Micheal: Kısa boylu, kumral saçları, olan bir çocuk. Sinirlendiği zaman ortalığı birbirine katar ve neredeyse hiç konuşmayan biri.
Johnny: Biraz şişman, esmer, koyu kahverengi saçlı bir çocuk. Fazla heyecanlı.
Benjamin: Her zaman her durumda mutlu olan uzun kahverengi saçlı bir çocuk.
Sam: Sarı saçlı, kısa, biraz deli, komik biri.
Mark: Ekibin doktoru hatta en zekisi. Kısa, kumral kısa saçlı ve biraz dişlek biri.
Eric: Yaşına göre uzun, esmer, kalın kaşlı, koyu kahverengi saçlı,
Köpekleri seven barışçıl ve mutlu biri.Victor: Biraz kısa, koyu kahverengi punk saçları olan, oyuncu biri.
Aron: Cesaretli, gözlüklü, uzun saçlı ve yaralanmalardan korkmayan biri.
Lebron: Hakkında pek bir şey bilinmeyen, kilolu, esmer biri
Andy: Aslında çok zeki ama zekasını çok fazla kullanmayan, kısa kahverengi saçlı biri.
Gary: Neredeyse tek kaşlı, siyah saçlı, sözünü hiç tutmayan biri.
James: Korkusuz, kendini beğenmiş, kısa kahverengi Saçları olan bir çocuk
En sevdiğiniz hangisi? Hikayeyi onun ağzından yazıcağımda😊
Bölüm 1
Sıcak bir yaz sabahıydı, on iki arkadaş çantalarımızı topluyorduk. Yeni okulumuz olan Calibra'ya doğru yola çıkacaktık. Herkes oranın harika bir yer olduğunu söylüyor nedense içimde garip bir his vardı. Sanki orası bizim hayatımızı değiştirecek. Saçma. Bu arada benim adım Aron.
Arabaya doğru yürürken evime son kez baktım. Biraz eskiydi. Daha doğrusu çok eskiydi. Bazı duvarları çatlak, bazıları ise sarmaşıklarla doluydu. Arabaya bindiğimde ise hiç kimse konuşmuyordu, Sam bile. Micheal, yola çıkmadan önce bir şey unuttuğunu söyleyip eve doğru koştu. O ilk defa konuşmuştu, herkes çok şaşkındı. Micheal hayatı boyunca bir kere konuşmuştu. O da tuvalete gitmek için izin istemeseydi. Micheal gittikten birkaç dakika sonra elinde eski bir oyuncak ayıyla geldi. Bir gözü ve bir bacağı kopuk, rengi solmuş bir ayıydı. Anlaşılan kahverengiymiş.
Victor, Micheal'a "O eski ve kokuşmuş ayıcığı niye aldın?!" diye sordu. Micheal çok sinirlenmiş olmalı ki Victor'un yüzünün ortasına yumruğunu geçirdi. Gary ise orada Victor'a gülüyordu. Gary, Eric'e göre iyi biriydi ama hiç birimiz ona güvenmiyorduk. Micheal'ın ise Lebron'a gıcığı vardı. Her yanlışına kızıyor ve bir kötü bir şey olsa bile bunu Lebron'dan biliyordu. Yola çıkmıştık hatta yarısına gelmiştik. Geldiğimiz yer hiçte bir okula benzemiyordu. Çevresinde dikenli teller, tellerin gerisinde ise silahlı korumalar bekliyordu. Sanki içeri girince bir daha geri çıkamayacakmışız.Bölüm 2
İçeri adım attığımız an bir güvenlik dedektörü vardı. Çantalarımızı bir banda koymamızı, demir eşyalarımızı ise bir kutuya koyup yine banda koymamızı istediler.
Çakımı aldılar. Oysa o çakı benim babamdan kalan tek şeydi. Buna çok üzülmüştüm. Bizi bir yere götürmeye başladılar. Sınıflar çok ilginçti. Bembeyaz duvarları, yatak gibi sıralar vardı. Sıralara yatılıyor, gözünün önüne bir cam geçiyor, kafana korkunç siyah kablolar bağlanıyor ve gördüklerin projeksiyondan yansıtılıyordu. Tekrar bir dedektöre varmıştık ama bu seferki farklıydı. Dedektörün hemen yanında bir hologram makinesi vardı. İlk Micheal geçti, hologramda biri gözüküyordu, Micheal'a benziyordu ama daha uzun ve iriydi. En altta ise "Bıçakçılardandı" yazıyordu. Sonra Victor geçti, bu seferdeki hologramdaki bir çocuktu. Tahmince 10-11 yaşlarındaydı. Bir köpek dişi diğerlerine göre büyüktü.Herkes sırayla geçti ama sıra Lebron'a gelince tuhaf bir adam çıktı. Bu sefer o adam kapişonlu giymiyordu. Tersine bir miğfer takıyordu, ve kızgın sakallı bir suratı vardı ve diğer herkesin aksine "Katliam Grubundaydı" yazıyordu. Nedense aynı şey Gary'de de oldu. En son sıra bana geldi. Ben geçtiğimde ise o hologramda koca bir çarpı vardı. Micheal, Eric, Johnny, Victor, Sam, Andy ve James çok çirkin ahır gibi bir yere götürüldüler. Ben, Benjamin ve Mark normal sıraların olduğu bir yere götürüldük. Gary ve Lebron ise çok lüks harika bir yere götürüldüler. Orada haftasonları çalışarak para biriktirdiğim "PS4" bile vardı. Bir gün geçti. Ilk dersimiz başlayacaktı. Başladığı an bi tuhaflık hissettim. Dersimizin garip olacağını biliyordum. Bıçakcılar ile Katliam'ı anlattılar. Iki gizli örgütmüşler. Bıçakcılar bir çeşit suikastçılarmış, katliam ise dünyayı barışa sokmaya çalışan bir grupmuş. Micheal'a üzülüyorum, o katillerin soyundan geliyor. En şanslılarımız Lebron ve Gary. Onlar harika bir soydan geliyorlar. Şu an Micheal'ın ne yaptığını çok merak ediyorum doğrusu. O bunu kaldıramaz. O bu kadar eziyeti kaldıramaz. Sonunda zil çaldı. Koşarak koridora çıktım, gördüğüm manzara karşısında şoke oldum. Micheal oradaydı, ağır bir taş parçası çekiyordu. Victor bile cesaretini yitirmişti. Yüzünden korktuğu anlaşılıyordu. Lebron ve Gary ise PS4 oynuyordu. Ne Biçim bi okul bu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıçakçı Kardeşliği: Calibra'da Hayatta Kalmak
AventuraOn iki arkadaş bilmeden Calibra diye bir yere kayıt olurlar. Anneleri bir şey demez çünkü orasını normal bir yatılı okul olduğunu düşünürler. Ama aslında herşey farklıdır. Hayatlarını değiştirecek bir hata yapmışlardı...