Yetimhane,çocuklara bakmak istemeyen ailelerin çocuğu çöp torbası gibi attığı yerdir aslında. Orada ağlarsın, beklersin. Aileni beklersin ama bende öyle olmadı. Yetimhane ailesini bekleyen ufak bir umut kırıntısı olan her gece bir umutla uyuyan çocukların içinde birde, ailesinden nefret eden çocuklarda vardır. İşte bende o ikinci çocuklardanım ailesinden kurtulan ailesini cehhenemin kör kuyusu olarak gören onlardan kurtulmayı kendisi seçmiş olan...
Pencereden vuran ışıkla uyandım. Ama beni kalkmaya zorlayan birşey yoktu,kafamın ağrısıyla elimi başıma götürüp masaj yaptım.
Kapının gürültüyle çalmasıyla ayaklarımı yataktan indirdim ama başım hâlâ yatıyordu.
Ayağa kalkıp kapıya ilerledim.Kapıyı açtım ama kimse yoktu.Kafamı yere eğmemle küçük çocuğu fark ettim.onbir oniki yaşlarında, mehmetti sanırım ismi .Annesinden tanıyordum gelişimle ilgili problemleri yüzünden pek uzayamamıştı.
"Günaydın doktor"dedi"Günaydın beyfendi bir sorun mu var?" Dedim göz kırparken çok sevecen bir çocuktu gülümsemesinden anlaşılıyordu .
"Daha kahvaltı yapmamışsındır beraber ekmek alalım diye uyandırdım"
"Beni düşündüğün için sağol hemen hazırlanıyorum beklersen"
Altıma bir pantolon çekip kazağın üstüne montumu giydim.Telefonumu arka cebime koydum biraz para alıp ayakkabımı giydim
"Geldimm" kapıyı çekip çıktım.
Bu arada! Ben Hafsa Akay
8 yaşına kadar yetimhanede,2 yıl ailemin yanında sonra yine kendi kendime kurtuldum ve 18 yaşına kadar yine yetimhanede. Yetimhane yetimlerden oluşur annesi babası belli olmayan bile vardır ya da ailesini tanıyıp bugün gelecek,yarın gelecek ,bir gün umarım gelecek diye bekleyenlerden.
Ben yetimmiydim? Benim gelecek diye bekleyecek kişilerim var mıydı diye evet çok düşündüm.Babannem gelirdi arada harçlık verirdi.Sonra babannem beni yetimhaneden almıştı fakat vefat edince yine aileme kalmıştım ve ikinci kez asıl hayatımdan kurtulmuştum,kaçmıştım yetimhaneye.Babanneme doktor olacağıma dair söz vermiştim.
Doktor olduktan sonra içimde bir heves kalmadı evet bunu babannem için yapmıştım, okumuştum fakat kendim için sürdürmem gerekiyordu bu olayın gerçeğiydi. En kıytı köşede bulabildiğim yere gittim kasabaya ormanlık bir alandaydı zaten isteyerek yapmıştım. Fazla hasta gelmiyordu fakat tehlikeli bir yerdi ama umrumda değildi, burada çocuklarala bağım olmuştu, kasabadaki kadınlarla .Evim dağ evinden ayrı kalır yanı yoktu fazla büyük değildi ama küçükde değildi .Bahçenin büyük olması bana yetiyordu .Buranın havası hem soğuktu hem ferahtı ve en sevdiğim yanı buydu. Sessizdi hayvan seslerini saymazssak ama o bana huzur veriyordu .
"Abla bugün hastaneye
gitmiycek misin?"Cevap vermeme kalmadan gürültülü bir ses duyuldu kafamı o tarafa çevirdim fakat birşey görünmüyordu.
Mehmet'e dönüp
"Sen git ben hemen geliyorum tamam mı? "Çocuğun cevap vermesini beklemeden ilerledim rampa bir alanda koca çınar ağacına çarpmış ve önü resmen çökmüş bir araba vardı . Rampadan yuvarlanıp buraya gelmiş olabilirdi fakat ehliyeti olan kimse böyle bir hata yapamazdı.
İntihar etmek dışında Ya da arabada aksaklık olmadıysa.Arabaya koşarak geldim ve sürücü koltuğunda oturan kişiye eğildim pencereden
baktım. 45 yaşlarında bir adamdı başını direksiyona çarpmıştı ama hava yastığı açılmamıştı demekki fazla hızlı çarpmamıştı ya da hava yastığı yoktu pencereden elimi sündürüp adamın nabzını kontrol ettim ,
Atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NABIZ
RomanceŞimşek çakıyordu şimşek çakmasını bilirmiydiniz tohumların titreşimle çiçek açmasını sağlardı belkide bizede büyük bir şimşek çakması gerekiyordu açmak için. Bir doktor hikayesi .Hevesini ,tutkusunu, azmini kaybetmiş ama bir intikam ateşiyle azmide...