İyi okumalar🤍 hatalar olabilir şimdiden özür dilerim<33
Hakan mineye doğru adımlarını alır
"Duydun mu her şeyi?" Hakan'ın sesi titriyordu, gözleri dolu şekilde Mineye bakıyordu..
"Duydum Kemal.. duydum"
"Gel odama gecelim"
Hakan Mine'nin elini tutarak odasına götürür. Hakan Mine'nin elini tuttuğu an da yüzüne yayılan gülümsemeyi engelleyememişti, içi kıpır kıpır olmuştu
Mine hala şokun içerisinde ve atlatamıyordu, Mine birden ağlamaya başlamıştı.
Hakan Mine'nin yanına yaklaşır elini alır avucuna
"Shhh sakın ağlama bak. O gözyaşlarını sil"
Hakan Mine'nin gözlerine dalmıştı o güzel yeşil gözlere.
Elini çenesinin altına yerleştirmiş, gülen ve dolmuş gözleriyle mineye bakarak
"Tamam Mine ağlama, bak burası iyi gelecek bize. Yeni bir başlangıç olacak burası bizim için.. tabi istersen"
"Hakan bana haber verebilirdin, hemşirelerden mi öğrenecektim ben bunu? Senin gözünde hiç mi değerim yok benim?"
"Saçmalama tabiki benim için değerlisin. Sadece beni düşünmeni istemedim, kendini düşünmeni dinlenmeni istedim"
Hakan Mine'nin elini tutar ve şunu söyler
"Biz ikimiz her şeyin üstesinden geleceğiz"
"Hakan senin yol bildiğin nereye gider bilmiyorum; ama ellerim seninle her yere gelmeye hazır."
"O zaman Elimi tut, yolumuz uzun. Düşmek de var, kalkmak da."
~kapı çalar
"Gel"
Turgut hoca odaya girer
"Rahatsız etmedim inşallah"
"Yok ne rahatsızı, gel otur Turgut. Tanıştırayım, Mine."Mine ve Turgut tanışır..
"Turgut hocam, ben başhemşirelik okudum. Eğer bir yer var-"
"Var var"
Mine daha sözünü bittirmeden Turgut Mine'yi işe almişti.
Turgut odadan çıkar ve şunu söyler "aramıza hoş geldin Mine hemşire"Hakan ayağa kalkar Mine'nin yanına gider sımsıkı sarılır Mine'nin uzun saçlarına dokunur burnunu daldır koklar ve onun kokusunu içine alır..
Mineyse Hakan omuzuna bir Öpücük bırakır
"Biz hep beraber olalım, biz beraber oldukça hiç kimse bize bir şey yapamaz, Kemal"
" Mine.. benim ismim Kemal değil Hakan artık, Hakan Aydıner."
" niye ismini değiştirdin?"
" Yalçın beni tehtit eti, Bu ülkede hiç bir iş bulamam dedi. Değiştirmek zorunda kaldım"
"Hakan ismi güzelmiş" kahkaha atarlar ikiside
"Alla alla"~bir kaç saat sonra
Mine yeni odasına girer başhemşirelik elbiselerini giyer, yeşil rengi olanı seçti.
Mine o uzun saçlarını kesmişti, ne kadar çok sevsede kesmişti.Hakan Mine'nin odasına girer ve şaşkınlıkla bakar.
"Mine sen saçını mi kestin, neden kestin uzun saçların çok güzeldi çok sev- şey Yani sana çok yakışıyordu"
"Her şey farklı olsun istedim Hakan"
Onur hemşire bağırır
"Yeni bir hasta vakası var, durumu kritik. Gözbebekleri büyüyor.."Hakan ve Mine koşarak odadan çıkar acile giderler
"Açın açın" diye bağırdı Hakan
Birden onu görür.. asistan Emre'yi Gümüşoktan.Hakan ve Mine aynı anda "Emre" diye bağırır ve harekette geçerler.
"Elbiselerini yırtın hemen, Sevil hemşire ordan 1 miligram ağrı kesıcı"
Emre'nin kalbi yavaş çarpamaya başlıyordu, hakan kalp masajına başlamıştı, "miyokardit olabilir mi Hakan?"
