Balayı yerini Tarık ve Edis seçmişti. Galiba başından beri burayı düşünüyorlardı. Her neyse balayı gününün beşinci haftası bize bir süpriz yaptılar. Çok güzel bir süprizdi bu. Sizce ne olabilir? Yada durun ben söyleyeyim. Bize başından beri Fransa da iş ayarlamışlar. Bununla kalmamışlar bize lüks bir ev yaptırmışlar. Çok mutlu olduk. Ben polis olduğumdan dolayı Tarık bana silahlarla dolu bir oda hazırlatmış. Otelden çıktık, uçakla İzmir'e geldik. Dilekçe yazarak Fransa'daki işime başladım. Buradaki suçlar İzmir'dekilere göre daha yoğundu. Ama şu en güzeli ki burada pek suç işlenmiyordu ve her sokakta bir devriye ekibi vardı. İlk defa bir toplantıya girmiştim Fransa'da. Konuşma şöyle olmuştu:
-Bonjour dames Buse.(merhaba Buse hanım)
-Bonjour monsieur.(merhabalar efendim)
-Avez-vous acheté ici ?(buraya alıştınız mı?)
-oui je ai utilisé.(evet alıştım)
-Nous apprécions beaucoup les bons moments.(çok sevindik iyi günler)
-bon monsieur de jour.(iyi günler efendim)
Toplantı aslında benim buraya alışıp alışamamam ile ilgiliydi. Ama ben işimi sevdiğim için nerede çalışırsam çalışayım alışmak zor gelmez bana.