*Doyoung'un elinden*
Seni nasıl anlatırdım ki Taeyong?
her şeyinle mükemmelsin.İnce bir vücudun vardı,köprücük kemiklerin, adem elman..büyüleyiciydi.
Gözlerin kocaman ve simsiyahtı, kalın kaşlardan nefret ettiğimi bilirsin..ama sana çok yakışırdı,
dudakların tatlı, soluk pembeydi çok da çatlardı.''aşkım'' derdin ''aşkım öpsene!'' sevgili olmamamıza rağmen öperdim seni, o tek bir öpücük bütün kış dudaklarını nemli tutardı.
Vücudun inceydi evet ama bir yandan da kaslıydı, kolların, karnın ve bacakların...O güzelim benler ve doğum lekeleri, seni izlemek Vincent Van Gogh'un çizimlerine bakmak gibiydi..insanı hoşnut ederdi.
Kesikler, yaralar, yanıklar hepsi değer verdiğin insanların eseriydi, asla kaçamadın onlardan onlar sana yalan söylese de..sen gerçek sandın.
Göğüslerin harika, sapık gibi oldu ama tatlı ve güzel..tıpkı kokun gibi, bir insan nasıl bu kadar güzel kahve kokabilir Taeyong? Söyle bana!
Beni kurtar lütfen...bu zulüme dayanacak gram gücüm kalmadı...
Baya uzun bir aradan sonra kendimi rahatlatmak için buraya geri geldim,
olmayan takipçilerimi özlemişim <3
Devam edecek...