8

378 42 8
                                    

Baekhyun, kızına daha sıkı sarıldı. Bilinçsizce onu Chanyeol'den korumaya çalışıyordu.
"Gerçekten böyle adice bir plan yapabileceğime inanıyor musun? Ben iyi bir babayım. Koşullarımızdaki olumsuzluğa rağmen, Mina'nın hiçbir şeye ihtiyacı yok. Karnı doyuyor, iyi bakılıyor ve çok seviliyor. Son derece mutlu ve kendini güvende hisseden bir çocuk o."

Chanyeol dışarıdaki havanın gittikçe daha da kötüleştiğini fark etti. Yağmur şiddetini artırmıştı ve evin tavanı akmaya başlamıştı. Bu adamı anlayamıyordu. Nasıl olup da böyle koşullar altında yaşayabiliyordu. Mina' nın diğer babası olduğundan emindi. Bunu ta içinde hissediyordu, ama bunu karşısındaki adama söylemek istemiyordu.
Hamile olduğunu öğrendiğinde, neden onu yolmaya, ondan para sızdırmaya çalışmamıştı. Özellikle de kim olduğunu bilmesine rağmen...
Bu hiç mantıklı değildi. Bir kez daha sordu. "Neden bana söylemedin?"

Baekhyun bakışlarını kaçırdı. Chanyeol onun dudaklarını ısırdığını gördü. Yeniden gözlerinin içine baktığında, genç adamın gözlerinde kaygı dolu bakışlar olduğunu fark etti. Sanki bir şeylerden korkuyor gibiydi.

" Kızımı korumak ve onun için en iyisini yapmak istedim. "

Chanyeol başını salladı. Onun sözlerini anlayamıyordu. Beyni çoğu zaman büyük bir hızla çalışırdı, ama o anda uyuşmuştu. "Tanrı aşkına, korktuğun ne?"

"İşte bu durum."

" Hiç mantıklı konuşmuyorsun. Şu anki durumun, benim sana sunabileceklerimden nasıl daha iyi olabilir ki?" diyen Chanyeol, birden durumu anladı. Baekhyun'un hamile olduğunu öğrenmesi, onun için büyük bir şok olmuştu, ama zamanla gerçeği kabullenmişti. Ortak bir zeminde anlaşarak, bu işi halledebilirlerdi, ama böyle bir anlaşmanın kendisi için yeterli olmayacağını çok iyi biliyordu. Baekhyun ona borçluydu. Kızının hayatının ilk on beş ayını kaçırmıştı. Kızı ona bir yabancıymış gibi bakıyordu ve daha da acı olan, kızı için gerçekten de bir yabancıydı.

Baekhyun'un, kendisinden başka biriyle birlikte olmadığını itiraf ettiğini hatırlayınca, garip bir ürperti hissetti. Zaten o gece, onun çok masum olduğu hissine kapılmıştı. Bir bakir gibi sımsıkıydı. O anı hatırlayınca, bedeni bir arzu dalgasıyla sarsıldı.

Baekhyun bir anda çenesini dikleştirdi. Onun bu tavrını gören Chanyeol, onu çekip öpme arzusuna gem vurarak, kendini toparlamaya çalıştı.

"Benim sahip olduğumdan çok azıyla yaşayan bir sürü insan var. Para her şey demek değildir. Senin babalığını ispatlamak için mahkemelerde sürünmekten, ya da gazetelere manşet olmaktan zevk alacak biri de değilim. Mina' yı doğurma kararımı tek başıma verdim. Bu yüzden o tamamen benim sorumluluğu altında."

Chanyeol dilinin ucuna kadar gelen sorulara engel oldu, çünkü ortada görünenlerden çok derin sorunlar olduğunu hissetmişti. Ancak şu anda en acil halledilmesi gereken sorun, onları bir an önce buradan çıkartmaktı. Daha sonra, sorularını soracak çok zamanı olacaktı. Çünkü Baekhyun onun için bir sır yumağıydı ve bunu çözmeye kararlıydı.

*

Baekhyun, bu adamın açıklamalarından sonra çıkıp, gideceğini umuyordu, ama onun yüzündeki ifade, hiç hoşuna gitmemişti. Fazlasıyla kararlı bir hali vardı. Mina' da her zamankinden daha sessizdi ve dikkatle Chanyeol'e bakıyordu.
Chanyeol birden, "Eşyalarınızı topla," dedi adeta eınredercesine.
"Benimle geliyorsunuz."

Baekhyun başını o kadar hızlı çevirdi ki, bir an için dengesini kaybeder gibi oldu. "Ne?"

" Beni duydun." Genç adamın sesi buz gibiydi.
"İhtiyacınız olan eşyaları hemen toplamanı istiyorum. Buradan hemen, şimdi gidiyoruz."

love at first sight-chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin