#1

42 2 0
                                    

Büyük şehir
Evde bir telaş almış başını gidiyor. Annem bize lazım olanları koca koca çuvallara doldurup kamyona yüklemesi için babama veriyor. Babam dün anamı aldı karşısına ve buralarda daha fazla duramicağımızı tererislerin kapıya kadar geldiğini söyledi. Hepimiz apar topar iki üç eşya alıp arabaya bindirdik. Evin en büyük kızı benim benden küçük 5 kardeşim daha var . Babam oğlu olsun istemiş ama tanrı ona 6 kız evlat vermiş hal böyle olunca babam bizimle hiç muhattap olmaz. Bende gözüne girmek için erkek çocuğundan farksız davranırım . Anam hep kızar bu yüzden bana kimsen o ol başkası olma der ama napiyim baba sevgisinden yoksun yaşamak nasıl dokunuyo insana bir bilseniz. Bırakın babamın bana sarılmasını daha bir kere göz göze gelmişliğimiz yoktur . Uzaktan sevgi beslerim ben ona ama bir kere sarılsa ah keşke. Kamyona son eşyayı da koyarken etrafa bir baktım ne güzeldi burda koşması oynaması. Ben bizim bahçeye dalmışken anam kolumu sıktı ve kulağıma
" ağlama gız buban görcek"
dedi o an farkettim ağladığımı. Ellerimi gözlerime götürüp sildim gözlerimi. Kamyon ilerlemeye başlamıştı o ilerledikçe yükselen toprağın kokusunu içime çektim kim bilir bir daha ne zaman koklardım bu toprakları. Sallana salla ilerlerken en küçüğümüz ayşe ağlamaya başladı. Anam babam görmesin diye ağzını kapatmaya çalıştıysada beceremedi. Babam Ayşenin ağladığını görünce öfkeyle dönüp tokatı indirdi Ayşenin suratına. Ama nafile ayşe daha çok ağladı babam tam bir tokat daha atıyordu ki geçtim önüne
" Tamam baba sustururum ben şimdi" babam sert bi ifadeyle gözlerime bakmaktan kaçınarak önüne döndü ayşeyi kucağıma aldım. Ayşe daha 3 yaşındaydı ne olup bitiyor farkında değildi. Ayşeye sarılıp
" noldu ablam niye ağlıyosun "
dedim mumkün olduğunca sesiz söylemeye çalışarak. Buğulu gözlerini gözlerime dikip
" senin diktiğin bebeği unuttum dönelim alalım onu abla nolur "
dedi. Artık çok geçti babama bişey diyemezdim. Ayşeye sarıldım
" söz ben sana gidiceğimiz yerde gene dikicem "
yüzü güldü bir anda sarıldı boynuma
" esah mı dikicen mi gerçekten ? "
" gerçekten ama şimdi sesiz ol babamdan bir şamar daha yeme"
Dedim ve kucağımda onu küçük hareketlerle sallamaya başladım.
Bilmem kaç saat sonra gelmiştik istambul denen bu büyük şehire. Babam önceden bir arkadaşıyla gelip ev iş okul ayarlamıştı. Otobüsten indiğim an iğrenç kokular dolmuştu burnuma. Oysa bizim köy buram buram toprak kokardı. Başımdaki eşarbı burnuma dolayarak babamı takip etmeye başladım. Kocaman bir binanın önünde durduk doğru saydıysam 6 katlıydı. 1. katta sağ taraftaki ev bizimdi. İçerisi babamın arkadaşıyla beraber aldıkları ikinici el mobilyalarla doluydu. Ama yinede bizim eski evden güzel mobilyalar vardı babam bizi bi odaya götürdü
"Bundan böyle burda yatacaksınız "
Dedi ve kapıyı kapatıp gitti odada 2 yatak 3 tane de yer yatağı vardı. Anlaşılan gene yorgan üstünde yatıcaktım. Çocukları odada bırakıp odadan çıktım . Zaten oda denemezdi oraya eski odamız daha büyüktü. Babamla anam salonda konuşurlarken kapının arkasından gizlice dinledim.
"Bak Hatice ben eve ayda 1-2 kere gelicem sana para kazandıkça gönderticem kızlara iyi bak"
"Sen nasıl dersen öyle bey"
" kendinede çocuklara da iyi bak dolapta bir sürü malzeme var 1 ay yeter size al burdada 1000 tl var elektirik su 1 ay için yeter şimdi gidiyorum ben haydı kalın sağlıcakla" diyip anamı alnından öpüp çıktı. O an içime öyle bir acı düştü ki tarifi imkansız hizla odalardan birine girdim ve kapıyı kitledim. Daha gözlerinin içine bile bakamadığım adam gitti. 7 kız naparız ne ederiz anam nasıl başa çıkar bizle . Allahım yardım et...

Büyük ŞehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin