle de yumuşak saçlarını okşadı.
"Annenle istediğini konuşabilirsin. Seni duyduğunu unutma, tamam mı?"
Chaerin, mutlulukla gülümseyip kafa salladı. Hongjoong ise ayağa kalkıp çantasından bir kağıt ve bir kalem almış ve sakura ağacının yanına gelmişti, kızıyla annesinin başbaşa konuşabilmesi için. Kızı gülümseyerek bir şeyler anlatırken bir süre izledi. Kağıdı dizine koyup son kez yazacağı mektubunu yazmaya başladı.
şu an sen, kızının cümlelerini dinlerken ben sana yazacağım son mektubu yazıyorum o çok tatlı değil mi? ㅋㅋㅋㅋㅋ tıpkı sana benziyor gözleriniz yüz tipiniz gülüşünüz her yönden benziyorsunuz tıpkı senin gibi, sakura ağaçlarını çok seviyor vişneli keklere bayılıyor yetimhane'ye gittiğimde ilk yakın hissettiğim o oldu adını Chaerin koydum, çok ısrar etti kolumdaki dövme yüzünden görmüş olmalı ㅋㅋㅋ orada rahatsındır eminim ki ben hala rahat değilim açıkcası sana yalan söyleyemediğimi biliyorsunㅋㅋㅋㅋㅋ ve sözlerimi tuttuğumu da biliyorsun bundan sonra Chaerin'e odaklanacağım sevgilim ona çok iyi bakacağım rol model gibi göreceği bir baba olacağım ve her zaman iyi bir anne olacağım gülüşünü soldurmayacağım asla tek bırakmayacağım benden bunu isterdin her zaman çocuğumuzu kucağımda görmek isterdin isteğin gerçek oldu bebeğim! bu mektubu bir veda olarak görme lütfen seni zaman zaman ziyarete geleceğiz ayrıca, chaerin seni sevmişe benziyor hep gelmek isteyecektir
"Hong! Chaerin! Yağmur yağacak acele edin!"
"Geliyoruz!"
sanırım yağmur başlamak üzere Chaerin'in şimdiden hasta olmasını istemiyorum seni seviyorum lumina'm rahat uyu, kızımız benimle güvende.
-KHJ
Hongjoong, yazdığı cümlelerin ardından kağıdı hızlıca diğer mektupların olduğu yere, ağacın altına gömmüş ve hızla kalkarak Chaerin'in elinden tutmuştu.
"Tüm gücünle koş Chaerin!"
Çiseleyen yağmur gittikçe hızlandığında baba-kız gülerek kendilerini bekleyen Yujin ve Taeyong ikilisinin arabasına doğru koştular.
Onları izleyen Lumina ise, mutluluk gözyaşlarını döküyordu çoktan.