seventeen,

1.8K 258 65
                                    

...

2 Aralık

Hyunjin'e,

Selam Hyunjin, nasılsın? Ben fena değilim. Ne iyi, ne kötüyüm aslında. İkisinin arasında bir yerlerdeyim. Boşlukta hissediyorum desem daha açıklayıcı olur sanırım. Neredeyse 1 ay geçmiş en son sana yazmamın üzerinden. Bu bir ayda çok şey oldu, bilmek ister misin? Birazını biliyorsun ama yine de anlatayım.

Öncelikle, 2 hafta önce boşandık. Yaşanan en büyük, en önemli şey buydu bence. Çok garip, gerçek gibi gelmeyen bir andı benim için. Duruşma salonuna girdiğim anda bile farkında değildim sanki olanların.

Hakim hanımın sorularına cevap verirken gözlerimi senden alamadım. Sen bana hiç bakmadın Hyunjin. Bir kere bile. Bir kez olsun benden tarafa çevirmedin bakışlarını.

Neden? O an ne fark ettim biliyor musun? Biz veda etmedik Hyunjin. Sen ayrılalım dedin, ben de kabul ettim. Sen beni artık sevmemen hakkında yeni sevgiline bakarak konuşurken, içimden sadece gelip sana sarılmak geçti. Sahi, biz en son ne zaman sarıldık hatırlıyor musun? Ben hatırlamıyorum.

Senin, teninin, kokunun, her şeyinin özlemi sanki önceden zincirlemişti de, birden üzerime çöküverdi. Hislerimin altında ezilirken öylece durdum orada. Çok şey yapmak istedim ama hiçbir şey yapamadım.

Kısacık sürdü zaten duruşma, boşandık, oradakilere teşekkür edip iyi günler diledik, kapıdan çıktık. Yine yüzüme bakmadın. Kaçtın hep.

Oysaki fikrimi değiştirdiğimi, saçlarının kısayken de çok güzel durduğunu söyleyecektim. Kadının elini sıkı sıkı tutup yürüyüp gittin.

Arkanızdan bakabildim sadece Hyunjin. Koşup ellerini tutmak istedim. Bırak o kadının elini diye bağıra çağıra, şımarık bir çocuk gibi ağlayasım geldi hatta.

Bana ne kadar güzel göründüğümü söyle, bana sarıl, beni öp, beni tekrar sev istedim. Olmadı, artık olma şansı da yok. Hayat çizgilerimiz tamamen ayrıldı ve bu çok tuhaf geliyor bana biliyor musun? Sen benim her şeyimsin çünkü. Her şeyimdin daha doğrusu. Alışkanlık işte, kusuruma bakma.

Diğer bir olaya gelelim. Bunu bilmiyorsun, şimdi öğreneceksin. Evi sattım. Tebrikler Yongbok!! Aslında tahmin edersin ki çok zordu benim için. Emlakçıya giderken bile bayılacak gibiydim. Geri dönerken ağlamadan edemedim, arabanın yanından geçen insanlar garipsemiş olmalılar.

Neyse, eve geldiğimde çok yabancı geldi bana her şey. Eşyalarımız, içinde inlemelerimizin yankılandığı odalar çok yabancıydı bana. Sanki sıradan bir otel odası gibiydi her biri. Özellikle de yatak odamız, hiç girmek istemedim oraya. Midemi bulandırdı eşyalarımı toparlamak. Kıyafetlerimi katlarken, her birinde senin kokunu aldım. Ağlamamak için uğraşmadım bu sefer. Anılarımza üzülüp ağlayabilirim, değil mi? Lütfen bunları okuduğunda bana acıyıp, gülme. Kırılırım.

Dip not: Ceketin kalmış. Siyah olan, hep ben giyerdim hani. Geri göndermek için Chan'dan adresinizi aldım ama kıyamadım Hyunjin. Senden geriye bir tek o kaldı, geri gönderemem. Özür dilerim.

Yongbok.

notes, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin