🎬 - 10

472 44 0
                                    

"Durumu nasıl?" Doktor odadan çıkar çıkmaz dibinde biten ve oldukça endişeli gözüken iki adama baktı. Felix'i muayene ederken kullandığı beyaz eldivenleri çıkartarak yanındaki kıza uzattı ve eline defterini aldı.

"Net bir şey söyleyemem. Kaza yaşanırken alkol komasına girmiş, midesini yıkadık. Kazada beyni ufak bir hasar alsa da ilk getirildiğinde erken müdahale ettiğimiz için şu anlık sıkıntı yok ancak vücudunun farklı bölgelerinde çürükler ve morluklar oluşmuş. Şuan için bilinci kapalı ve ne zaman uyanır bilmiyoruz ki uyanırsa duruma göre bilincini kapalı tutmak zorunda kalabiliriz. Tekrardan geçmiş olsun." Diyerek yanlarından ayrıldı.

Changbin sinirle duvara bir tekme geçirdi. "Hay sikeyim."

Hyunjin oldukça sakin olsa da içten içe Felix için bir hayli endişeleniyordu. Küçük olanın neden böyle bir şey yaptığını anlamıyordu, tabi kaza onun isteği dışında gerçekleşmişti ancak onun bu kazayı yapmasına neden olacak kadar sarhoş olması...

Hem Changbin ile hemde Hyunjin ile tartışma yaşaması onu gerçekten yormuş ve duygularını çıkmaza sürüklemişti. İşte o an küçük olan bir süreliğine de olsa her şeyi unutmak istemişti ve çözümü de alkol komasına girecek kadar çok içmekte bulmuştu.

Hyunjin onu kırmış olmanın verdiği acıyla duvar dibindeki koltuklardan birine oturdu ve gözlerini tek bir yere dikti.

|6 saat sonra|

İkili hala daha hastane koridorunda Felix'in uyanmasını bekliyordu. Changbin tek başına da bekleyebileceğini, Hyunjin'in evine dönüp dinlenmesini söylese de Hyunjin kabul etmemiş ve arkadaşını(!) merak ettiğini, o uyanana kadar hiçbir yere gitmeyeceğini ısrarla dile getirmişti.

6 saatin sonunda Hyunjin düşünceli bir şekilde elinde tuttuğu karton kahve bardağının dibinde az bir miktarda  kalmış ve soğumuş kahveye bakıyordu.

Changbin duvar dibine çökmüş dizlerini kendine çekmişti.

Bir anda boş ve sessiz olan koridoru bir kaç çift ayak sesi doldurmuş ardından Felix'in doktoru ve arkasından iki hemşire görünmüştü. Onlar Felix'in odasının kapısına yürürken Hyunjin'le Changbin'de kalkmış ve kapının önüne gitmişlerdi.

"Neler oluyor?"

"Bekleyin," diyerek kapıyı aralamış ardından kendileri geçince geri kapatmıştı.

İkili kapının önünde durmuş doktorun çıkmasını ve olumlu bir haber vermesini bekliyordu.

Aradan 10 dakika kadar geçmişken kapı açıldı ve içeriye giren doktor ve hemşireler dışarı çıktı. Doktor merakla kendisine bakan iki adama bakmış ardından gözlüklerini düzelterek açıklama yapmaya başlamıştı.

"Bay Lee uyandı, şuan aldığı hasarla rağmen iyi durumda. Vücudunu hareket ettirirken çok zorlanıyor ancak bir kaç haftaya düzelecektir. Beyninden aldığı hasar her ne kadar küçük olsa da bizi korkutmuştu ancak neyse ki korktuğumuz başımıza gelmedi."

"Peki onu görebilir miyiz?" Changbin'in yönelttiği soru karşısında Hyunjin'de bu soruya cevap beklercesine doktora bakmıştı.

"Bay Lee ziyaretçi istemediği konusunda ısrar etti, üzgünüm. Geçmiş olsun." Üçlü yanlarından ayrılırken Changbin kaşlarını çatmıştı.

"Ne demek ziyaretçi kabul etmiyor?" Hyunjin'de bu duruma içten içe sinirlenirken Felix'i görme isteği artmıştı.

"Sakin ol, biraz kafasını toplamaya ihtiyacı vardır. Sen git bir elini yüzünü yıka, rahatlarsın." Changbin hiçbir şey söylemeden merdivenlere yöneldiğinde Hyunjin bir süre onun gözden kaybolmasını beklemiş, ardından etrafına bakınarak kimsenin olmadığından emin olarak kapıyı aralamış ve bedenini hızlıca içeri atmıştı. Kapıyı ardından kapatıp yatakta uzanan çocuğa doğru dönmüştü. Yüzünde ufak tefek sıyrıklar vardı, sarı saçları hala daha çok güzel görünüyordu. Üzerindeki hasta önlüğünün açıkta bıraktığı kolları ve bacaklarındaki koyu morluklar göze çarpıyor, sadece bakan birinin bile irkilmesine sebep oluyordu, ancak Hyunjin irkilmek yerine bütün morlukları tek tek öperek geçirmek istedi, Felix'in buna izin vermeyeceğini bilse de içten içe her şeyden çok istedi bunu. 

Felix yorgunluk ve biraz da tükenmişlik bulundurduğu bakışlarını az önce kapıdan içeriye giren bedende gezdirdi ancak gözleri kesişince kırgınlığın yer edindiği bakışlarını pencereye çevirdi ve tek bir kelime dahi etmedi. Hyunjin yavaş ve sakin adımlarla yatağa doğru ilerledi ve yatağın yanındaki koltuğa oturdu. Felix'in hala daha ona bakmıyor oluşu canını sıksa da onu zorlamak da istemiyordu ancak daha fazla dayanamadı ve elini eline doğru uzatarak, "Felix-" dedi, sesi daha çok fısıltı gibi çıkmıştı. 

Felix sert bakan gözlerini ona çevirmiş ve elini elinden çekmişti, şuan Hyunjin'in yerinde Changbin olsaydı da kesinlikle aynısını yapardı. 

"Neden buradasın Hwang? Ziyaretçi istemediğimi söylemiştim. Güvenliğe haber vereceğim." Kolunun acısına rağmen yatağın yanında bulunan komodine doğru uzandı ancak Hyunjin nazikçe kolunu tutarak bunu yapmasını engelledi. 

"İstesen de istemesen de konuşacağız Felix."

"İstemiyorum, git."

"Söylediğimi duyduğunu zannediyorum, sana 'istesen de istemesen de' dedim, istemediğini inatla belirtmen hiçbir işe yaramayacak yani."

"Benden yine seçim yapmamı mı isteyeceksin Hyun? Eğer öyleyse sana yine aynı şeyleri söyleyeceğim, Changbin'i de seni de kaybedemem anlıyor musun? Changbin'e gerçekten aşık olmamam hiçbir şeyi değiştirmez, haklıydın ben kaybetmekten korkuyorum." Hyunjin sürekli dile getirdiği şeyin karşısındaki genç tarafından kabul edilmesiyle şaşkınlığa uğramıştı. Söyleyecek bir şey bulamayıp aynı konuyu üstelememek için konuyu değiştirmeye karar verdi ve oturduğu koltuktan kalkarak yatağın ucuna doğru oturdu. Bir elini diğer tarafa yaslayıp destek alırken diğer eli Felix'in ilk başta yüzündeki yaralarda arından kollarındaki morluklar da dolaştı ve, "Bunu kendine neden yaptın?" diye sordu. 

"Kazayı isteyerek mi yaptığımı sanıyorsun?"

"Hayır, neden alkol komasına girecek kadar içtin ve ya neden o halde araba kullandın?"

"Bazı şeyleri kısa süreli de unutmak istedim, unuttum da-" Gözlerini ısa biran bedeninde gezdirdi. "Ama daha acı bir şekilde zihnime geri geldiler, yine de bir kaç saatliğine bir şeyleri hatırlamamak iyi hissettirdi."

"Aptalsın, gerçekten." Felix göz devirip tekrardan ona baktı. "Şimdi gitmem gerek, Changbin'i kısa süreli oyalamıştım ama geri dönecektir, birazdan onu çağır ve aranızdaki sorunları halledin." Yataktan kalkıp kapıya ilerlemiş ve kapıyı açacağı zaman Felix arkasından seslenmişti, "Teşekkür ederim Hyunjin." Hyunjin geriye bakarak burukça gülümsemiş ardından tamamıyla odadan çıkıp kapıyı kapatmış ve koridordaki oturma yerlerinden birine oturup gözlerini sımsıkı kapatmıştı. Neden bu kadar acıtıyordu, kalbindeki bu his? 

###

#teamhyunjin 💪🏻🧚‍♂️💖

sabahki chan's roomdan sonra bölüm😋
kurt bakışlımı gördüm daha iyi oldum😚😚

neys optum sizi muck muck😽😽😽 cuma günü görüşürüzzz efenim🐣🧚‍♂️💖

move your body baby || hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin