DENGESİZ (bxb)

0.1

Asla yayınlarken emin olmadığım bir kurgu oldu sanırım. Başlamadan uyarmak istiyorum bu bir bxb kurgusudur. Okuyanlar buna göre okusun lüften..

Keyifli okumalar...

"A- ahh yavaş olsana " isyan ederek üstümdeki adamı kovmaya çalışıyordum.

"Kımıldarsan daha çok canın yanacak Asaf" diyen Caner'e uzaylı mısın bakışları atmaya başladım.Anlık gelen cesaretle onun aklına uyup piercing deldirmeye gelmiştik. O sadece kulağını deldirecekken ,benim ise kulağımı ve kaşımı deldirmeye çalışıyordu.

" Ya ne mızmızlandın altı üstü bir delik" derken ban küçümseyici bakışlar atıyordu. İlk benim delirmemi istemişti. Daha acısını bilmediği için şimdi böyle rahat konuşuyordu.

"İlk beni oturttun bu eziyete ben kalkıyım şurdan  göstericem sana merak etme" hala gevşek gevşek sırıtan arkdaşıma doğru bir tekme savuracağım sırada görevlinin kulağıma ucu sivri aleti sokmasıyla bir küfür savurdum.

"Hass-"

Yanan kaşım ve kulağımla koltuktan kalktıktan sonra Caner'in kafasına hafif vurarak koltuğa otuttum.

" Geç bakalım gerizekalı kolay mı o kadar"

" Hrr.. Haşin erkek severim" diyip yine bizi rezil etmeyi başarmıştı.

" Allah aşkına sus Caner sus"

Koltuğa oturmuş gözlerini kapatıp görevliden gelecek olan hamleyi bekliyordu. Görevli elindeki ucu sivri aleti kulağına batırınca etini koparmışlar gibi çığlığı basmıştı.

" Lan niye bağırıyooooon" diye ona bağırdığımda dolan gözleri daha fazla dolmuştu.
Koltuktan kalktıktan sonra yüzüme bile bakmadan dışarı çıkmıştı. Yine aynı şeyleri yapıyordu. Çocuk gibi en ufak şeyde dahi küsüp trip atıyordu. Caner'le ortaokulda tanışmıştık. O zamanlar mahalleye yeni taşınmışlardı. Yan apartmanımızda oturuyorlardı. Okulda ve mahallede fazla arkadaşı olmadığı için genelde birlikte takılırdık. Beraber büyümüş sayılırdık, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez kardeş gibiydik. Yani en azından Caner için öyleydik.

" Caner!!" önden hızlı hızlı yürüdüğü için yanına ulaşmak için koşmam gerekmişti. Yanına vardığımda kolundan tutmuştum.

"Bırak beni" trip kokan sesiyle konuştuğunda yüzünü inceledim. Alnına dökülen açık kahverengi kıvırcık saçları, bana göre yeşilin en güzel tonu olan gözleri ve ağladığı için kızaran minik burnuyla küçük bir çocuk gibi görünüyordu.

" Güzelin neden çıktın ki hemen bir şey demedim" elimle alnına gelen saçlarını hafif geriye doğru taradım.

" Bana bağırdın. Zaten canım yanıyordu. Neden insanların içinde bağırıyorsun." Ona genelde hep anlayışla yaklaştığım için her bağırdığımızda yada tartıştığımızda böyle oluyordu. Abarttığını söylemek için azımı aralamıştım ki daha fazla trip yiyeceğimi anlayınca geri kapattım.

" Tamam bir daha bağırmayacağım söz. Gel eve gidelim hava soğuk bak kıpkırmızı olmuşsun hasta olacaksın" diyip yüzünü işaret ettim. Gözlerine lütfen dercesine bakıyordum.

" Tamam" diyip önden yürürken bende peşinden takip ettim. Ağladığı için sesi biraz pürüzlü çıkmıştı.

Yaklaşık on dakika sonra otobüs durağına vardığımızda oturup otobüs beklemeye başladık. Etraf fazla kalabalık değildi. Sahil kenarında olduğumuz için birkaç gezen çift ve seyyar satıcılar vardı etrafta sadece. Caner bana seslenince ona döndüm.

"Asaf?"

" Efendim yavrum" diyerek dikkatle yüzüne baktım, ciddi görünüyordu.

"Yumurta mı tavuktan çıkar yoksa tacuk mu yumurtadan" diye sorunca beş saniye kadar yanaklarımın içini dişleyip gülmemi bastırmaya çalıştım ama sonra dayanamayıp sesli bir şekilde gülmeye başladım.

" Cidden bunu mu merak etiin şuan?" gülmelerimin arasından ancak bunu sorabilmiştim. Caner böyleydi işte bir anı bir anını tutmazdı. Bi anda gülerken bir anda ağlayabilirdi. Dengesiz diye geçirdim içimden.

" Evet amk bunu merak ettim sanane?" diyip kaşlarını mümkünmüş gibi biraz daha çatmıştı. Şuan gerçekten elinde bıçak olan öfkeli civcive benziyordu.

" Tamam şampiyon sakin"

Otobüs yaklaşırken onu dürtüp kalkmasını söyledim. Mahalleye vardığımızda vedalaşıp evlerimize dağıldık.
____:)_____

Nasıl oldu iyi mi oldu kötü mü oldu bilmiyorum ama içime sindi umarım okurken keyif almışsınızdır. 2.bölümü seneye atarım diyomuşum sksmls. En yakın zamanda atamaya çalışırım.

Öptüm..