'' Bölüm 49 | Sorun O ''
Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu adeta. Bu kadar heyecanlanmaya ne gerek var ki. Suçlu olan o ben neden olacakları ben düşünüyorum? Birkaç saniye sonra arkamı dönüp kapıya baktım. Karşımda Chris'i görünce şaşırdım. Bay Tomlinson derken Louis değil Chris'den bahsetmişti demek ki. Tanrım teşekkürler. Kendimi bok kuyusundan kurtulmuş gibi hissediyorum.
" Chris sen miydin? Bizde Louis geldi sanmıştık. "
" Evet o da geldi zaten. "
" Ne? Nere de şuan? "
" Arabayı park ediyordu. Birazdan burda olur. "
" Fakat benim gitmem gerek. Gerçekten önemli bir işim var. "
" Louis ile konuşmak yerine bara gidip kadeh kadeh içmek önemli bir iş değil Tessa. Bu iş bu gece bitecek. Lütfen gidip oturur musun? Ve bize kahve getirmelerini söyle. "
" Onunla konuşmak istemiyorum. Beni zorlamayı kedin ikiniz de. " mutfağa yol alırken söylediğim için duyduklarından emin değilim. Sadece bencillik yapıyorlar. Bu bizim sorunumuz. Hatta bu Louis'in sorunu , beni dahi ilgilendirmiyor. Benim kimse ile bir sorunum yok. Eğer benimle sorunu olan varsa o kişi , kendi halletsin. Beni bulaştırmasın.
Mutfak kapısından çıkacakken Louis'nin salona girdiğini gördüm. Geri adım atıp şimdi ne yapmam gerektiğini düşündüm. Merdivenleri çıkıp odaya gittim. Öncelikle makyajımı sildim ve diz üstünde ince bir gecelik giydim. Domuzlu pembe terliklerimi de giydikten sonra hazırdım. Amacım konuşmayı kısa kesip uykumun olduğunu söylemek. Chris büyük ihtimal bir hafta kadar bura da kalır. Yani onu yarın da görebilirim.
Merdivenleri inerken ne konuşacağımızı düşündüm. Yine konumuz Eleanor olacaktı. Ve onun hakkında ki sorulara cevap vermeyip konunun bu olmadığını söyleyecekti. Merdivene oturup bacaklarımı aşağı doğru uzattım. Bacağım uyuştuğu için tek adım dahi atamazdım.Aslın da atabilirdim. Ama şuan değil. Koridordan buraya gelen ayak seslerini duyduğum da hızla ayağa kalktım ve üst kata sessizce çıktım.
Odalardan birine girip kapının arkasına saklandım.
'' Tessa bu komik değil. Çık ortaya gerçekten ayıp ediyorsun. Çocuk gibi davranıyorsun. ''
'' Ben değil o çocuk gibi dav-! '' aniden ağzımı kapattığım da nerede olduğumu anlamıştı bile. Sırıtarak beni kapının arkasından çekti. '' Çok kötüsün. '' dedikten sonra göğsüne vurdum. Onun önünden ilerleyerek aşağı indim. Gittikçe kalbimin atışı hızlanıyordu. Son kez derin bir nefes alıp içeri daldım. Gerçekten neden çocuk gibi davranıyorum?