seviyorsan yapacağız

366 53 55
                                    

"sen gerçekten karaktersiz herifin tekisin," dedi yoongi hiddetle

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"sen gerçekten karaktersiz herifin tekisin," dedi yoongi hiddetle. "inanamıyorum bunu yaptığına." hoseok ukalaca bir gülüş takındı. "asıl senin bu kadar büyütmen inanılmaz."

yoongi sandalyeden kalkarak arkasını masaya döndü. şoktan açılan dudaklarına avucuyla kapattı. hiç ama hiç beklemediği bir darbe yediğini düşünüyor bir ihanet olarak algılıyordu.

"ne demek ben slytherinliyim?" yandan hala masada umursamazca bir şeyler yemeye devam eden komşusuna baktı. bir 'hayır' veya 'şaka yaptım' duymayı umuyor ancak hoseok kararının netliğini gözlerine taşıyarak ona masaya sırtını dönmüş yandan bakan kişiye yumuşak olmaktan uzak bakışlarını dikiyordu.

"has ve has," dedi hoseok. ardından bir salata ağzına attı.

sandalyesine kendini atarak yayıldı yoongi. bu hoseok'un gözünden kaçmamış kendi evinde oldukları zamanları hatırlatmıştı. "sen şimdi dumbledore'u da kötülersin." çatalını tabağa bırakırken hoseok, kendisine şaşırdı. böyle bir tartışmada yer aldığı, kendisini kaptırdığı ve bundan rahatsızlık duymadığı için şaşırdı. "pek çok eksi yönleri vardı. sevmek zorunda mıyım?" kollarını göğsünde birleştirdi. "üstelik harry'e kurbanlık koyun gözüyle baktı," diyerek sözlerine devam etti.

yoongi dikleşerek jungkook'un deyimiyle turuncu afetin söylediklerinin birer saçmalık gözüyle baktı. "pek çok insanın hayatını kurtarmak için başka şansı yoktu. gene de onu yaşattı ve yardım etti." sahte bir gülümsemeyle onayladı onu hoseok. "tabii tabii... harry nefes alsa gryffindor'a puan vererek yaptı bunu." kaşını çattı yoongi. sinirini belli etmek istermiş gibi çatalını bir zeytine batırdı ve ağzına attı. hoseok buna göz devirirken tatlı olduğunu inkar edemiyordu.

"voldemort'un bile korktuğu nadir büyücülerden bir tanesi olduğu için sevmiyorsun sen," dedi. tekrardan zeytine batırdığı çatalını hoseok'a uzatarak aşağı, yukarı salladı. "güçlü olması onu seveceğim anlamına gelmiyor yoongi," diyerek ona uzatılan çatalın ucundaki zeytine yaklaşarak yedi. yoongi kesinlikle ama kesinlikle böyle bir şey beklemiyordu.

çatalına değen narin dudaklarına baktı bir süre donmuş şekilde. aklında bir anı canlanmaya başladı. hayal mi gerçek mi olduğunu anlayamadığı bir anı. her şeyin bulanık ve uğultulu geldiği ama nefes seslerini ve dudakları çok net hatırladığı bir anı.

kulaklarının yandığını hissetti. ev bir anda sıcaklamaya mı başlamıştı? ya da biri başından aşağı kaynar su döküyor olabilir miydi? bilemedi. tek bildiği şey kulaklarından ayak ucuna kadar kendisini ateş basmış olmasıydı. kendine geldiğinden hemen çatalına başka bir zeytin aldı ve tekrar hoseok'a uzattı. hoseok ona ikinci kere zeytin uzattığı için şaşırdı. gene de çok normal bir şekilde uzatılan zeytini yedi. yoongi'nin ellerinden yemek yemeyi reddedeceğini düşünmüyordu.

--

"dışarıdan sipariş edebiliriz," dedi hoseok bıkkınlıkla.

yoongi onun üzerine bir önlük attı. "giy. cheesecake seviyorsan yapacağız."

you are killer ➸ sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin