"Yavrum toplum içinde sikişmeye okeyim de şimdi mahallede orospu diye adımız çıkarsa alırım başıma belayı."
"Amına koyim Jisung dilinin kemiğini sikicem şimdi senin, sus artık."
Jisung ona yamuk dişlerini göstererek kocaman sırıtmış, ardından dilini hafifçe dışarı çıkarıp dil piercingini ısırmıştı arsızca. Ne olursa olsun Minho'yu kızdırmak hoşuna gidiyordu.
Minho oflayarak içini çektiğinde nefesi Jisung'un yüzünü yalamıştı, oğlanın omzuna koyduğu ellerini sıkarak Jisung'un köprücük kemiklerine bastırdı baş parmaklarını. Jisung canı yanınca tıslarken, Minho sadece sırıttı.
"Az kaldı, güzel ağzını benim için biraz kapalı tutabilir misin bebeğim?"
"Ama sen böyle konuşursan ben azarım."
Dedi Jisung ayıplar gibi bir tonla, Minho gözlerini devirmiş ve onun poposuna bir şaplak atmıştı. Jisung hissettiği temasla abartılı bir şekilde inleyince Minho panikle onun ağzına elini kapadı. Jisung bir de buna inlemişti olduğu yerde duraksayarak.
"Hayatım ilk günden bizi mahalleye maskara etme lütfen, rica ediyorum."
Diye fısıldadı Minho onun yüzüne eğilip, Jisung içini çekerken Minho da onun tombul yanağına küçük bir öpücük kondurmuştu. Ellerini Jisung'un kollarına kaydırıp ölüp bittiği o güze esmer tenini okşadı usulca.
"Neredeyse geldik, biraz daha sabret."
Jisung bu sefer bir şey demeden yürümeye devam ettiğinde Minho onun aklında bir şeyler döndürmeye başladığını fark etmişti, ensesini uzun uzun öptükten sonra önüne dolanıp iki elini birden tuttu ve kendisi geri geri yürürken gözlerine ipek kravat bağladığı sevgilisini beraberinde yürüttü.
Ona bu sürprizi yapmayı ne zamandır istiyordu ve Jisung'un gözleri bağlı olduğu için mızırdanmaları sadece onu sevimli bulmasına sebep oluyordu. Biraz gerilse de bunu belli etmemeye çalışıyordu, dudağını kemirerek adım adım yürüttü sevgilisini.
İlk tanıştıklarında bazen en ufak temasından ürken Jisung artık ona her şeyiyle kendini teslim edecek kadar güveniyor, yanında savunmasız olmaktan bir an dahi korkmuyordu. Bu ikisi için çok önemli bir gelişmeydi ve Jisung'un ona verdiği bu güven duygusu sonunda Minho'nun bu adımı atmaktan emin olmasını sağlamıştı.
Minho adımlarını durdurduğunda Jisung sırtını onun göğsüne yaslamış, başını omzuna düşürmüştü. Minho onun açılmış boğazındaki ısırık izlerini okşadı başparmağıyla.
"Geldik mi?"
"Geldik bebeğim, istediğin zaman aç gözlerini."
Jisung bir süre daha boynundaki temasın keyfini çıkardıktan sonra bir adım ileri atıp Minho'nun bedeninden sıyrılıp gözlerine örtülmüş kravatı çıkarmıştı usulca. Birkaç kere gözlerini kırpıştırıp etrafta gezdirmiş, tam önünde duran minimalist tabelayı gördüğündeyse donup kalmıştı olduğu yerde.
Minho istediği gibi bir tepki aldığını görünce yüzüne yayılan tebessüme engel olamamıştı, sevgilisine bakarken ışıl ışıl parlıyordu gözleri. Jisung başını hayretle ona çevirdiğinde kara boncuk gözlerinde yaşlar birikmişti, ağzını açmış, ses çıkaramadan hayretle tabelayı gösteriyordu.
"Minsung?"
Dedi sonunda, sesi boğazına düğümlenmişti. Minho dayanamayıp ona doğru bir adım attı ve oğlanın yüzünü tuttu, yanaklarını okşarken Jisung hala japon balığı gibi ağzını açıp kapatıyordu.
"Min- Minsung? Minho ve Jisung?"
Diye sordu cebelleşerek, Minho başını sallarken dudağını ısırmıştı kocaman sırıtmamak için. Jisung hayretler içerisinde tuhaf tuhaf hareketler yapmaya devam ederken Minho onu kendine çekip öptü dudaklarından, Jisung'un yanaklarından dökülen yaşlarla içini çekmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️ minsung • yar ben belanın ta kendisiyim (texting)
Fanfictionsokak rapçisi han jisung yatıp kalkıp sosyete hayatının en gözde bekarı lee minho'yu darlıyordu. (uke!jisung) --- jisung: sataşabilirim sana bu gece arıyosam açma minho: geldi yine başımın belası aq valla engelliycem seni