[♡]

501 49 97
                                    

Onu ilk gördüğümde, garajdan bozma bir barda, bizden belki de on yaş kadar genç kişilerin kurduğu bir müzik grubunu dinlemeye ve biraz da olsa kafa dağıtmaya gelmiştik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Onu ilk gördüğümde, garajdan bozma bir barda, bizden belki de on yaş kadar genç kişilerin kurduğu bir müzik grubunu dinlemeye ve biraz da olsa kafa dağıtmaya gelmiştik.

Bizim gençliğimizden bir parça çalıyorlardı, şimdiki gençlerin de müziğe bu kadar tutkulu olduğunu ve eskileri unutmadıklarını görmek güzeldi. Ancak güzel olan tek şey müzik değildi.

Sahne dedikleri, hafif yüksek platformun yanında, bir bar taburesi üstünde oturuyordu. Gri saçları dağılmıştı ve birkaç saniyede bir elindeki sigarasını dudaklarına götürüyordu. Anında dikkatimi çekmişti; işaret ve orta parmağı arasında tutmak yerine incecik dalı, baş parmağı ve işaret parmağı ile tutuyordu ve sanki yeni içmeye başlayanlar gibi tam anlamıyla dumanı içine çekmiyordu. Biraz gergin bir ifadesi vardı, yine de müzikten keyif alıyor ve şarkıya eşlik ediyordu.

Üzerindeki yarım kollu, renkli, değişik desenli gömleğinin düğmeleri neredeyse karnına kadar açıktı ve boynunda çeşit çeşit boncuklu, taşlı, zincirli kolyeler vardı.

İlk göz göze geldiğimizde etraftaki kalabalığı tamamen unutmuş ve sanki orada sadece ikimiz varmışız gibi hissetmiştim. Uzun kirpikleri, renkli dudakları ve o baygın gülümsemesi...

Taehyung'u ilk gördüğümde beynimden vurulmuşa dönmüştüm.

Daha sonralarda da bu devam edecekti; onunla her birlikte olduğumda, ona her dokunduğumda ve sevişirken her göz göze geldiğimizde bana ilk birbirimizi gördüğümüz anı yaşatacaktı. O böyleydi, inanılmazdı. Büyüleyiciydi. Kelimelerim ondan bahsederken yetersiz kalıyordu.

Taehyung renkli şeyleri çok severdi ve kesinlikle tüylü şeylere karşı takıntılıydı. Odasının duvarları toz pembe ve bebe mavisiydi. İçten içe aslında ne kadar sinir olduğunu anlatıp dururdu bu duvarlarına, ben de onun tüylü mor halısına ne kadar sinir olduğumu söylerdim ve anında kaşlarını çatardı. Halısına laf edilmesinden hiç hoşlanmıyordu.

Ben onun yatağında uzanırken o da ya yanımda uzanır ya da üzerime çıkardı. Makyaj yapmayı seviyordu, özellikle de başkalarına. Boş anımı yakalayıp anında birkaç malzeme kaparak yüzüme eğilirdi. Yanaklarıma, göz kapaklarıma, boynuma, eğer çıplaksam göğsüme bile bir şeyler çizerdi. En çok çiçek çizmeyi seviyordu yanaklarıma. Ben kıpırdanınca da hemen huysuzlanırdı ve klasik hareketini yaparak kaşlarını çatardı.

Görüp görebileceğiniz en tatlı insanlardan biriydi, insanların önyargılarına karşılık aslında birçok konuda bilgiliydi de. Tıpkı yetmiş yıl yaşamış yaşlılar gibi görmüş geçirmiş bir tavırla siyaset tartışır; yeri geldiği zaman tarihten, sanattan ve hatta edebiyattan bile konuşabilirdi. Her konu hakkında bilgisi vardı. Okumak onun için bir ihtiyaçtı.

İlk evine götürdüğünde beni fark etmiştim bunu, bir oda dolusu kitabı vardı ve bu kadar zeki olması onu normalden on kat daha çekici yapıyordu. Üniversite okumuyordu, yirmisine yeni girmiş bir genç için kendini oldukça iyi yetiştirmişti.

Tüm bunlara rağmen çocuk ruhlu biriydi Taehyung. Markete gittiğimizde ilk işi abur cubur reyonu önüne gitmek olurdu. Dışı toz şekerle kaplı, insanın yerken istemsizce yüzünü buruşturduğu o yumuşak ekşi şekerlere bayılırdı ve bir kerede on paket almaya kalkışırdı. Ben de ona her seferinde daha az yemesini söylerdim çünkü o ekşi şekerlerin ne kadar diş ağrısı yaptığını ondan daha iyi bilen yoktu. Omuz silkerek başını öne eğer, üzerindeki lacivert kürküne sarılır ve tıpkı ufak bir çocuk gibi dudaklarını büzerdi. Dayanamazdım, eğer mutlu olacaksa bir kerede yüz paket de olsa almak isterdim onun için aslında.

Taehyung için herkes ilk görüşte aşk, anlık bir heves derdi ancak ben onun varlığını bir ihtiyaç olarak görürdüm. Ilık yaz akşamlarında verandada esen yaz rüzgarı gibiydi hissiyatı. Güven ve huzur veriyordu.

Sevmek yorucudur, korkutucudur; bazen kendinizi uğultulu kapılar ardına kapatmanızı gerektirir. İşte öyle anlarda, yanınızdaki kişinin size verdiği güven o kapıları delip geçer.

1994 yılının yazında, hayatım için çizdiğim yolu tamamen değiştirerek, Taehyung için herkesi karşıma almaya her şeyden çok hazırdım.

_____

DÜT DÜT DÜÜT DÜÜÜT

( veriah ÖNCEKİ KADAR GÜZEL OLMADI BİLİYORUM ÇÜNKÜ YARISINI HATIRLAYABİLDİM SADECE AMA YİNE DE KIRAMADIM SENİ VE YAZDIM HATIRLADIĞIM KADARIYLA😭😭😭😭 )

bu fici 2020'nin yazında yazmıştım aslında ilk kez ama sonra anksiyete bozukluğum yüzünden sosyal medya kullanmayı bırakmak zorunda kaldım, her şey havada kaldı o yüzden ama şimdi kaldığımız yerden devam ✅

bu ficimizde az biraz yaş farkı, belki kötü alışkanlıklar, yazabildiğim kadar 90'lar (maalesef ben bir 2000'ler çocuğuyum) ve feminen taehyung var!!!
(bütün karakterlerin reşit olduğu bilgisini de ekleyeyim, başımız ağrımasın sonrasında)

ayrıca bu fic için, her karakteri yansıtacak şarkılar eklediğim bir playlist yaptım isteyen olursa sizinle de paylaşırım belki takip edersiniz 👉👈

buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim, sonraki bölümün gelmesi biraz uzun sürebilir ama gelecek🥰

Sex & Candy | TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin