2.

964 65 98
                                    


"Ooff doğru yapamıyorsun işte haru çekil önümden"

"Az yaktık ne olmuş yani"

"Az mı? Sen buna az mı diyorsun? Tavayla birlikte yakmışsın omleti sanzu."

"Pekala bu işi sana bırakıyorum o zaman."

"En doğrus-"

"Hemen geliyorum biri arıyor."

"Peki."

Omleti ters çevirirken isteklice sanzu'yu dinlemek istiyordun. Ona ne kadar güveniyor olsanda merakına karşı koyamıyordun. Omletin altını kısıp yavaş adımlarla kendi odasına yürüdün.

"Sadece bir kaç cümle duysam yeterli, hem en fazla ne olabilir ki? Haru bir çete üyesi falan değil sonuçta."

Kendi kendine kısık sesle konuşup moral veriyordun. Kapıya yaklaştığında onu dinlemeye başladın.

"Tamam diyorum ya ran! kız mı? Yok bizi duyamaz mutfakta şuan. Patron bu durumu bilmiyor değil mi? Eğer kızı öğrenirse bulduğu yerde paramparça eder sakın ağzınızdan bir şey çıkmasın... Ne? Tabiki onu sevmiyorum saçmalama! Hem benim tipim bile değil. Ha? Sana mı bırakıyım kızı o zaman? Oyuncak mı bu aptal! Huh, neyse ne. Bu akşam orda olurum. Patron'a iletirsin."

Duyduğun şeyler karşısında şok geçirsende sanzu telefonu kapatırken korkarak sessizce mutfağa gittin. Ellerini tezgaha dayayıp az önce duydukladını sindirmeye çalışıyordun. Aklında binlerce soru vardı. Ran kim? Patron dedikleri kişi kim ve neden seni öldürmek istiyor? Sanzu gerçekten bir çete üyesi mi? Aklın her saniye yeni soru üretirken içeri sanzu girdi

"Ah, iyi misin güzelim? Bembeyaz olmuş yüzün."

"Y-yok arada oluyor bana öyle.."

"Emin misin?"

"Evet."

"Peki o halde.. kahvaltı hazırsa oturalım mı?"

"Evet hazır."

Tabakları yerleştirdikten sonra ikinizde masaya oturup yemeye başladınız. Lokmalar boğazında oturmuş inmiyordu sanki. Su bardağına ulaşmaya çalışırken sanzu bardağı alıp önüne koydu. Ardından sana büyük ve korktucu bir gülümseme verdi. Sende ne kadar istemesende zar zor ona bir gülümseme verdin.

Yemeklerinizi yedikten sonra ikinizde hazırlanıp dışarı çıktınız. Hava oldukça güneşliydi. En azından iç karartıcı değildi. Sanzu güneş gözlüğü, siyah bol kısa kollu ve altınada eşofman giymişti.

"Dün gece harikaydı y/n"

"Evet.. evet öyleydi."

"Neden durgunsun sen y/n? Hiç alışık değilim bu haline."

"Üzgünüm sadece biraz yorgun gibiyim.."

"Peki o halde.. bu gece seni arayamam büyük ihtimalle kusura bakma işim çıkabilir."

"Yok sorun değil."

"Eh, o zaman seni evine bırakıyorum?"

"Evet."

Arabaya binip eve gitmek için yol aldınız. İkinizde yol boyu sessizdiniz, ki bu durum nadiren yaşanırdı.

cigarettes and pain//Yandere sanzu x okuyucuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin