Aşk-ı Sükut

399 9 8
                                    

Önce uğruna her şeyi kaybettiğimiz aşk;sonrasında kaybettiklerimizin bahanesi oldu..




Gözlerini açtı.kafasını çevirip etrafa bakmak istedi ama o kadar çok halsiz düşmüştü ki bünyesi buna izin vermedi.Gözlerini kapatıp ne olduğunu anlamaya çalıştı ama zaten kulaklarında çınlayan sesler her şeyi anlatmaya yetiyordu.''Yusuf Ankara'ya giderken arabası şarampole yuvarlanmış ve hayatını kaybetmiş!''duyduğu bu ses sanki kulağına megafonla sesleniliyor gibi yankılanıyordu.Doğru muydu bu ses?Yusuf gerçekten ölmüş müydü?Gözyaşlarına boğuldu Züleyha.Böylesi bir acıyı ne duymuş ne de tatmıştı.Aşk acısı Mevla'dan gelen bir imtihandır.Züleyha da bu imtihana daha yeni başlamıştı.Yorgun,üzgün,kırık bir halde..Nereden bilebilirdi ki 'hayatım' dediğinin hayatını alıp götüreceğini.Kalbinden parçalar alıyorlar gibi hissediyor,nereye baksa Yusuf'un gülüşünü,bakışını,duruşunu görüyor.Bu acının üstesinden nasıl geleceğini bilmez halde yatağından kalkıp pencerenin kenarına yürüdü.


 BÖLÜM 1


''Islanmaktan korkma sevdiğim;kalbimiz bu denli ıslak iken..''



Ağustos'un 13'ü.. Hava çok sıcak ve bunaltıcı.Sıcaktan bunalanlar ya deniz kenarına ya da ırmak,göl kenarına inerler.Fakat Züleyha şehrin sakin mahallelerinin birindeki o güzel,serin evinde oturup kitap okumayı yeğlemiş.Okuduğu kitap Züleyha'ya ne o Ağustosun kavurucu sıcağını hissettiriyor ne de kapının çalındığını.Kitabına öyle bir dalmış ki sanki kapı zili kitabın içinden geliyor.Başka bir sayfaya geçerken irkildi,sonunda zili fark etti.Koşarak aşağı indi ve kapıyı açtı.Karşısında uzun boylu,kirli sakallı,siyah saçlı,yuvarlak yüzlü kuryeciyi gördüğünde oraya eridi sanki Züleyha.Sebebini bilmeksizin utandı,çekindi,terledi,kızardı..

-Züleyha SAYAR?

-Evet,buyurun benim.

-Size bir paket var.

-Kimdenmiş?

'Alıp baksana be kızım ne diye soruyorsun?'diye hayıflandı kendi kendine.

-Adnan YORULMAZ,Kayseri'den gönderilmiş.

''Çocuk bilmiş tekrar soru soracağını ki nereden geldiğini de hemen söyledi.'' Siz bakmayın Züleyha'nın iç konuşmalarına,yanında kimse olmadığından kendi kendine konuşur,eleştiri yapar,tartışır..İyi kızdır aslında damarına basılmadığı müddetçe.Neyse Züleyha paketi alıp içeriye girdi.Sonra kapı tekrar çalındı:

-Hanımefendi,imza atmadınız.Paketi alıp içeriye koştunuz, beklediğiniz bir şeydi sanırım.

-Aa hayır dalgınlığıma verin lütfen kusura bakmayın neresini imzalayacağım?

'Şurası'diyerek imzalayacağı yeri tarif etti kuryeci.

-Teşekkür ederim.

-Ne demek,iyi günler,görüşmek üzere.

-Görüşmek üzere,iyi günler.

'Bu şimdi niye bana görüşmek üzere dedi,kesin o da benden hoşlandı.Yok canım ne alaka müşteri tutmak içi şirketin bir tür hilesidir,sanki bana özel bir şey mi?'Züleyha bu işte yine kendi kendini avutur halbuki haberi yoktur,amansız bir aşkın pençesine takılmış gidiyor..

'Bakalım amcam ne göndermiş.' Züleyha dalgın daldın paketi açtı.Paketin içinde bir kutu kutuda da zarf ve bir sürü fotoğraf.Zarfı açtı,amcası Züleyha'ya mektup yazmış.'İlahi amca sende bu devirde mektup mu kalmış telefonda söylesene işte.'Söylene söylene mektubu okumaya başladı:

                                                        BÖLÜM 2  

                   ''Zamansız oldu her şey.Ayrılık zamansız,gidiş zamansız,kalış zamansız...''


'Kızım Züleyha;bu mektup binevi vasiyetimdir.Olur da bir gün bana bir şey olursa tüm mal varlığımın yarısı senindir.Bu yaşına kadar neler yaşadığını,içinde neleri büyüttüğünü,kapattığın defterleri ben biliyorum.Ne olursa olsun dimdik ayakta durmayı başardın benim akıllı ve güçlü kızım.Kızım diyorum çünkü sen kabul etmemiş olsan da ben seni hep kızım olarak gördüm seni öz kızımdan ayırmadım.O yurda seni evlat edinmek için,bana baba demen için gitmiştik ama sen amca demeyi yeğledin olsun bundan yakınmıyorum,her şekilde benim yanımda,elimin altında oldun.Şimdi yanımızda değilsin ama biliyoruz ki aklın da kalbin de bizimle.Yengen senin annen,kızım senin kardeşindir.Burada bir ailen var güzel kızım.Kendini hiçbir zaman yalnız hissetme.Belki ben olamayabilirim ama yengen ve kardeşin hep senin yanında olacaklardır.

 Canım kızım Züleyha'm;bu hayatta annenle babanı bulmanı diliyorum bul ve karşılarında dimdik dur,dur ki güçlü bir kızları olduklarını görsünler,dur ki geçen zamanlar için pişman olsunlar.Her ne olursa olsun onlar senin annen ve babandır kızım.Eminim onlar da böyle olsun istemezlerdi.Bunu düşün ve bu lafımdan güç al yavrum.

Mektubumun son satırlarına geliyorum.Canım benim;karşına çıkan insanları hemen dost,arkadaş bilme.Çünkü dostun düşmanla,şeytanın da melekle yer değiştirdiği bir devirdeyiz.Çevrendekilere hemen güvenme.Üzülmeni istemiyorum.Sen değer vereceğin insanları bilirsin o yüzden benim fazla bir şey söylememe gerek yok :) Yaşamın boyunca mutluluk yanında olsun,umutsuzluk ve üzüntülerin yakınından bile geçmesin.Allah'a emanet ol bitanem.Başarı ve azim arkdaşın,mutluluk ve sevgi dostun olsun...

                                                                                                                         Amcan Adnan.. '

Mektubu bitirdi ama gözyaşları halen akıyordu.hemen telefona sarıldı amcasını aradı.telefon çaldı çaldı ama açan olmadı.Yengesini aradı yine açan olmadı.Amcasının kardeşindir dediği Elif'i aradı ama ondan da cevap yok.Bir yere yığılıp kaldı,kalbini bir el kavramıştı sanki sıkıca tutan bir el..Kafasını iki elinin arasına alıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti.Gerçekten ölmüş müydü amcası bunu nereden,nasıl öğrenecekti tam bunları düşünürken telefonu çaldı.Can havliyle telefonu kavradı kim arıyor diye bile bakmadan kulağına götürdü:

-Alo,amca!

-Züleyha ben Sibel. 

Sibel Züleyha'nın Kayseri'den arkadaşı hem de komşularının kızı.

-Sibel amcam iyi mi arıyorum kimse açmıyor ne oldu Allah aşkına söyle!

-Züleyha öncelikle bi sakin ol sana her şeyi baştan anlatacağım.

-Neyi anlatacaksın Sibel amcam iyi mi değil mi onu söyle bana ya.

-Züleyha amcan son iki üç aydır hastaydı şu kötü hastalıktan.İki haftadır da hastanede yatırıyorlardı.Sen üzülme diye kimse sana bir şey söylemedi.Ama şimdi amcan...

-Sibel ne saçmalıyorsun sen olamaz öyle bir şey ya olamaz o benim şu hayatta her şeyim,daha ben ona baba diyecektim,evlat sıcaklığıyla sarılacaktım Sibel olamaz ya!

-Züleyha lütfen sakin ol amcan sana mektup yazmıştı hastaneye ilk yatırdıklarında eline ulaştı mı?

'evet' diyebildi sadece sesi kesilmişti gözyaşları yüzüne sıcak su gibi değiyor acıtıyordu.Aslında o yaşlar gözünden değil yüreğinden kopan parçalardı..

 Sibel'le konuşmayı bitirdikten sonra mektubu tekrar oku bu sefer amcasının olmadığının farkında olarak..Ah Züleyha ah..Zaten hayata 1-0 yenik başlamıştın şimdi durum ne 2-0 mı 3-0 mı?

'Ne demişti amcam güçlü ol,sen güçlüsün.Evet amca ben güçlüyüm çünkü ben senin kızınım.Daha saat hoşçakalı göstermiyordu be amca daha benim sende baba hasretim kaldı gideremediğim.'

Gözyaşlarını sildi ayağa kalktı ve amcasının vasiyetini dikkate alarak güçlü olmaya yemin etti.Başlangıç mıydı bu yoksa bitiş mi?Ya ayakta durup ailesini bulacak ya da pes edecek..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 16, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşk-ı Sükut (Aşkın Sessizliği)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin