Murat yüzünden dövülmem (3. gün)

76 1 0
                                    

Yatakhaneye girdiğimde bu sabah bana yardım edip koruyan kızı aradım. Ama benim hafızam pek iyi değildir. Özellikle kişileri hatırlayamam. Bir kizin yanına gidip bu sabah beni koruyan kızın nerede olduğunu sordum. Kız nedense kahkaha attı ve

"Safım o benim" dedi. Allah'ım ya ne kadar aptalım. Baya bi fısıltılı şekilde "çok utanç verici" dedim.

"Şeyy bu sabah bana erkekler pansiyonundan yatak bulacağımızı söylemiştiniz de..."

"Haa evet o işş... Ben o işi ayarladım. Bu gece 00.00 'de gelir yatağına kavuşursun.

"Peki" dedim. Ahh ahh bunlar hep uyuyakaldığım için olmuştu.

Saat şu an 23.45 'ti ve lanet yatağımın gelmesine 15 dakika daha vardı.

Zaman geçmek bilmedi. O 15 dakika bana 15 saat gibi gelmişti. Ama olsun en azından yatağım da gelmişti. 2 tane temizlikli bayan getirmişti. Bir yere koydular ve o bayanlardan biri kulağıma
" o çocuğu nasıl tavladın bilmiyoruz ama gerçekten de imkansızı başardın bravo sana küçük" dedi.

Allah Allah 50 yaşlarındaki bu kadın ne diyordu bana ya...

"Anlamadım ne dediğinizi açık açık söyler misiniz?"

"Haberin yok gibi davranmana gerek yok yalnız sadece şunu söylemeliyim ki biz böyle aşk görmedik hayatımızda. Haa bir de kendine dikkat et tüm üniversitenin kızları hatta tüm Türkiye'deki kızlar seni gördükleri zaman döverler saçını yolarlar."

"Hey 1 saniye durun..." derken içeriye başka bir görevli kadın geldi ve uyumamızı söyledi daha doğrusu kusura bakmayın ama anırdı. Yani bir insanda böyle bir ses olabilir mi ?

Saat gecenin 3.30 'u. Tüm kızlar o muhteşem uykumu böldüler. Hepsi de başımdaydı. Bu saatte ne işleri vardı ki baş ucumda...

"Çirkinin teki bu ne bulduysa bunda"

"Bu çirkinde ne buluyor ki"

"Pis çirkin nasıl başardın koskoca müzisyeni tavlamayı"

Ne diyordu bu salaklar ya. Hizmetli kadının söyledikleri, bu kızların söyledikleri... Ben kimi tavlamıştım ki bilmiyorum.

"Gecenin 3.30' ununda ne işiniz var yatağımda ya gitsenizze. Hem kimmiş o tavladığım müzisyen"

Hiç birinin de dediklerini duymadım. Hepsi bir ağızdan bana bağırıp duruyorlardı. Hiç bir şey anlamamıştım. Neler oluyordu burda?

Sonra ne olduğunu anlamadım ama hepsi beni saçımdan tutup lavaboya sürükledi. Beni koruyan kız uyuyordu. Yuh yani bu seste ben bile uyanmışken o nasıl uyanmamıştı ki. Galiba beni lavaboya o yüzden sürükledilerr beni korur diye. Ama neden sürüklediler beni...

Hepsi saçımı yolmaya, cimciklemeye, hatta kıyafetlerimi yırtıp bana vurmaya kalkıştılar. Bunu neden yaptılar ki anlamadım hala. Ayağa kalkacak gücüm kalmamıştı. Neden dövdüklerini bilmediğim halde dövmüşlerdi beni. Canım çok acıyordu ama çığıramamıştım bile ağzımı kapatmışlardı. Sabaha kadar ağladım. Lavobaya da kilitlemişlerdi tam oldu. Çığıracak gücum de kalmamıştı 3.30 saat geçtiği halde. Düşünün artık nasıl dövdüler, daha da önemlisi neden dövdüler?

Saat 7.00 'da hepsi derse gitti temizlikli kadınlar yatakhaneyi temizlemeye gelmişlerdi ve ben son gücümü de kullanıp onlara seslenmiştim. İçeri girdiklerinde dün beni uyaran kadın

" yavrum bu ne hal kalk hastaneye gidoyoruz" dedi.

"Teyze hayır iyiyim ben dersin başlamasına ne kadar kaldı?

"Saçmalama! Bu halde derse giremezsin. Ben müdürle konu..."

"Derse ne kadar kaldı dedim"

"15 dakika"

Hemen üstümü değiştirip çantamı aldım ve sınıfa doğru koşmaya başladım. O kadar az olan mesafede 7 defa düştüm. Koşarken bile bana bağırıp kötü sözler söylemeye başladılar. Bu halde neden derse gittiğimi de soracak olursanız eger ben çok başarılı bir öğrenciyim ve bu üniversiteye de kıskanılacak bir puanla (tam puan) girdim. Her ne olursa olsun derslerden kalmamalıydım. Uykucu ve hep derslere geç kalan birisi olsam bile yetişmek için hep elimden geleni yapan biriydim ben. (Ortaokulda 5 tane alarmı aynı anda aynı saate ayarladığı halde geç kalan ben)

Derse gittiğimde 10 dakika geç kalmıştım. Yoklama alınmıştı ve özür dileyip yerime oturdum.

"Kızım bu ne hal ne oldu sana böyle?"

"Hiç hocam. Önemli değil."

Murat'ın yanı boştu sadece ve mecbur yine onun yanına oturdum. Derste bana bakıp durmadı önceki gibi. Anlaşmamız vardı çünkü. Ama sadece 4-5 defa baktı bana.

Zil çalınca beni kolumdan tutup boş bir sınıfa sürükledi.

"Yapma Murat bileğimi acıtıyorsun." Beni dinlemedi bile zaten o pislik kızlar morartmıştı ve şimdi o üstüne tuz biber ekmişti. Aşırı sızladı.

"Bunu kim yaptı Nur, neden yaptılar?"

Murat'ın ağzından;

Ben Dünyaca ünlü bir müzisyenim ama neden tıp fakültesinde okuduğumu sorarsanız sırf ailemin ısrarları yüzünden. Ben hiç aşık olmadım ama Nur'u ilk gördüğüm anda ona aşık oldum. Şimdi ise onu bu hale neden getirdiklerini ve kimin getirdiğini çok iyi biliyordum. O benim üzerime düştü, onunla 3 saat kütüphane temizledik ve beni onunla yemekhanede gördüler. Kıskançlarından dövmüşlerdi onu ama asıl sebep erkekler pansiyonunda boş yatak yoktu ve ona kendi yatağımı vermiştim. Bir tane hademe geldi boş yatak olup olmadığını sordu ve hemen Nur için sorduğunu anladım. Bu ise tüm üniversite de yayıldı ve büyük ihtimal benim uykucu aşkım o arada uyuyordu. Yüzü kan içindeydi ve gerçekten de çok kötü görünüyordu. İç sesim "Allah müzisyenliğin de benim de belamı versin hepsi benim yüzümden oldu. İlk aşkım benim yüzümden dayak yedi. Acaba canı çok acımış mıdır?

Nur Nur'um ilk ve tek aşkım. İlk görüşte aşka hatta aşka inanmayan beni ne hale getirdin böyle. Bu kadar güzel olmak zorunda mısın? Benim yüzümden ne hale geldin sen prensesim.


yüreğim seni çok sevdiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin