ㅤ︶︶︶︶︶︶︶˗ˋ .*ೃ✧₊˚.❁ ↷altı

183 19 2
                                    



Me & My Husband - Mitski
1:00 ────────── 2:08
II
ᴠᴏʟᴜᴍᴇ : ▮▮▮▮▮▮▯▯▯

Me & My Husband - Mitski1:00 ───⊙─────── 2:08↻      ◁  II  ▷     ↺ᴠᴏʟᴜᴍᴇ  : ▮▮▮▮▮▮▯▯▯

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"And i am the idiot with the painted face, in the corner, taking up space"



...

Onun büyüsüne bu kadar kapılmış olduğuma inanmak istemiyorum.

Tarif etmesi çok zor...

Ne zaman bir şeyler olduğundan şüphelensem gözümün önünde can yakıcı bir şekilde bir başkasıyla oluyor.

Çok komik ve acınasıyım.

Aptal Domuzkawa!

...

Acıtıyor.

Normalden çok daha fazla hem de..

Ne komik değil mi?

Sanırım sona yaklaşıyorum...

Ben, Oikawa Tooru.

Sana bıraktığım tonlarca mektup ve yük adına özür dilerim y/n.

Umarım bunları kabul edebilirsin. Gerçi, senin bana 'vermiş oldukların'ın yanında bunların bir anlamı olduğunu sanmıyorum.

Ne ironik değil mi?

Ben senden gelen her şeyi kabul ettim, umarım sen de geç olsa bile tüm kalbinle kabul edebilirsin,

Seni seviyorum.

...

"EMEKLERİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER!" Bütün salon saygıyla birbirine eğilip şükranlarını sunduğunda Iwaizumi'nin gözleri Oikawa'yı arıyordu.

Bir süre önce midesinin ağrısı yüzünden lavabo izni istemiş ve eğlenceyi bırakmıştı.

Iwa'nın gözleri y/n'ye çarptığında huzursuz ve keyifsiz bir şekilde diğerlerinden uzak durduğunu gördü.

Onun da bir şeylerin yolunda gitmediğinden emin olduğunu hissetmişti. -Her ne kadar 2 gündür Oikawa ile iletişime geçmeyi reddedip onu görmezden gelse de önemsiyordu. Fazlasıyla.-

O sırada yaklaşan ambulans sesi tüm salonda yankılandı.

Y/n ve Hajime'nin gözleri kesiştiğinde Iwa içinden endişeyle birkaç küfür savurdu.

Büyük salondan dışarı çıkarlarken alt sınıflardan bir öğrenci onlara doğru koşturuyordu.

"Sensei!" Yüzündeki endişe iwa ve y/n için daha da gericiydi.

Ambulansı işaret ederek kesik nefesleriyle panik içinde konuşmaya başladı. "Oikawa-san! O... Kötü görünüyordu! Gerçekten kötü görünüyordu. Sonra- sonra-" Kelimeleri birleştiremiyor ve ne kadar korkmuş olduğunu belli ediyordu.

Iwaizumi olmasından korktukları şeyin olduğunu anladığında ne yapacağını bilemedi. Karşısında duran alt sınıfın konuşmasına gerek bile yoktu, Oikawa'dan bahsetmeye başladığı anda anlamıştı.

Y/n ise o'nun adı geçtiği anda midesindeki panik alevlerine yenik düşmüş ve titremeye başlamıştı.

Aoba Johsai'nin koçu Nobuteru kızın sakinleşmesi için konuşmasını kesti.

"Yuki, derin bir nefes alıp sakince anlatmaya çalış. Bu bize yardımcı olmaz."

Meraklanan diğer takımlar ve koçları da gelmiş ve endişeyle dinliyorlardı.

Kız genç bir nefes alıp koçun dediklerini haklı bulup ne olduğunu düzgünce anlatmaya çalıştı.

"Koridorda Oikawa-san'ı gördüm. Galiba lavaboya gidiyordu ama o duvardan destek alarak ayakta zar zor duruyordu. Yanına gidip iyi olup olmadığını sormak için seslendiğimde- o- ağlıyordu ve sanırım beni görünce panikledi. Yanına koşup destek olmak istedim- atak gibi bir şey geçirdiğini düşündüm ama o birden öğ-"

Iwaizumi bu kadar insanın içinde bunların duyulmaması gerektiğini idrak edip kimsenin öğrenmemesi için hızlıca araya girdi.

"Oikawa rahatsızdı, anlatmana gerek yok. Nesi olduğunu biliyorum. Onu yalnız bırakmamalıyd-" gözleri sedye ile ambulansa götürülen arkadaşına kaydığında kendi cümlesi de yarıda kesilmişti.

Iwaizumi çoktan arkadaşına doğru koşacaktı ama kendisine ağlayan suratıyla azar çekip koluna yumruk atan kıza tek kelime edemeyecek durumda kalmıştı.

"Haberin vardı?! Kötü bir halde biliyordun da neden onu yalnız bıraktın! Dahası nasıl bana haber vermezsiniz?"

Gözler ikisine döndüğünde esmer çocuk çaresizlik içinde ne söyleyeceğini bilemeden duruyordu. Ona söyleyemezdi. İstese bile ağzını açacak gücü ve cesareti olduğunu hissetmiyordu.

Bu sırada Yuki tekrar lafa girdi "size gelip hemen haber verecektim ama ambulansı arayıp yanında durmasaydım ne olacağını bilmiyordum özür dilerim!" Panik ve üzüntüyle eğilen kıza karşı koç konuştu.

"Sorun değil Yuki." Koç Iwa'ya bakarak devam etti. "Hajime, biliyorsan madem birlikte gidebiliriz. Y/n, takımı topla ve işiniz bittikten sonra gelebilirsin."

Bir şey söyleyemeyeceğini biliyordu. Çünkü şu an takımın emanet edilebileceği tek kişi menajerdi. Son günün -takımların serbest, eğlence günleri- bitmiş olması ile şanslılardı bir nevi.

Hızlıca ambulansa doğru adımladıklarında y/n iwa'ya baktı. Yüzünde anlayamadığı bir pişmanlık görüyordu. 'Ne saklıyorsunuz.'

Ambulanstan içeri girerlerken öksürüp acı içinde oksijen maskesine bağlı oikawa'nın yaşlı ve kırmızı gözleriyle şok içinde bakıştı. Gözlerindeki acı genç kızın da yüreğinde bir yerlerin parçalanmasını sağlamıştı.

Oikawa y/n'yi görmeyi beklemiyormuşçasına gözlerini kaçırırken kızın gözleri istifra etmekten ağzının kenarlarına bulaşan kana kaydı.

'Durum o kadar ciddi olamaz... Bu kadar ciddi bir şeyi benden saklayamazlar.. değil mi?'

Bastırdığı göz yaşları tekrar kendini göstermeye başlarken elleriyle ağızını hıçkırmamak için kapattı genç kız.

Kapıları kapanana ve ambulans uzaklaşana dek iki genç de yüreğinin gittikçe artan acısının bu kadar büyük olduğunu anlayamamıştı.

oikawa tooru • if i dieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin