Ertesi sabah stres atmak için okula yürüyerek ve müzik dinleyerek gittim. Hyunjin denen çocuk yine yanıma geldi. "bu gün geciken ben oldum sanırım" gülümsemişti neden bana yakın davrandığını cidden anlamıyordum bana anlattıklarına göre tam tersimdi özgür ruhluydu ben daha elime boya almamışken hobisinin resim yapmak olduğunu öğrendim çok neşeliydi ve çok eğlenceliydi kısaca o mükemmeldi, benim gibi bir aptalın aksine. Sarı saçları güneşten daha güzel gözüküyordu, dolgun dudakları vardı ve boyu gerçekten çok uzundu. Açıkçası gerçekten iyi birine benziyordu ama bir şey ona güvenmeme engel oluyordu nasıl olsa babamıza güvendik anamızı- devamını getirmiycem, her neyse Hyunjin artık derslerdede yanımda oturuyordu, genellikle çok konuşkandı ama bu sefer farklı davranıyordu bir şey söylemek istiyor gibiydi ama söyleyemiyordu "sadece şöyle iste" garip bir yuz ifadesiyle bana baktı "neyi" sinirlerim bozulmuştu "sabahtan beri isteyipte söyleyemediğin şeyi gerizekalı" utana sıkıla bana "numaranı alabilir miyim?" Dedi boş boş suratına baktım "numarayı bırak benim telefonum bile yok hiç olmadı" dedim ve önüme döndüm buruk bir gülümseme ile yüzüme baktı ve "sorun değil" dedi o an cidden ağlamak istedim, bir arkadaşım olmasını istiyordum ama ona yaklaşamıyordum bir şeyden daha çok korkuyordum; ona aşık olmak istemiyordum. İlk ders basladi ve hoca bir soruyu çözmem için kaldırdı ve tam soruyu çözerken hyunjin birden "bu gün bir yerlere gidelim mi?" Dedi o anki şaşkınlıkla "HA?!" Diye bağırdım çok utanmıştım ve hemen soruyu çözüp oturdum bunu yapamazdım babam hayatta izin vermezdi "üzgünüm hyunjin ama ailemin buna izin vericeğini düşünmüyorum hatta düşünmüyorum degil direkt hayatta izin vermezler habersiz gidersemde öldürürler beni" neden bu kadar korktuğumu anlamamış gibi gözüküyordu bahane aradığımı düşünüyordu sanırım yine beni okul çıkışı eve bıraktı ben eve girdikten beş dakika sonra kapı çaldı gelen Hyunjin'di "merhaba bay lee öğretmenimizin hazırladığı fazladan üç saatlik bir çalışma var konuları daha iyi pekiştirmemiz için öğretmen özellikle Felix'i çağırdı" çok şaşkındım ne saçmalıyordu babam Hyunjin'e sinirlenmişti "oğlumun dersleri iyi zaten gelmeyecek" Hyunjin en düşük dersimin ne olduğunu biliyordu yaptığı bir süre sonra mantikli gelmeye başladı "ama bay lee bu tarih dersi yani Felix'in en düşük dersi öğretmen onu mükelleştirmek istediğini söyledi" babam ikna olmus gözüküyordu açıkçası bu çocuğun bu kadar zeki olduğunu bilmiyordum babam "en geç beşte evde olsun" dedi ve gitmeme izin verdi sanırım dört yaşından sonra ilk defa mutlu hissetmiştim
Hyunjin beni çimenlik bir yere götürdü. Kimse yoktu ve çok huzur vericiydi. Beni bir ağacın altına oturttu "burada kal, diğer yerler çok güneşli. Geliyorum ben" dedi ve gitti kısa bir süre sonra elinde yemeklerle döndü yanıma oturdu "bu gün hiç bir şey yemedin, al bakalım" dedi ve elindeki kurabiye dolu kutuyu bana verdi, yemek yemek yasaktı ama orada ne babam ne de adamları vardı bir şeyler atıştırdıktan sonra ilk defa bu kadar güvende olduğumu hissetmiştim o anki rahatlıkla Hyunjin'in kucağına uzandım ve ona gülümmsememi gosterdim cok şaşırmıştı "neden hiç gülmüyorsun? Çok tatlı görünüyor" cevap vermedim anlatıp o anın güzelliğini bozmak istemiyordum birden kucağından kalktım ve gülümseyerek ona baktim "biliyor musun? ben senden bir yaş küçüğüm erken başladım okula" kıkırdadı "öyle mi? O zaman bana hyung diyeceksin" onaylar manada kafa salladım ve dizlerimin üzerine oturdum "bak sana ne göstereceğim" elime bir ıslak mendil aldım ve makyajımı sildim annem ve babamdan sonra çillerimi gösterdiğim ilk kişiydi o "LİX BUNLARI NEDEN SAKLIYORSUN? Çok güzel hiç sıkılmadan bakıp hepsini teker teker sayabilirim" kıkırdadım "babam sevmiyor ama" saçımı okşadı "lix biliyorsun istersen-" sözünü kestim "ssshhh istemiyorum şuan çok mutluyum güzel bir duyguymuş" dedim ve çimlere uzandım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
why? [HYUNLİX]
Fanfictionbazıları sadece acı çekmek için doğar Bu konu tamamen benim fikirimdir. Çalıntı değildir benzer ya da neredeyse aynı olan kitaplar varsa konuşarak çözülebilir.