Karanlıktı orası. Çıkmak istesen bile, elinde ki kelepçeler bir canavar misali sömürürdü kolunu. Acımasızdı gardiyanlar, affetmezlerdi. Hatta bazen burda ki suçlulardan bile daha kötü olduklarını görmüştüm. Çok fazla korkutucu insanla karşılaşmıştım, ancak bu yer...Bu yer hepsininde bile daha kötüydü.
Kıyamet Hapishanesi.
Hükümetin bile zapt edemediği suçluların, tutulduğu cehennem.
Yıllar önce, bir suikastçı grubu devlete karşı gelerek, adeta bir katliam yapıyordu. Milyonlarca masum insanı saniyeler için öldüren bu grup sokakta rahatça terör estiriyordu. Hükümet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, asla bu gruba üye olan suikastçılardan birini yakalayamıyordu. İnsanlığın sonunun yaklaştığını anlayan Baş Komutan, suikastçıları satın almayı önerdi. Tüm devletin yıllar boyunca ürettiği bütün tahsilatı, hatta insanlardan zorla alınan vergiler dahi hepsi bu suikastçıları satın almak için toplanmıştı. Para, suikastçıların liderinin gözünü aydınlatınca hemen kabul edivermişti. Hükümet bu grubu çok daha fazla ödeme yaparak, onlardan tarihi bir şey istemişlerdi.
Hükümetin başa çıkamadığı suçluların, kapatılacağı bir hapishane.
Suikastçılar bu görevi seve seve kabul edip, uğruna canlarını verecekleri bir işe kalkıştılar. Uzun uğraşlardan sonra, bu cehennem misali hapishane kurulmuştu. Devlet her iki yöndende şanslıydı çünkü; Hem bir cehennem üretip, hemde bu uğurda bedavaya ölen suikastçıları izlemişlerdi. İnsanlar günümüzde ne kadar suikastçıları birer 'şeytan' olarak görsede, benim onlara bakış açım çocukluğumdan beri farklıydı. Onlar öleceklerini bile bile, bu görevi kabul edip, ölümle burun buruna geldiklerinde bile görevlerinden vazgeçmemiş, ölesiye nefret ettikleri devlete karşı olan sözleri tutmuşlardı. Büyükbabam bana küçükken, tarihi hapishaneyi yapan bu suikastçıların, zamanında aileleri devlet tarafından öldürülmüş çocuklar olduğunu söylemişti. Hatta insanları öylece öldürdükleri ise, devletin bunu halka karşı uydurmuş oldukları söylentisi vardı. O günden beri suikastçılar gözümde asla kötü sayılmıyorlardı.
Gözlerim karanlığa alışmaya çalışmayı keseli çok olmuştu. iğrenç derecede leş kokan bu yere nasıl geldiğimi hatırlamaya çalıştım. En son...Hapishaneden kaçmaya çalışıyorduk...
Anılarım zihnime bir bir gelirken, yanımda hissetiğim nefes ile kulaklarımı sağımda ki şeye doğru çevirdim. Yutkundu. Konuşmak için nefesini topluyor gibiydi. Etraftaki oksijensizliği fark etmiştim.Ciğerlerim ne kadar isyan etsede, sessiz oldum ve karanlığı dinledim.
''Biz...Biz başarıyorduk...Briana. Kaçmaya çalıştığımızı hatırlıyorsun değil mi?Uzun zamandır buradayız...Sanırım o koca canavar sana sert vurmuştu. 500...500 kişi Briana. 500 olağanüstü suçlu ile, kaçmaya çalıştık. O kadar güçlülerdi ki...Son kapıya yaklaştığımızda sadece 4'ümüz kalmıştık. Kaçmamıza, o kadar az vardı ki...Ta ki o devasa şey ortaya çıkana kadar. Tam 494 öldü...Biz!Tanrım bizde ölmeliydik. Bize edecekleri işkenceleri düşünemiyorum bile...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıyamet Suçluları
Acción(Kıyamet Hapishanesi) Dünyanın dört bir yanından gelen üstün suçluların, olağanüstü korumayla toplandıkları yer. Kıyamet, tarihinde oldukça güçlü suçlular,suikastçılar, katiller görmüştü. Ancak bu ilk olucaktı. Apocalypse, tarihinde böyle suçlula...