"Hemen ameliyatta almamız lazım, ameliyathaneyi hazırlattın, HEMEN! "
~Ameliyathane
"Hakan ameliyatı yapamazsın, sen bunu ilk defa yapacaksın, deneyimin yok. Çok zor bir ameliyat bu. Turgut hocada yok. Bak her şey kötüye gidebilir"
"Mine bile bile Emre'yi ölüme mi yollayım?"
"Hayır tabiki, ama bunu yaparsan hayatı riske girer. Ben sana inanıyorum ama inanmak yetmez Hakan. Emre'yi uyuturuz, Turgut hoca ya da başka bir doktor gelene kadar. Bak burda zaten eksikler çok"
Hakan Mine'nin gözlerine baka baka
"Neşter, Mine hemşire" dedi ve ameliyata başlamıştı.Ameliyat iyi gitmiyordu, Emre'nin kalpı durmuştu. Hakan her şeyi yapmıştı ama kurtaramadı onu.
Mine'nin gözleri dolmuştu
"Hakan tamam yeter.. öldü.."
Hakan kalp mesajına devam ediyordu ama fayda etmiyordu
"Hakan ölüm saatını söylemen lazım.. Hakan!"Hakan delice ağlıyordu "ölüm saati.. 20:17"
Hakan ameliyathaneden çıkar, Hakan kendisini tutuyordu bütün eşyaları bir yere fırlatıyordu..
Hakan hava almak için dışarıya çıkar, terasa. Orda oturur yaptıklarını sorgular kendını deli gibi suçlar. Mine onu görür yakınlaşır yanında oturur."İyi misin?"
"Sence? Değilim Mine değilim, benim yüzümden Genç bir asistanı kaybettik.. keşke seni dinleseydim"
Hakan kafasına vurmaya başlamıştı gözyaşları su gibi akıyordu. Mine Hakan'ı kendisine çeker sarılır..
"Shh.. sakın kendını suçlama senin suçun değil, Emre bunu kaldıramadı, bünyesi güçsüzdü."
Hakan sarılmayı bırakır Mine'nin dizinde uzanır. Mine'nin elleri Hakan'ın saçlarından geçiyordu.." kendını suçlamayı bırak sen bir doktorsun her şey olabilir. Bunu biliyorsun. Sonuç her ne olursa olsun moralini yüksek tut."
"Her şeyi atlatacağız değil mi Mine..?"
" atlatacağız Hakan biz yeterki hep yan yana duralım"~ 2 ay sonra
Mine ve Turgut çok yakın iki arkadaş olmuştu kısa bir sürede. Bir akşam gecesi Mine ve Turgut terasta oturur, uzun ve yorucu bir gündem sonra orda sıcak bir çay içiyorlardı. Konu Hakan'a gelir, Turgut Mine'nin Hakan'a olan zaafı biliyordu. "Mine sence zamanı gelmedi mi?" "Neye Turgut?"
Mine anlamamış gibi oynuyordu, ama Turgutun ne demek istediğini anlamıştı.
"Mine git Hakan'a söyle, çok fazla uzun sürdü bu iş. Bak Hakan'da sana boş değil"
Mine ne diyeceğini bilmiyordu, Turgut kalkar "Mine bence bir düşün. Hakan odasında. Bilmek istersin belki"Mine cesaretini toplar, Hakan'ın yanına gider.
Odanın kapısına geldiğinde hafif aralık olan kapıdan içeride birileri olduğunu anlamıştı. Bir kadın sesiydi. Tanıdık bir ses. Bir kaç saniyelik kulak misafiri oldu. "Hakan ben şey, sana.."
"Tamam Arzu ne diyeceğini biliyorum, gel yemeğe çıkalım ordan devam ederiz."Mine gülümseyerek gelmişti oysa ki.. ve ağlayarak gidiyordu.. Hakan ve Arzu gülerek çıkmıştı hastaneden, yağmur yağıyordu. Mine onlara bakıyordu .
Gözyaşları belli olmasın diye, yağmurda yürüyordu..