Sex & Candy | Taejin

1. Bölüm: "Mavi Apartman"

iyi okumalarr oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn💖💖💖✨✨✨

_____

Bütün hayatımı değiştirecek olaylar ve rastlantılar, Sora ile evlenmeye karar vermemizle başladı. İlk önce bir aile yemeği oldu, Japonya'dan gelen misafirlerimizi şehrin en görkemli restoranında ağırladık; özel içkiler ve menüler ile yeterince doyurucu bir gece geçirdik.

Nishikawa ailesi, Japonya'nın önde gelen zenginlerindendi. Tıpkı benim ailem gibi, onlar da moda sektörü içindelerdi ve uzun zamandır annem ile iş birliği içerisinde çalışmalar sürdürüyorlardı. Altmışların ve yetmişlerin Avrupa modasını Asya'ya getirmişler, birçok akımın öncüsü olmuşlardı.

Sora ve ben ise küçüklükten beri arkadaştık ancak ben üniversite için şehir değiştirdiğimde bağlantımız kopmuştu. Mezun olduktan sonra da memleketime geri dönmek zorunda kalmış, yeniden ailem ile birlikte yaşamaya başladığım için görüşür hale gelmiştik. Başlarda ilişkimiz biraz kopuktu, Sora utangaç biri değildi lakin biraz soğuk bir yapısı vardı. Uzun süredir görüşmemenin ve büyümenin yarattığı değişim ile de yeniden samimi hale gelmemiz biraz vakit almıştı.

Romantik ilişkimiz ise biraz karmaşık bir konuydu; hayallerimiz ve planlarımız aynı sayılırdı, zevklerimiz benzerdi ve daha birçok ortak noktamız vardı. Her şey, bir gece dışarıda içmemiz ve ardından sarhoşluğun verdiği gevşeklik ile sevişmemiz sonucunda başladı. Onunla sevişmek rüya gibi bir şeydi, stresimi azaltıyordu ve aslında bakarsanız gerçekten hoşuma gidiyordu. Belki gerçekten de süper bir romantizm yoktu hayatımızda ancak birbirimizi "tanıyor" olmanın verdiği bir güven vardı. Bazılarınız buna mantık evliliği diyebilirdi ancak değildi, ortada birleşecek bir şirket ya da kurulacak bir iş bağı yoktu. Ailelerin baskısı hiç yoktu, sadece insanlar adımıza mutlu olmuşlardı. Hepsi buydu.

Her ne kadar geleneklere bağlı bir insan olsa da Sora, sevişme tabusunu otuzlu yaşlarına gelmeden ve evlenmeden önce kırmıştı. Avrupa'ya ve Amerika'ya özenen, Batılılaşmaya başlamış ailelerin kızları bile ne olursa olsun evlilikten önceki sevgiliklerinde asla cinsellikten bahsetmezlerdi.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Amerika'da yanlış anlaşılan Geyşa kültürü sebebiyle de özellikle Avrupa görmüş, Batı özentisi genç kadınlar kendi kültürlerini günlük hayatta hiçe sayarak yaşamaya başlamışlardı. Sora tam anlamıyla onlardan biri olmasa da az biraz etkilendiği doğruydu. Hayatı Japonya ve Amerika arasında gidip gelmekle geçiyordu, bazı zamanlar ise birlikte İtalya'ya ya da Fransa'ya seyahat ediyor ve onun modellik işlerinde yanında oluyordum.

Birkaç yıllık bir "ilişkinin" ardından 1994 senesinin sonbaharında, tatlı ve sade bir düğün yapmaya karar vermiştik.

Hayatımı asıl değiştiren rastlantılar ise düğün tarihini ayarlamaya çalışırken ve davetli listesini çıkardıktan sonra başlamıştı. Annem her ne kadar istemese de, şu hayatta benim için her şeyden önemli olan dostum Namjoon'u da düğünüme davet etmek istemiştim.

Üniversitede ev arkadaşımdı Namjoon ve ayrıca da bölümden de arkadaşımdı. Aynı dönemde okumuştuk, o benden bir sene sonra mezun olmuştu ama. Hayatta herkesin hayalleri farklıydı, onun da okuduğu bölümle uzaktan yakından alakası yoktu. Bu nedenle uzatarak, kafaya takmayarak bitirmişti okulu.

En son olan konuşmamızda hala başkentte, aynı evde yaşadığını söylemişti. Bunu duyunca çok şaşırmıştım çünkü ben memleketime geri döndükten sonra onun hala aynı şekilde, aynı hayatına devam etmesi biraz ilginç gelmişti. Benim hayatımda birçok değişiklik olmuşken onun aslında hala aynı olduğunu anlamıştım.