Kabus

25 1 1
                                    

Kabus gördügümden emindim o yüzden rahattım ama heryerde göz var hepsi bana bakıyor kendimi kan kusmuş ve strese girmiş gibi hissediyorum her yerim ağrıyodu artık uyanmak istiyordum her yolu denedim rüyamda bağıramıyorum sessim gittikçe kısılmaya başladı boğazımı sıktım rüyamdan sadece kurtulmak istedim ölmeyi denedim sonunda uyandım terör içindeydim sabahın üçüydü uyuyamadım korktum o rüyada olmak istemiyordum artık karnım fena ağrıyo ilaç içmeyi denedim ama kustum hastaneye gittim ilaç verdiler ve serum taktılar bazıların sesi geliyordu birisi sevdiğini kaybetmişti birisi ailesinin hepsini bir kazada ağlamak istedim çok farklı bir duygu işim bittikten sonra dışarı çıkıp hava aldım sokağın diğer tarafına geçicektim BİR ARABA HAMİLE KADINI EZDİ her yer kandı midem bulanmıştı tepkisiz kalmıştım sadece arabanın altında kalan kadını izliyordum her yeri kırılmıştı kemikleri etinden çıkmıştı sanki biri onun kemiklerini alıp kolunun üstüne yapıştırmış gibiydi yüzünün bir kısmı gitmişti ordan uzaklaştım o olay aklımdan çıkmıyordu kendime haykırdım *neden bu olaylara ben şahit olmak zorundayım neden bu acıyı çekmek zorundayım* dedim çok az insan dolu bir kafeye gittim uyumamak için bir kahve aldım dalmıştım iyi şeyleri düşünmek istiyordum ama 13 yaşımdan sonra hayatım berbattı ve hiç bir zaman mutlu olmadım hiç bir hatıram yoktu boş bir hayat boş bir kalp o yüzden hiç iyi birşey düşünemedim o kadının bağırışı o kadının ezilmesi aklımdan çıkmıyordu birkaç dakika sonra çıktım kafeden taksi çagırdım eve gidip dinlenmek istedim eve girdim ilk işim elimi yıkamak ve yatağa atlamak çok açtım ama bu uyumamak için bir sebep degildi uykuya daldım sabah oldu
Mutfağa gittim kahvaltı hazırlamaya başladım yavaşca masanın üzerine koydum ve alacakaranlık izliyordum çok fazla izlemiştim okula gitmem gerekiyordu üniformamı giyip çıktım evden bisikletime bindim okula doğru yol aldım hava ve kuşların cıvıltısı sokaklar güneşli her yerde ağaçlar vardı sokaklar çicek gibi kokuyordu ama az kalsın bir tekir kediyi eziyordum ama şanslıydım ki kedi kaçtı rahatlamıştım ve yoluma devam ettim okula girdim ve Bisikletim bir yere bağladım merdivenlerden yukarı çıktım sınıfa girdim yerime oturdum hoca gelmişti dersi anlattı eski arkadaşım aylanın çantasında kuş yemi vardı camdaki kuşa her gün yem veriyordu ayla çok güzel bir kızdı pencereye doğru ilerledi yemlerin yarısı döküldü ama umrunda değildi sadece o kuşun karnını doyurmakla meşguldu pencerenin alt kısmında büyük bir demir vardı aylanın oraya takılcagını aklımdan bile geçirmiyordum ayla yakınlaşmıştı oraya takılcagını hissettim ama seslenmek için çok geçti ayla yüz üstü pencereden düştü herkes şok içindeydi hocamız şoka uğramıştı aşağıya baktı o manzarayı gördükten sonra bayıldı ben hala resmimi çizmeye çalışıyordum kafamda şöyle bir düşünce vardı *sonuçta benim başıma gelmedi neden korkuyorumki? * sınıftakilerin hepsi aşağıya birilerini çağırmaya gitmişti sınıfta tektim resim çizmeye çalıştım ama boş gözlerden başka birşey çizmeyi başaramadım sınıftan çıktım okulun arka bahçesine gittim güneş parlıyordu güzel kokuyordu oturdum bir köşeye ağları izledim kuşların cıvıltısını dinledim herşey mükemmeldi kafamı o kötü düşüncelerden kurtarmıştım okuldan çıktım bir kafeye gittim yorgundum oysaki hiçbirşey yapmamıştım neyse umrumda değil zaten bir kahve alıp çıktım okadar aptalımki Bisikletimi unutmuştum kahvemi bir yere koyup koşup hemen aldım bindim bisikletime kahvemi bıraktığım yere gidiyordum ambulans gelmişti bile umursamayıp kahvemi alıp çıktım eve doğru yola çıktım kahvemi ozamana kadar bitirmiştim küçük bir kızı gördüm sanırım.. 