5

6.6K 269 32
                                    

Devran'dan.

Göğsüme sürtünen saçlarla beraber gözlerimi araladığımda gözlerini bana dikmiş, tatlı tatlı gülümseyen Ferzan'ı görmek, günümün güzel başlamasına sebep olmuştu.

"Günaydın" diye fısıldadı, kısık bir sesle.

Bahoz ağayı uyandırmamak için fazlaca çabalıyordu. Çünkü tam olarak şu an "Günaaaydıın" diye uzata uzata bağırmak istediğini pekala biliyordum.

"Günaydın Ferzan'ım." dedim, saçlarını okşarken.

Başını hemen göğsüme yasladığında, uzun saçlarıyla daha fazla oynamam için yaptığını biliyordum. Bu onu rahatlatıyordu.

Parmakları vücudumda usul usul gezinirken, başımı Bahoz ağaya çevirdim. Huzurlu uykusunun son demlerindeydi. Birazdan alarmı çalacak ve kalkacaktı. Erken uyandırıp yatakta biraz eğlenmek keyifli olabilirdi.

Ferzan'ın çenesinden tutup, bana bakmasını sağladım. Dudaklarına küçük bir öpücük bıraktığımda, koskocaman gülümsemişti.

"Ağayı kaldır yavrum."

Hemen göğsümden çekilip, Bahoz ağaya yanaştı ve yanaklarına öpücük kondurmaya başladı. Bahoz önce kaşlarını çatsa da, dudağına kondurulan sık öpücüklerle gülümsemişti.

Ferzan'ın Bahoz'a olan sevgisi çok ayrıydı. Beni çok severdi ama, Bahoz'a duyduğu minnet sevgisinin de önüne geçiyordu. Ve haklı bir saygı ve sevgiydi bu.

Ferzan'la gurur duyuyordum.

"Günaydın ağam."dedi, cilveli bir sesle. Bana dönüp elimi tuttuktan sonra, Bahoz'un yanına çekmişti.

Bahoz kemikli parmaklarını Ferzan'ın beline yerleştirip, "Günaydın."dedikten sonra bana döndü.

Dudaklarına küçük bir öpücük de ben bırakmıştım.

"Bu sabah bu kadar enerji dolu olmanı neye borçluyuz?"

Ferzan üstüne çıktığı Bahoz'dan ayrılıp, yatakta zıplamaya ve ellerini çırpmaya başladı.

"Bugüüün" dedi, uzata uzata.

Arkasından önemli bir şey bekliyordum ama bir yandan da beklemiyordum. Ferzan'dı bu. Bir anı, diğer anını asla tutmazdı.

Ve beni şaşırtmayarak, "Bugün size daha çok aşık oldum."diyerek yataktan yere zıpladı.

Bahoz ve ben hızla ona doğru atıldığımız sırada, gülümseyerek banyoya ilerledi. Bir yerine bir şey olmamıştı şükür.

"Ne olacak bu çocuğun haller?" dedi, Bahoz gülümseyerek. Hâlâ Ferzan'ın arkasından bakıyordu. Aşk ve saf sevgiyle beraber.

Bana döndüğünde, gülümsemesi ve o güzel gülümsemesi hâlâ yüzündeydi. "Bilmiyorum."dedim, başımı boynuna gömerken. Mis kokusu burnuma dolarken, sıkıca sarıldı bana Bahoz ağa.

"Sen iyisin?"

Göz göze geldiğimizde, hafifçe salladım başımı. Nasıl kötü olabilirdim ki? Yanımda canımdan çok sevdiğim iki insan varken...

KASIRGA -bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin