Odama çıkıp telefonumu , kulaklığımı , ceketimi ve mini cooperimin anahtarını aldım . Merdivenlerden koşa koşa indim bahçeye ..
Garajın kapısını açıp arabamı dışarı çıkarttım . Öyle camımdan Eskişehir'in yarısının gözüktüğüne bakmayın yukardan öyle gözüküyor ama gittiğim yol çok ıssızdı . Hastaneye doğru yola çıktım. En sevdiğim şarkıyı açtım (Lady Gaga - Optimist ) . Hızlı şekilde sürmeye başladım arabayı etrafta ağaçlar vardı ilgimi bir şey çekti . O ağacın arkasında oturan küçük çocuk aman Allah'ım saat daha 8 evinde olması lazım bu çocuğun böyle ormanlıkta değil .
Arabayı ani frenle durdurdum indim aşağıya koştum çocuğun yanına yüzünü iki elimin arasına alıp
- Neden burdasın ? , diye sordum .
Kafasını hafifçe kaldırdı bakışları korkutucuydu ilk defa korkmuştum insanoğlunun bakışlarından çektim ellerimi sakince .
- Sorun ne tatlım? benimle konuşabilirsin hadi bunu yapabilirsin . dedim
ama çocuk ağzını dahi açmadı . Yaklaşık 30 saniye boyunca sustum . Çocuk kafasını kaldırdı ürpertici bir sesle
- Git burdaaaaaan !!! Dedi .
Cidden korktum arkama bakmadan arabaya doğru koştum yine , çalıştırdım arabayı hemen çıkmaya çalıştım o yoldan araba hızla hareket ederken çocuğa baktım gözleri simsiyahtı lanet olsun yoksa bu mutfağıma giren o sabah ki çocuk muydu bu ? Yok artık o olamaz hayır hayır olamaz . Merkeze girmiştim ne ağaçlık ne başka birşey yoktu etraf trafikle ve insanlarla doluydu . ..
Geldim hastaneye 3. Katta 535 numaralı olan odama girdim . Büyük bir odaydı telefon çaldı . Hala şoktaydım kendime geldim telefonu açtım .
- Sena hanım , hastanız var , dedi .
- Tamam gelsin , dedim .
Arayan sekreterimdi , kapı çaldı .
- Buyrun! Dedim .
Kapı yavaş yavaş açıldı . İçeri sabah ki çocuk girdi . Şaşkın bir yüzle
- sen aman tanrım sen nasıl geldin ? Dedim .