10-12 yaşlarındaydı yüzünde stres korku acı vardı iyi misin küçük hanım? Diye sordum annesini yolda kaybetmişti yardım etmeye çalıştım annesinin adını söylemesini rica ettim birlikte aradık annesini bulmuştuk hüngür hüngür ağlıyordu annesi sakinleştirdim ve yanlarından uzaklaştım bisikletimi aldım ve apartmana girdim anahtarı cebimden çıkarıp kapıyı açtım kedim Leo beni bekliyordu açtı biraz mama döktüm ve biraz sevdim odama geçtim resim çizicektim resme başladım bir kaç saat sürdü ama değerdi biraz telefona baktım kedimin masaya çıktığının farkında değildim bile resmimi tırnaklarıyla çizdi çok uğraşmıştım kedime kızamadım çunku seviyorum onu o yüzden önemsemedim kedimi biraz kucağıma alıp sevdim kucağımda uyuya kaldı kendi küçük yatağına bıraktım bende kendi yatağıma geçip uyudum. Sabah olmuştu uyanmıştım kahvaltı hazırlamaya halim yoktu ve bisikletime bindim gene dünkü gibi hava çok güzeld *sanırım hayatımda en iyi olan şey bu*diye mırıldandım okula geldim bisikletimi bir yere bağladım okulun arkasına gittim çok güzeldi heryer sessiz sakin kuş cıvıltıları. Ordan ayrılmayı düşündüm kendimi fazla kaptırdım sanırım ayağa kalktım ve ordan uzaklaştım bisiklet sürmek istemedim o yüzden yürümek istedim yürürken kitap okumak tehlikeli biliyorum düşebilirim bir yere ayağım takılabilir ama bu kitabımı okumayacagım anlamına gelmez o yüzden kitabımı çıkardım evet alacakaranlık izliyordum ve çok kaptım kendimi çok beğendim abartmıyorum okumaya başladım Bella ve Edward ayrılmıştı ağlıyordum gözümden yaş geldi asla bir kitap için ağlıcacamı düşünmezdim neyse okumaya devam ediyordum ki bir erkeğin üstüne düştüm evet çok körüm ve çok utanıyordum bu hoşlandığım erkekti okadar utanıyordum ki domates gibi olmuştu yüzüm o beni farketti ve utandığımıda gülmüştü kalktım hemen elimdeki kitabı gördü alacakaranlık mı o diye sordu içimden söyle diyordum "off ne kadar aptalca bir soru kör sanki " dedim ah evet okuyorum dedim ve özür dilerim önüme bakmıyordum kitaba kendimi fazla kaptırmışım kusura bakma sorun yok dedi ve arkama bakmadan koşarak uzaklaştım ordan çok utanıyordum asla bu kadar yakın olmamıştım ve bide üstüne üstün üzerine düştüm ne kadar rezil bir durum değilmi? Eve geldim anahtarı çıkarıp hemen girdim eve yatağa oturup kitabıma devam ettim bazı yerleri beni çok ağlattı içindeymiş ı'm gibi hissettim çok geç olmuştu uyumam gerek yoksa yarın kalkamam alarmı kurup uyudum uyandım 20 dk erken kalkmıştım çok şaşırdım kabus görmemiştim anlık olsada gülümsedim hemen yüzümü yıkadım ve okul formasını giydim rengi mordu mor rengini çok seviyordum o yüzden benim için sıkıntı olmadı altımada gri bi eşofmana benzeyen rahat birşey giydim korkmayın pijama değil neyse çantamı hazırlayıp çıktım kapıyı kilitledim ve aşağıya bisikletimi almaya gittim ve aklıma bisikletimi bıraktığım aklıma geldi umursamadım ve çıktım apartmandan yol yakındı zaten neden bisiklet kullanıyorum okula girdim ve hoşlandıgım çocugu gördüm bana bakıyordu göz göze geldik gözümü ayıramıyorum utanmıştım koşarak merdivenlerden yukarıya çıkıp sınıfa girdim çantamı masama bıraktım ve aşagıya indim zil çalmamıştı 40 dk uzatmışlardı içimden "ne 40 dk mı dışarda takılabilirim ozaman dedim ve çantamdan atlama ipimi almayı unuttuğum geldi gidip aldım ve dışarda ip atladım ip atlamak en sevdiğim aktiviteydi hoşlandıgım kişiyi gördüm karşımda bankta otumuştu erkek kankalarıyla konuşuyordu içimden Bana bakmaması için dua ediyordum ve ip atlamaya başladım baya atladım durmadım ipin sesleri az olsada duyulabilir şekildeydi ve sanırım bana baktı evet ip atladıgıma pişman oldum ip atlayarak başka bir tarafa doğru koştum zordu ama genede koşabiliyordum dakikalarca böyle geçti ve zil çaldı benim beden dersim vardı onunla aynıydı hepimiz sıralara dizildik ve yoklama alındıktan sonra serbest bırakıldık yorgundum gidip merdivenlere oturdum o voleybol oynuyordu izledim beni farkettiğinde yerin dibine girdim gülümsedi çok utanmıştım ama hoşuma gitti yüzümü başka tarafa dönürdürdüm dakikalarca böyle geçti bir yere dalmıştım iki kişinin bagırışını duydum okadar dalmıştım ki dedi duyduktan sonra yerimden fırladım heyecan heryerimi kaplamıştı kafamı döndürdüm hemen bizim sınıftaki kızlar kavga ediyordu ipimi merdivene bırakıp hemen ayırmaya gittim her yere baktığımda
bazıları bakıyordu oda vardı ...

Mira:ŞU KAVGAMIZI KESİN ARTIK SİZİN SORUNUNUZ NE!?

Alice:MİRA SANA ZARAR VERMEMİ İSYEMİYORSAN SİKTİR OL!

Mira:SEN NE DEDİĞİNİN FARKINDA MISIN?

Alice:MİRA SANA DİYORUM SİKTİR GİT BURDAN ELİMDEN KAZA ÇIKMASINI İSTEMİYORSAN!

İçime öyle bir sinir girdiki o anlık sinirle Alicein üstüne yürüdüm karşılık verdi onu düşürdüm ve düştügünde onun saçını yerlere sürttüm ağlıyordum onun ağlaması gerekiyor neden ben diye mırıldandım ellerimin yarısı onun yüzünün kanıyla kaplıydı yağmur yağıyordu beni ayırdılar hoşlandığım kişi ve bazı kişiler gelip beni başka tarafa çektiler bağırıyordum
Alicein arkadaşları gelip sınıfa gotürdüler. Çok sinirliydim beni sakinleştirmeye çalıştılar ağlayasım geldi kendimi zor tuttum gözümden yaş geliyordu onlara bağırıp koştum başka tarafa başım dönüyordu sanırım bayılcaktım yüzde yüz emindim gözlerim kararmaya başladı ve bayıldım. Uyandım ama birisinin evindeyim bağırdım meğerse hoşlandığım kişinin eviymiş onu gördüm gördüm beni sakinleştirdi

Edward: sakin ol bağırma

Mira:neden burdayım!?

Edward: okulda bayıldın seni evime getirdim

Mira:bu iyiliğin için sağol ama ben evime gitmem lazım

Edward:gidemezsin burda kalcaksın benim yanımda

Mira:seni ilgilendirmez ben iyim ve kendi evime gidicem!

Edward:lütfen mira burda kal.

Gitmek istemedim onu kıramadım

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 22, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KabusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin