"Biliyor musun?" Dedi bana dönerek:
"Siyah hep dışlanılan bir şey. Bir renk bile değil. Siyahı renklerden gökkuşağından bile dışlayan bir dünyadan ne beklenir ki...
Sonsuz bir hiçlik."
Neden bunları söylediğini ne anlama geldiğini anlamamıştım. Ama...
Başlangıç bölümü olduğu için bölümümüz birazcık kısa. Sonraki bölümler daha uzun olacak.
Ayrıca bu kitap kesinlikle kadınları aşağılama suretiyle yazılmamıştır.
(Kitap vahşet içermekte ama c*nsellik bulunmamaktadır.)
Evet ilk önce baş karakterlerimizi tanıtalım:
Airam Işık 👇
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Erkek baş kahramanımız 👇
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uyarı!:Kitap ağır vahşet içerir.
Başlayalımssss
Koşuyor bağırıyor bunları döngü içinde devam ettiriyordu. Hiç bir arkadaşının karşılaşamayacağı kadar korkunç bir şeyle karşılaşmıştı ki...
Bekle arkadaş mı? Onun hiçbir zaman bir arkadaşı olmamıştı ki. Sadece onun acı çektiğini izlemek istedikleri için yanında duran bir iki tane satılık et parçası dışında. Onlarda arkadan bıçaklayıp defolup gitmişlerdi. Ve şimdi de o, Alkın ona inanmamıştı. Tek arkadaş olarak gördüğü o insan. Neden nasıl diye sorular zonkluyordu beyninde. O kadar kötü hissediyordu ki çareyi dışarı çıkıp dolaşarak unutmaya çalışmıştı. Keşke uyumaya çalışsaydı. Keşke...
Bir banka oturmuş gözyaşlarımın sinsice göz kapaklarımdan sızışını hissediyor ve gürültülü bir şekilde burnumu çekiyordum. Lanet olsun ki Alkın da tıpkı diğerleri gibi olduğunu kanıtlamıştı. Benim tek arkadaşım olarak gördüğüm o insan. Bana inanmamıştı. Ama kendi açısından o da haklıydı. Bana mı inanacaktı yoksa o çok sevdiği amcasına mı? O her mantıklı insanın yapacağı gibi amcasının o kadar cani olmadığına inanmıştı.
Ama yanılmıştı. O lanet olası bana saldırmış ve Alkın'da buna inanmamıştı. Kollarımı kavuşturdum. Gözyaşlarımın süzülmesine izin veriyordum. Kafamı arkaya attım ve dişlerimi sıktım. Lanet olsun bunu düşünmek istemiyordum. Alkın'ın bana ihanetini düşünmek istemiyordum. Yutkundum. Kötü hissettiriyordu. Hemde çok kötü.
