#final

410 41 19
                                    

Taehyung

Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Ne kadar zamandır bu gökdelenin tepesinden şehrin ışıklarını izliyorduk bilmiyordum ama muhtemelen iki saat sonra güneş doğmaya başlardı. Lalisa bana geçmişini ve yaşadığı tüm sıkıntıları anlatırken ne kadar güçlü olduğunu düşündüm. Uyuşturucu dediğimiz bağımlılık çoğu insanı hayattan koparan ve arkada gözü yaşlı bir ailenin kalmasıydı bana göre. Lalisa'nın böyle bir pislikten sıyrılması ve sevgisi yüzünden kandırılmış olmasına rağmen hâlâ hayatta eğlenmenin bir yolunu bulabilmesine hayran kalmıştım. O bana geçmişini anlattıktan sonra uzun bir süre daha manzarayı izlemiştik. İkimiz de benim ne zaman söze başlayacağımı bekliyordu fakat ben bir türlü cesaret edemiyordum.

Lalisa'nın bana anlattığı şeyler basit değildi, aynı şekilde benim anlatacaklarım da basit değildi. İşte bu yüzden kendimi odaklayamıyordum. Neresinden tutsam elimde kalıyordu.

Kaçamak bakışlarımdan birini daha Lalisa'ya atacaktım ki bu komik halimi fark etmesi ile gülmeye başlaması bir olmuştu.

Gülerken iri siyah gözleri kısılıyor, yorgunluktan ve acı suyun eseri olan göz altı torbaları belirginleşiyordu. Bütün Seul ayaklarımın altında olmasına rağmen benim dikkatimi çeken tek şey Lalisa'nın gülerken yüzünde oluşan ifadeydi.

Onun bu sevimli hallerine istemsiz tebessüm ettiğimi yeni fark ediyordum.

Kıkırdayışlarına mahçup bir ifadeyle karşılık verdiğimde yüzümü incelemeye başladı. Demir çubukları kavramış olan sağ elimin üstüne sol elini koydu ve kendine kenetledi. Elim demir çubuk ve Lalisa'nın yumuşak beyaz teni arasında kalmıştı. Teni tenime değdiğinde her şey anlamını yitiriyordu.

Kafamı morla karışık lacivert bir görünüm almış gökyüzüne doğru çevirdim.

"Altı yıl önce annemi kaybettim. Babamla yeterince sorunum vardı zaten. Üstüne annemi kaybedince her şey daha da zorlaştı. Babam çok geçmeden başka bir kadınla evlenmişti. Onun da benim yaşlarımda bir oğlu vardı. O çocukla sürekli kavga ederdik. Genelde kavgayı başlatan taraf ben olurdum. Kendi öz oğluna göstermediği ilgiyi yabancı bir çocuğa göstermesi beni çıldırtıyordu. Neyseki kıskançlığım çok uzun sürmedi."

Dolan gözlerimi umursamadan gülümsedim.

"Babam yeni eşine ve yeni oğluna çok fazla özen gösteriyordu. Her şeyi onların istediği şekilde yapmaya başlamıştı. Benimle çocukluğumdan beri ilgilenmezdi fakat konu benim için hiçbir zaman babamın ilgisi ve desteği olmamıştı. Konu o kadın ve oğlunun bütün mal varlığımıza konmaya başlamasıydı."

Yanağımdan süzülen tek damlayı hızlıca sildim. Şuan ağlayamazdım.

"Babamı uyarmaya çalıştım. Beni kesinlikle dinlemiyordu. Ben de bütün maddi varlığımızı korumak adına kendi hesabıma geçirmek için bankaya gittim. Fakat babam benden önce davranmış ve bütün mirası üvey kardeşimle üvey annemin zimmetine geçirmişti. Üstüne üstlük üvey annem babama hesabından para çaldığımı söylemişti. Elbette böyle bir şey yapmamıştım ama babamın inandığı kişi öz oğlu değil de yabancı bir kadın olmuştu."

Sinirle güldüğüm için akan gözyaşlarım kısa bir süre sonra peş peşe dökülmeye başlamıştı. Gözlerimde hâlâ birikmekte olan ve yanaklarımda ıslaklıkları kalmış yaşları silerken omuzumda Lalisa'nın başını hissettim. Başımı başına yaslayınca vücuduma bir titreme yayılmıştı. Güvende hissediyordum.

"O gece babamdan sabaha kadar dayak yemiştim. Sabah olur olmaz da eşyalarımı toplayıp evi terk ettim. Zaten o evde yaşamaya çalışmam bile oldukça zoruma gidiyordu. Üniversiteyi bitirene kadar teyzemle kaldım. Babam yokluğumu umursamamış olmalı ki beni hiç aramadı. Üniversiteyi bitirince ayrı eve çıktım. Evime yakın bir dans kursunda staj yaptıktan sonra işe başladım. Sonra da seninle tanıştık."

disfruto ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin