8

75 6 3
                                    

Yoongi'nin attığı mesajı başta çok önemsemesem de Jungkook'a bir şey olması düşüncesiyle deliye dönmüş ve üstüme dikkat etmeden hızlıca anahtarları alıp evden çıkmıştım. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Beynim allak bullak olmuş, nefes alışım zorlaşmıştı. Ciğerlerime hava girmesi için ekstra bir çaba göstermeye başladığımda taksiye yeni binmiştim. Zar zor ağzımdan çıkan kelimelerle hastaneyi tarif etmiştim...
Taksiden indiğimde yağmurun yağdığını yeni, saçlarıma düşen sert damlalarla fark etmiştim. Kafamı kaldırıp hastanenin kapısına baktığımda Yoongi'nin hastane çatısının altında sigarasını içtiğini gördüm. İnsanlara çarpa çarpa yanına varabildiğimde tam ağzımı açacakken yüzüme yediğim sert tokatla yalpaladım. Neler olduğunu hâlâ kavrayabilmiş değildim. Sonunda önümdeki silüete baktığımda şişmiş, kızgın ve bir o kadar da hüzünlü gözler görmüştüm. Bağırıyordu. Ne yapmıştım? Ne olmuştu? Ve işte o sözcüklerle yıkıldım,

"Jungkook senin yüzünden öldü! "

Jungkook ölmüştü. Ölmüş müydü? Benim bebeğim öldü mü? O an başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Gözümden dökülen yaşlarla hastaneye girdim, önüme gelen ilk kişiye onu sordum ve tekrar sordum ve tekrar... Hastanede bağırarak insanlara onu soruyor elime gelen ilk şeyi fırlatıp kırıyordum. En sonunda tekrar nefes alamadığımı geç de olsa fark etmiş ve demir koltuğa bayılmıştım.

without youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin