uyarı: angst
~
Regulus, Borgin&Burkes'ten çıkarken, deminden beri içinde tuttuğu nefesini verdi. Havanın soğukluğu nefesinin buhar olmasına sebep oluyordu. Ama cebine soktuğu ellerinin deminden beri titremesinin kesinlikle soğukla hiç bir ilgisi yoktu.Regulus içindeki koşarak kaçma dürtüsünü bastırdı ve hızlı adımlarla o uğursuz dükkandan uzaklaştı. Kafası öyle doluydu ki...
Bu yüzden bir el aniden onu karanlık ve dar bir ara sokağa hızla çektiğinde sendeledi. Elini asasına bile atamadan ani bir dönme hissiyle kendini başka bir karanlık sokakta buldu. Asasını şimşek hızıyla kendisini Yanısıra-Cisimlenmeyle buraya getirmiş olan kişinin boynuna dayadı. Kaşları çatılmış, çenesi gerginlikle kasılmıştı, ama çok sürmedi. Yalnızca birkaç saniye içinde, sana baktığını fark etti.
Kaşları hâlâ çatıktı, ama şimdi ağzı hayretle aralanmıştı. Kısık ve gergin bir sesle konuştu.-"Merlin adına, ne yaptığını sanıyorsun sen Y/N?"
Sağına soluna bakındı."-Merak etme, kimse bizi görmez burada", dedin. Şimdi senin de kaşların çatıktı. Regulus boynuna dayadığı asayı indirirken sen gerginliğinin midende yarattığı hissi unutmaya çalıştın ve öne bir adım attın.
"-Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun? Ne yapıyordun orada Regulus? O dükkanda onlarla ne yapıyordun? Ne halt ediyorsun sen?"
Regulus'un yüzü solgunlaşırken ifadesi de düzleşti. Sessizlik. Gözlerindeki ifade seni korkutuyordu. Sirius'unkilerin tıpatıp aynı tonu olan o gri gözler, Sirius'taki ateşten yoksun, donuk ve soğuk bakıyorlardı. Regulus sonunda konuştuğunda, sesi de buz gibiydi.
"-Bu seni ilgilendirmez. Bir daha sakın beni takip edeyeyim demeye kalkma, yoksa sonuçları iyi olmaz."
Ellerinin titrediğini hissedebiliyordun ama ne için olduğundan emin değildin. Yutkundun ve kaşlarını daha da çatarak Regulus'a bir adım daha yaklaştın.
-"Beni tehdit mi ediyorsun? Sırada ne var? Ne olur seni takip edersem? Üzerimde Affedilmez Lanetlerden birini mi uygularsın yoksa?"
Regulus gözlerini dikmiş, sana bakıyordu. Çenesi gerilmişti şimdi.
-"Beni zorlama."
-"Neden? Çok sevgili Ölüm Yiyen arkadaşlarını başıma mı sararsın? Yoksa....Yoksa biricik Lord'una mı şikayet edersin beni?"
Öne bir adım daha attın. Şimdi dip dibeydiniz, gözleriniz kilitlenmişti. Regulus'un zaten bembeyaz olan teni sanki daha da soluktu, sen ise titremeni engelleyemiyordun.
Regulus sessiz kaldı. Kalbinin burkulduğunu hissettin. Tekrar konuştuğunda sesin az önceki gibi öfke değil, acı doluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mᴜʟᴛɪғᴀɴᴅᴏᴍ Iᴍᴀɢɪɴᴇꜱ | TR
Fanfiction"𝕽𝖊𝖛𝖊𝖗𝖎𝖊: 𝖆 𝖘𝖙𝖆𝖙𝖊 𝖔𝖋 𝖇𝖊𝖎𝖓𝖌 𝖕𝖑𝖊𝖆𝖘𝖆𝖓𝖙𝖑𝖞 𝖑𝖔𝖘𝖙 𝖎𝖓 𝖔𝖓𝖊'𝖘 𝖙𝖍𝖔𝖚𝖌𝖍𝖙𝖘, 𝖆 𝖉𝖆𝖞𝖉𝖗𝖊𝖆𝖒"