nineteen,

1.9K 257 108
                                    

...

29 Aralık

Hyunjin'e,

Merhaba, nasılsın? Umarım iyisindir. Bana gelecek olursak, ben nasıl olduğumu bilmiyorum. Kafam çok karışık, düşüncelerimi toparlayamıyorum. Sana yazmanın iyi geleceğini düşündüm, sonra aklıma senin yüzünden bu halde olduğum geldi. Neyse, sonuç olarak kalemim ve kağıdım elimde. Buradayım.

Bir önceki notumda yazmıştım, belki hatırlarsın. Evi satmıştım hani. Normalde birkaç güne boşaltmam ve taşınmam gerekiyordu. Satın alanlar, bu arada çok tatlı bir çiftler, birkaç hafta daha istediler. Kıramadım. Anılarımıza bir süre daha mahkum olacağım yani. Kaçmaya çalışmak anlamsız olduğu için pes ettim. "Yeni" hayatımı biraz erteleyeceğim. Aklımda yeni bir kitap oluşmaya başladı. Onun hakkında düşünüyor ve sinsi anıları zihnimden uzak tutmaya çalışıyorum. Çıktığı zaman okursan, bana ne düşündüğünü söyle lütfen. Merak ederim.

Chan hyung geldi bugün. Nasıl olduğumu merak etmiş. Biraz zayıflamıştım, abartıp kızdı bana. Alt tarafı birkaç kilo Hyunjin, değil mi? İkide bir iyi olup olmadığımı sordu. Onu anlıyorum, endişeleniyor benim için. Fakat bir miktar gurur kırıcı olduğunu inkar etmeyeceğim.

Herkes, bizi bilen her insan artık bana acıyor. Belli etmemeye çalışıyorlar ama anlıyorum. Bana bakarken akıllarında terk edilişim, aldatılışım oluyor sadece. Oysa ben sadece senden, seninle olan ilişkimden oluşmuyorum, değil mi Hyunjin?

Bilemiyorum, yorgun hissediyorum yalnızca. Boşandık ama yine de bir şekilde hayatımdasın. Bana zarar veriyorsun, yoruyorsun beni. Uyumadan önce bile aklımdasın. Hoşuma gitmiyor bu durum, artık birbirine aşık iki aptal genç değiliz sonuçta.

"Birileriyle görüşmelisin." dedi bana. Yalan söylemeyeyim, gerçekten şaşırdım buna. Chan'ın söylemesine değil de, böyle bir seçeneğin var olduğunu unutuşuma şaşırdım aslında. Başka insanları beğenebilir, onlardan hoşlanabilirim değil mi? Onlarla öpüşebilir, sevişebilir ve onlara sıkıcı aşk sözleri söyleyebilirim. Yapabilirim ama yapar mıyım, bilemiyorum.

Yanlış anlama sakın, sana olan sadıklığımdan ya da beni aldatan eski eşime umutsuz bir şekilde aşık oluşumdan falan değil. Sanırım beni tükettin Hyunjin. Bende sıcak duygular, gün doğarken fısıldanacak sevimli cümleler kalmadı. Kimseye verecek aşkım, sevgim, sabrım yok. Gecelerimi birileriyle paylaşacak gücüm yok. Akıtacak gözyaşım, söyleyecek şarkılarım da yok. Hepsini sen aldın. Hepsini götürdün Hyunjin, benden geriye hiçbir şey kalmadı. Bomboşum. Her şeye yeniden başlamayı göze alamıyorum, çok yorgunum. Tahmin edemeyeceğin kadar çok.

Hyunjin, sen beni mahvettin.

Maalesef geri dönüşü yok. Ben senin eski sevgilinim, daha fazlası değil. Daha azı da değil. Bir zamanlar evli olduğun o sıkıcı, modası geçmiş adamım.

Bunları yazmak ne kadar kırıcı hiç anlayamazsın sen, umarım anlamak zorunda da kalmazsın bir gün. Mutlu olma şansın varken bunu iyi değerlendir ve mutlu ol, gülümse, şarkılar söyle. Henüz genciz, geç değil.

Dip not: Chan sizi hastanede görmüş. Kadın doğum bölümünde. Sanırım sevgilin hamile, tebrik ederim. İyi bir baba olacağına eminim. Mutlu bir aile olun.

Yongbok.

notes, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin