ceza ve Murat (2. gün)

90 1 0
                                    

Ben meğer bunları düşürken bağarmışım ve o kız " şaka yaptım şaka. Tabii ki de erkeklere yem vermeyiz seni ama eğer yani inşallah erkekler pansiyonunda yatak varsa fazladan onu getireceğiz. Ama sen yeter ki bağırma yoksa veririm seni onlara haa" demişti. Çok tatlıydı ve burada otoritesi geçerli bir kızdı belli ki. Yalnız şaka yaparken bu kadar ciddi söylemese iyi olurdu.

"Ama bunları gece düşünürüz şimdi gel de derse gidelim" dedi.

Sınıfa girdik ve o bir yere ben başka bir yere oturmuştuk. Sadece 1 tane boş yer vardı ve mecbur oraya oturdum. Yeter artık ya tesadüfün bu kadarı yani. Yanına oturduğum çocuk o asalak, saf, sapık ve bana sürekli güzelim diyen çocuktu. Yanına otururken ayağım takılmış ve üzerine düşmüştüm. Lanet olsun neden sakar birisiyim diye düşünürken bana gülümsedi ve "hem sakar hem güzel hem de..." lafını tamamlamadan hoca girdi içeriye. Bizi görünce yanlış anlamıştı ve baya bağardı sonra da bize okul çıkışı 2 saat kütüphaneyi temizleme görevi daha doğrusu cezası verdi. İç sesim "Of hocam ya sen temizle şimdi bu sapıkla yanlız mı kaliyim yani" derken dış sesim eğer itiraz edersek 1 saat artacağını bildiğim için mecburen " tamam " dedim. O da "zevkle" dedi. Aptal şey hepsi onun yüzündendi yanii tamam birazı off itiraf ediyorum onun hiç suçu yoktu ama zevkle demesi beni korkutmuştu açıkcası.

Derslerde tüm gün boyunca bana bakıp durdu ama ben ona bakmadım tabii ki. Pis sapık ne diye bakıp durursun ki. Ayrıca benim derslere konsantre olmam lazım. Ayrıca benim ortaokuldan beri lakabım inek birkaç defa mö dediğim de oldu oğlum ne diyonuz siz bu çocuk bana bakıyor diye mi dersi dinlemeyip onunla bakışsaydım. Töğbe töğbeee ne diyorum ben. Pis sapık beni kendine aşık etmeyi başaramayacakkkk. Hem bu çocuk hiç mi düşünmüyor derslerini ve geleceğini. Of neden onun için endişeleniyorum ki.

Sonunda ders zili çaldı dersi dinlemekten yani ciddi anlamda dinlemekten beynim ağrımıştı ve son 5 dakika kala kimya hocası serbest bırakınca ben de uyumuşum.

Öyle ki zilin çaldığını bile duymadım. Bir el saçımı okşuyordu. Kızgınlıkla ayağa kalktım ve "sen ne yaptığını zannediyorsun?" dedim biraz doğrusu bayaa bağırarak. Neydi ki bu sapığın amacı. O da bana " güzelim unuttun galiba bugün sen benim üzerime atladıktan sonra ceza aldıık hanii kütüphaneye gitmemiz gerekiyor" dedi. "Aptall, salak şey nerden çıkardın ki senin üzerine atladığımı ben yanlışlıkla düşmüştüm bir kereee" dedim. O da bana "Taman güzelim kızma kimseye söylemem senin bana aşık olduğunu ve üzerime atladığını"

"Pis sapık kes sesini seninle uğraşmıycam. Yürü madem gidelim kütüphaneye."

"Güzelim bir kere bunlara senin için katlanıyorum bana bağırma bu bir (haklıydı bu konuda)
Eğer geç kalırsak cezamız 1 saat artacak yani çabuk yürü bu da iki"

"Tamam ama sen de bir daha bana güzelim deme ve derslerde de bana bakıp durma lütfen" dedim ve rahat bir nefes alıp verdim.

"Tamam sana söz birdaha güzelim demiycem sana ve sana bakıp durmuycam ama bu 2 isteğin için 2 şartım var"

"Söyle bakalım neymiş o şartlar"

"Bana ismini söylersen ve telefon numaranı verirsen eğer ben de birdaha sana güzelim demem ve sana bakıp durmam anlaştık mı"

İsmimi söyleyebilirdim ama telefon numaramı veremezdim. Beni ya o zaman telefondan rahatsız ederse...

"Sadece ismimi söylesem olmaz mı"

"Hayır olmaz telefon numaranı da vermelisin"

"Ya ne yapıcaksın telefon numaramı zaten anlaşmaya göre beni bir daha rahatsız etmemen lazım."

yüreğim seni çok sevdiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin