2

235 1 0
                                    

şey çıkardı. Elindeki güneşin altında
parıldadığında büyüteç olduğunu anladım.

Dalları tutuşturmaya çalışıyordu.
Onu izliyordum, ağzım açık kalmıştı.
İşe yarayacak mıydı? Görünüşe bakılırsa doğru açıyı yakalamakta
zorluk çekiyordu. Bir gökyüzüne, bir
büyütece bakıyor, sağa sola eğiyordu.

Yanlış yapıyordu. Belli bir pozisyonda uzun süre beklemesi gerekiyordu. Böylece güneş ışığının değdiği noktada çalıları tutuşturabilirdi. Bu şekilde ateş yakmak pek pratik sayılmaz ama yeterince sabırlıysanız ve güneş de yeterince güçlüyse işe yarayabilir. Ancak biz sonbahardaydık. Güneş pek güçlü değildi.

Onu izlemeye öyle dalmışım ki kafasını kaldırıp da bana bakınca neredeyse kitabımı düşürücektim. Gözlerimi oradan kaçırıp kitabıma diktim. Ama kaçamak bakışlarla onu izlemekten kendimi alamadım. Hâlâ
bana bakıyordu, arkadaşıymışım gibi gülümsedi.

Utancımdan yüzüm kızardı. Başımı kitaptan bir daha kaldırmadım.

Mae çalıları tutuşturmayı başaramadı. Bunu anlamıştım çünkü eğer tutuştursaydı öğretmenlerden biri koşarak gelirdi. Onun yerine, zil çalınca herkes normal bir şekilde sıraya girdi. Ben bir koşu gidip Mae'in çitlerin kenarına yığdığı dallara baktım.

Artık orda bir yığın yoktu. Onları harfler şeklinde dizmişti. Bir kelime yazıyordu.

CALYPSO

Koşarak sınıfa geri döndüm, kalbim küt küt çarpıyordu. Dallarla neden benim adımı yazmıştı ki?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 17, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Limon Kütüphanesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin