Okulun bahçesine herkesin derse girmiş olmasını umarak adım attım. Ve YEAH ! Herkes derste. Sınıfın kapısını tıklattım. İçeriden “ Gir “ sesini duyunca girdim. Herkes bana bakmaya başladı. Her yıl geç kaldığımdan kimse bana bakmıyordu. Neden bakıyorlar ki ? “ Özür dilerim. “ Diyip sırama oturdum. Genelde en arkada ve köşede otururum YALNIZ. Fakat bugün sıramda biri vardı. Aldırış etmeden yanına oturdum. “ Neden sıramda oturuyorsun ? “ Dedim fısıltı ile. Aynı ses tonuyla “ Sıramız “ Dedi ve gülümsedi. Boş boş suratına bakıyordum. Bu çocuğun sorunu ne ? “ Yüzüm çok mu güzel ? “ Diye sordu. Tanrım ! Sessiz bir kahkaha atıp kitaplarımı açtım. “ Evet bencede yüzüm çok güzel. “ Yazılı bir kağıt koydu önüme. Kağıdı elime alıp gülümsedim. Daha fazla benden nefret eden insanlara ihtiyacım yok. Ardından kağıdı elimle buruşturup sıraya koydum dersin ortasında bir kağıt sırama geldi. Yine o çocuk atmıştır diye gülümseyerek aldım elime kağıdı. İçinde “ Senden nefret ediyorum kaltak ! “ Yazıyordu. Yüzüne şaşırmış bir ifade ile baktım. Benim ona baktığımı görünce gülümsedi. Kağıdı açıp “ Neden ? “ diye yazdım ve onun önüne koydum. Kağıdı okuyup yüzünü astı kollarını açıp “ Bunu ben yazmadım. “ Dedi. Cevap vermedim o sırada sıramda bir kağıt daha olduğunu fark ettim. “ Annen ölür inşallah ! “ yazıyordu. Okuduğum an gözümden yaşlar akmaya başladı. Neden benden bu kadar nefret ediyorlar ? Birinin omzuma dokunmasıyla “ İyi misin ? “ Sesini duymam bir oldu. Evet anlamında başımı salladım. “ Ben Robert. “ Dedi. “ Angie “ diyip gülümsedim.
***
Sanırım en huzurlu şey derste müzik dinlemek yerine odamda müzik dinlemek. Müzik sanki bana “ Angie , Angie “ diye bağırıyordu. Müziği kapattım ve birkaç saniye bekledim. Yoo , hayır. Bu müzik değil annem bağırıyordu. “ Efendim ? “ dedim odamdan bağırarak. “ Telefon sana.” Dedi ve odamın önüne geldi 32 diş gülümseyip salona gitti. Telefonu kulağıma tuttum. Karşımda ki kişi “ Gerçekten mi ? Robert’ın sana aşık olduğunu mu sanıyorsun ? “ Dedi ve telefon kapandı … Bu sesi tanıyordum sanki. Aldırmadım ve telefonu masaya koyup odama döndüm. Müziksiz nasıl yaşarım bilmiyorum. Ama bu sefer daha alçak sesle müzik dinliyordum. Telefonun tekrar çaldığını duyabilecek kadar annem bakar diye aldırış etmedim ama ısrarla çalıyordu ve bakanda yoktu. Korkarak salona koştum. Bir not vardı “ Ben dışarı çıkıyorum Angie. “ yazıyordu. Neden herkes benimle kağıt aracılığı ile konuşuyor? O sırada telefon çalmaya devam ediyordu. Telefonu elime alıp kulağıma koydum. “ Merhaba. “ Sesi geldi bir süre sonra. Aynı şekilde merhaba dedim ve bir şey demesi için bekledim “ Şey .. Angie ile görüşmek istiyordum. “ Dedi. “ Benim ? “ Dedim merakla. “ Angie ? Ben Robert . 6 da falan filan parkına gelir misin ? “ Diye sordu. “ T-tabi. “ Dedim şaşırarak “ Görüşürüz “ Diyip telefonu kapattı. NELER OLUYOR ?