0.6

1.9K 93 6
                                    

Nil ile kahve almaya gelmiştik, Nil kahvesini aldıktan sonra adımlarımızı sahile doğru çevirmiştik.

Şimdi ise Nil kayaların üzerinden atlamaya çalışıyordu.

"Elindeki kahve hâlâ sıcak, dikkat et."

Güldü ve kahvesini kayanın üzerine koydu ve diğerine geçti.

"Gelsene, çok eğlenceli."

Gözlerimi devirdim ve elimi saçıma götürdüm.

"Kerem!"

Hızla tekrar bakışlarımı Nil'e çevirdiğimde dengesini kaybettiğini gördüm.

Fakat kısa sürede eski halini almıştı.

"Ya salak mısın sen? İnsene!"

Omuz silkip gülmeye devam etti.

Onu düşmeden almam gerektiğine karar verdim ve yavaşça kayaya çıktım.

Elimi ona doğru uzatıp konuşmaya başladım.

"Gel, gidelim."

Kızdığımı anlamış olacak ki ısrar etmeden elimi tuttu ve inmeye başladık.

İndikten sonra yukarıda kalan kahvesini istediğini söyledi.

Tekrar kayaya çıktığında bu sefer onu indirmeyeceğimi söyledim.

Kahveyi aldıktan sonra minik adımlarla yere inmeyi başardı.

Ardından telefonu çaldı, Çağlar arıyordu.

Telefonu sessize alıp çantasına koyduğunda kaşlarımı çattım.

"Neden açmıyorsun?"

"Önceliğim sensin, bebeğim."deyip yanağımı sıktığında güldüm.

"Ciddiyim, niye açmadın?"

"Kızgınım ona."

Konuyu kestirip atmak istediği için uzatmadım, en azından benimleyken mutlu olmasını istiyordum.

Çünkü ben en çok onunlayken mutlu oluyordum.

ꕤꕤꕤ

aslinda kizi dusurecektim de sonra cringe olmwsin dedim boyle oldu yine icime sinmedi ama imdat

right here, kerem aktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin