...

4 0 0
                                    

Selamlarrsss nabersiniz ben berbatım sıkılıyorum.

"Beyza annecim anlatmak istermisin?"

"Evet.."

Derin nefes aldım. Kalkıp göz yaşlarımı sildim ve doğruldum.

Anneme yaklaşık bir saat boyunca anlattım ve hiç lafımı bölmeden sabırla dinledi. En sonunda hıçkırarak ağlamaya başladım ve konuştum:

"Beni babam sevmemiş elin oğlumu sevicek be anne..."

Bu laftan sonra annem uzun sure susup bana sarıldı ve saçlarımı öptü. Ve sakin bir ses tonu ile konuşmaya başladı:

"Böyle düşünme prensesim. Babanda bende seni çok seviyoruz sadece baban bir hata yaptı. Bu hatanın telafisi olmaz belki ama o'da seni çok seviyor bende."

"Peki anne... ben biraz uyuyacağım iyi geceler..."

"Sanada güzelim"

Annem o lafı kullanınca gözlerim dolmuştu. Nedeni ise Ege benle konuşurken hep güzelim derdi bu lafda onu hatırlatmıştı... Ege'yi seviyormuyum, sevmiyormuyum bilmiyorum ama bir yanım onu istiyor... ona sarılmak, saçlarını koklamak, dizinde uzanmak...

                  [Sabah]

"Günaydın anne..."

"Sanada prenses hadi kalk"

"Ne oldu?"

"Dışarı çıkıcaz"

"Ben gelmesem..."

"Neden?"

"Hiç havamda değilim"

"Ama... Neyse ben giderim"

"Anne dur"

"Ne oldu?"

"Kahvaltımı yapayımda öyle çıkayım :)"

"Şapşik kızım benim"

Aslında dışarı çıkmak istemiyordum ama annem o kadar hazırlanmış aynı bayramda el öpmeye giden çocuk gibi aldığı yeni kıyafetleri giymişti. Çok tatlı duruyordu üstüme bir kaç parça bişey giyip bişeyler atıştırdım ve evden çıkıp bir taksiye bindik.

"Anne hangi AVM bu?"

"•••••• AVM"

"Of orası çok büyük ya bin kat var"

"Bişey olmazz"

Annem ile AVM'ye gelmiştik içeri girip gezmeye başladık. Ben bir kitabcı buldum ve içine girdim. Çok güzel Kitaplar vardı. Elime birkaç tane bayağıdır istediğim kitabi aldım ve parasını ödeyip çıktım. Annemi aradım ve hangi mağazada olduğunu sordum. Yine Gucci'ye girdiğini söyleyince Gucci'ye doğru gittim. Kapıdan girerken bir koku çok tanıdık gelmişti. Bu Ege'nin çok kullandığı bir kokuydu. Kasaya doğru baktığımda Ege'nin olduğunu gördüm. Kafamı diğer tarafa çevirerek anneme doğru ilerledim. Gözlerim dolu haldeydi çünkü yanında Simge'de vardı ve beraber birbirlerine bakıp öpücük atıp gülüşüyorlardı. Annem bu durumu farkedince kıyafetleri bırakıp beni dışarı çıkarttı. Sinirden elim ayağım titriyordu. O kıyafet askıları ile onları boğmak isterdim. Ana yapamadım, yapamadım! Ege biraz sonra koşarak gelip bana sarıldı. Tüm gücümle onu iterek ağzıma gelen herşeyi saymaya başladım. Herkes bize bakıyordu titreyen ses tonu ile son Kelimemi edip ordan uzaklaştım son kelimem ise şuydu:

"EĞER BENİ GERÇEKTEN SEVSEYDİN O KADININ DEĞİL BENİM YANIMDA OLURDUN!"

Diyip ağlayarak ordan çıktım. Arkamdan annem geliyordu birleş daha arkama baktığımda Simge'nin Ege'nin yanında sırıttığını gördüm ve kan çanağındaki olmuş gözlerim ile iğrendirir bir bakış atıp ordan uzaklaştım. Ellerimi sıkmaktan tırnaklarım avucuma batmış ve kesmiş olduğunu görmemiştim bile. Taksi beklemek için gittiğimde ise küçük bir kız gelip:

"Abla elin kanıyor, al peçete kanı silersin"

Dedi ve gitti. O küçük kız demese elimin kanadığını bile bilmiyordum. Elimdeki kanları temizleyip annem ile taksiye bindik. Takside kafamı cama koymuş ağlıyordum.
Gerçekten bu hayattan çok bıkmıştım. Herşeyden fazlasıyla bıkmıştım. Örnek veriyim: babam, Ege, Simge, o Rus kadın, erkekler en önemliside hayat yormuştu beni. Dayanacak gücüm kalmamıştı bu hayattan kurtulmama tek bir halat yeterdi. Ama yapamıyordum annem için. Önce babam sonra ben... bu sefer şöyle düşünecekti benmi hata yaptım? Bendemi hata?
kızım bile beni bıraktı derse kendine zarar verirse diye korkuyorum. Ama tek birşey söyliyeyim benim yok olacağım gün Ege'de olmayacak.

İmkansızım... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin