Sabah rutinimi tekrarlamak için etrafa küfürler savuşturarak başımın ağrısıyla gözlerimi açtım. Bu sefer daha bir ağır sövmüştüm. Ama etrafıma bakınca artık bu rutinden vaz geçmem gerektiğini anladım. BURASI NERESİ AMK
Uyandığımda karşımda kocaman bir şehir manzarası vardi. Ama hiçte tanıdık bir manzara değildi. Yatağın ucunda duran siyah elbisenin benim için olduğunu düşünerek direkt üstüme geçirdim.
Elbise üstüme tam oturunca biraz şaşırmış olsamda pek umutsamadım. Hemen saçımı topuz yapıp odadan çıktım. Her şeyden önce neden, nasıl ve nerde olduğumu öğrenmem gerekiyordu.
İlk bulduğum kapıdan ysk diye girince karşımda yarı çıplak altında havluyla telefonla konuşan bir adamla karşılaştım. İlk önce adamla biraz bakıştık. Sonrasında ben durumun teni farkında varıp küçük bir çığlıkla kapıyı geri kapattım.
Bir sure sonra kapi acildi ve karsimdaki beyfendi bu sefer giyinikti. Hafif bir öksürük verip boğazımı temizledim.
+Ben nerdeyim ve siz kimsiniz.
-bunu benim sormam gerekiyor ama ilk önce teşekkür etmen gerekmez mi?
Eliyle ilerlemem için yolu gösterdi ve ben yürürken konuşmaya devam ettim.
+Beni evinizde ağarladığınız için çok teşekkür ederim efendi hazretleri fakat ne vesileyle burada olduğumu bilmem lazım.
-rica ederim hanımefendi. Dün arabama atlayıp daha sonrasında bayıldığınızda bende aynılarını merak etmiştim.
Ses tonundaki alayı hissedebiliyordum.
+Adım Neir. Evet H olmadan Neir. Dün için teşekkür ederim fakat evime geri dönmem gerekiyor.
-Bunun pek olası olduğunu düşünmüyorum Neir hanım.
+Nedenmiş o?
Sinirim sesimden anlaşılabiliyordu.
-üzgünüm fakat evim dün bulunduğumuz yerden oldukça uzakta ve bir süre o taraflara gitmek gibi bir planım yok.
+Ne kadar uzakta olabilirki bir otobüse atlar giderim yav.
-ıhmm... Şu anda fransadayız
+NE!!
sesim fazlasıyla yüksek çıkınca, üstünde hizmetli kıyafeti olan birçok kişinin bu tarafa doğru koşturduğunu gördüm.
-evettt... Şey üzgünüm?
+Olmalısın. EVE NASIL GİDİCEM OLM BEN.
-uhmm bilmiyorum ama şey
+Ama ne?
-dün iş aradığını söyleyen normal birisi olduğunu söylemiştin ya
+Eeee?
-asistanım olmana izin versem..? Sende sinirlenmesen..?
+Sanane olm benim sinirlenmemden. Hem senin ne yararına olcak benimle çalışman.
-yani böyle bi güzelliği kaybetmek istemem.
+YA BİLİYORDUM BÖYLE OLCAĞINI BİR DAHA ELBİSE GİYENİ GÖTTEN...
-şakaydı şaka lan dur amk.
Bir odaya girdik. Ortada kocaman bir kahvaltı sofrası varsı ve o oturmam için bir sandalye çekip sonrasında karşıma oturdu.
-asistanım olarak pek bir şey yapmana gerek yok. Yanımda dur. Güzel görün. Bir iki evrak taşı ve planlarımı oku.
+Neden yapıcakmışım ki eve gönderin olm beni.
- aylık 300k
+Eve gönder beni
-300k dolar
+Ne zaman başlıyorum
Diye piç piç gülümsedim. O da kıkırdayıp kâhya olduğunu düşündüğüm kişiye birkaç el haraketi yaptı.
"Bu arada mustafa ben canım. Mustafa Solungaç. Artık benim için çalışacaksın."
Kâhya birkaç evrak ve kalem getirdi. Önüme gelen evraklarla biraz uzunundan bakışmalar yaşadık.
-yaz dizisi çekmeyi planlamıyorsan evraklarla imzalasan güzel olurdu.
Gösterdikleri boşlukları imzalarken aynı anda konuşmaya devam ettim.
+Eee senin şirketin olayı ne
-mafya
+NE!!
-hee ondan işte pek önemseme.
+Boş ver asistan olmiim dövüş öğretin bana sarar eğlenceli olur falan.
-asistanımkende öğrenmen gerekicek zaten. Zorunlu görmem gereken dersler var. Fransızca, ingilizce, tarih, dövüş, bizim dalımızdaki insanlar, kaçman gereken ve konuşman gereken insanlar fala filan.
+Yapamıycağımı düşündüğün bir şey söyle bende nasıl ustası oluyprum onu gösteriim
-ohh egoa tavanmış maşallah
+Eyvallah cano.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
daddy mustafa
Подростковая литератураSabah rutinimi tekrarlamak için etrafa küfürler savuşturarak başımın ağrısıyla gözlerimi açtım. Bu sefer daha bir ağır sövmüştüm. Ama etrafıma bakınca artık bu rutinden vaz geçmem gerektiğini anladım. BURASI NERESİ AMK