Kulaklığımı ve şapkamı takmış okulun bahçesinde kitap okuyordum. İleride gördüğüm dörtlüyle göz devirdim. Berk Kurtoğlu, yani Bay Seksi, ikizi Burak Kurtoğlu ve bir it gibi yanlarında dolaştırdıkları birer makyajdan oluşan hatunlar.
Ben Mert, Mert Yılmaz. 19 yaşında özel bir kolejde son sınıf ve burslu olarak okuyorum. Hayatım, şu Çinlilerin yediği yarasa çorbasından daha berbat. Neden mi? 1 Türkiye'de yaşıyorum (dolar 15 LİRA LAN!) 2 eşcinselim. Ve bomba, yakışıklı, kaslı, çekici, zengin ve seksi arka mahallemde oturan Berk Kurtoğlu, aynı zamanda zorbam ve aynı sınıftayız. Ne büyük şans değil mi?
Şimdi bu dört avanak bana doğru geliyor, hazır ol Mert müthiş aşağılanacaksın. Berk'ciğimin ikizi aptal Burak, kulaklığımın tekini çıkardığı ve alnıma vurdu.
"Hey ibne," dedi alayla. Gülümsedim.
"Hey amcı," dedim zevkle. Sinirden çenesini sıktığı çene hatlarının sertleşmesinden belli oluyordu.
Onları germiştim, bu beni aşırı mutlu etmişti. Zevkle arkama yaslanıp, dördüne de egoyla dolu bakışlar atmaya başladım. Berk, sinirli ve boğuk bir sesle adeta tısladı.
"Kardeşime ne cüretle laf atarsın, ucube!"
"Ne, yalan mı? Her hafta yeni bir kızla takılmıyor, her günse 5-10 kızla flört etmiyor musun?" Burak sinirle yakama yapıştı ve beni oturduğum yerden kaldırıp hızla sırtımı duvara vurdu.
"Bu ne cüret?! Düzgün konuş ibne!" Şapkam omuzlarıma düşerken kıkırdadım.
"Ne olur yoksa, döver misin beni? Ay, çok korktum şuan." Burak beni bırakırken Berk sinirle tekrar yakama yapıştı. Mavi gözleri mavinin en koyu tonuna bürünmüştü. Allah'ım, seni bu kadar mı delirtiyorum, Berk?
"Yemin ediyorum, dayak istiyorsun!" Dudak büzdüm.
"Evet istiyorum, dövsene," gözlerimde en ufak bir korku yoktu. Ancak, içimde bir yerlerde olan bir Mert 'Oğlum çok büyük dayak yiyeceğiz, ne diye atar yapıyoruz ki? Daha doğru düzgün dövüşemiyoruz bile,' diyordu ve ben ona sonuna kadar katılıyordum.
Berk tam suratıma yumruk atacakken Müdür geldi. Kızlar topuklarken sinirle;
"Ne oluyor burada?! Berk ve Mert, Allah aşkına oğlum siz hiç akıllanmayacak mısınız?" Berk isyanla,
"Hocam, o kışkırtıyor bizi," dediğinde;
"Kitap okuyarak mı?" Diye sordum inatla. Sinirle baktı suratıma. Müdür sinirle bağırdı.
"İkiniz de odama, HEMEN!" Göz devirdim ve yerden telefonumla kitabımı alıp Müdür'cüğümün arkasından ilerledim.
Odasındaki masanın önünde bulunan iki sandalyeye oturduğumuzda ciddiyetle konuştu.
"Bakın çocuklar, okulda en çok kavga eden ve şikayet gelen sizsiniz."
Göz devirip telefonumu çıkardım ve not kısmına girip, 'Of başladı yine, car car konuşuyor bu. Karı gibi aq, acaba karısı nasıl dayanıyor buna?' Yazıp Berk'i dürttüm. Yazılanları okuduğunda kendini tutamayıp kıkırdadı.
"Berk, komik bir şey mi dedim oğlum?" Berk aynı ciddiyetle Müdür'e döndü.
"Yo, aklıma komik bir şey geldi de."
"Gelmesin o zaman, müsait değilsin şuan." Müdür'ün dediğine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Berk sinirle bana baktığı anda yüz ifademi değiştirdim.
Abartmıyorum tam 3 saat nutuk çekti bize, manyak herif! Çıktığımızda derin bir nefes verdim.
"Valla psikopat bu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gay İbne
Подростковая литератураBenim yaşadığım hayatı kim yaşıyor aga iki aptal yanlarındaki makyajdan ibaret hatunlarla bana sürekli zorbalık yapıyor. Üstüne bir de bu iki salaktan biri bana âşık olup nefes almamı bile kısıtlıyor, buna rağmen hala ona âşık olmaya devam ediyorum...