1

143 20 3
                                    

Kalbimdeki ağırlık ve odamdaki duvarlar bana fazla gelmişti. Vince ile bir kaç gündür konuşmadığımız için bi randevu ayarlamayı düşündüm. Böylece onu umursadığımı bilir, ve benden uzaklaşmazdı. Yataktan zorla da olsa kalkmayı başarmıştım.

Vince ile yaklaşık iki yıldır sevgiliydik, onu seviyordum ama aramızda olan başka bir şey vardı. Sevgi yok gibiydi, ve bu beni de onu da üzüyordu. Ne kadar bana belli etmek istemese de her gece ağladığını arkadaşından öğreniyordum.

Dışarıya çıkmak için pijama giysem sorun olmazdı değil mi? Kıyafetlerime özenmeyi uzun zaman önce bırakmıştım.

Sevgilime dışarı çıkmak için kısa bir mesaj attım, beni onaylayıp hazırlanacağını söylemişti.

Dışarı çıktığımda kıyafetlerime özen göstermem gerektiğini anladım, hava çok soğuktu ve ben bu soğukta nereye gideceğimizi bile bilmiyordum.

Yolda giderken yaşlı bir teyzenin çiçek sattığını gördüm, güzel bir iple bağlanmış nergis aldım. Nergisler ilkbaharda açtıkları gibi çiçek açmayacaklar belki ama Vince bunu da severdi. Beni her halimle sevmişti zaten.

Her zaman buluştuğumuz parka gidip nergisleri uzattım başımı eğerek, Vince her şeye rağmen o güzel kıkırtısını bahşetmişti bana. Başımı kaldırıp gözlerine baktım.

Yorgun gözleri sulanmış, yüzü yorgun görünüyordu, gülümsemesinin altında bile o yorgunluk okunuyordu. Onu öpmek ve iyi hissettirmek istiyordum, ama ne öpebiliyordum ne de sarılıp iyi olmasına yardım ediyordum.

Gece bile yanıma alıp uyumak için çok yorgundum.

Onu sevmeye yoruluyordum.

Ağlamak istiyorum ve sevmek istiyorum.

Ama tüm gözyaşlarım tükendi.

Başka bir aşkta.

// // //

"Hyunjin yavaş ol düşeceksin!"

Hyunjin sevgilisini dinlemeden koşmaya devam etti, Minho ise gülerek onun çimlerin üzerindeki koşturmasını izliyordu.

Bir yanı düşüp yaralanmasından korksa da diğer yanı özgürce uçan kuşlar gibi koşuşturmasından mutlu ve huzurluydu.

Hyunjin yorgun düşen bedenini sevgilisinin yanına atıp gökyüzüne bakmıştı. Minho da çimlere uzanıp sevgilisine döndü.

Kirpiklerinin gölgesini izledi bir süre, güneşin dudaklarına vuran ışıltısını izledi, rüzgarın tatlı esintisinden yüzüne gelen saçları eliyle düzeltti. Hyunjin gülümseyerek sevgilisine döndü. "Beni çok seviyorsun dimi?"

Minho "Senden başka birini böyle sevmeyeceğimden emin olabilirsin." Dedi gülümsemesine karşılık verirken. Dudakları buluşunca Minho aldığı kokuyla gülümsedi.

"Yine aynısını yapıyorsun." Hyunjin sitemle ayrıldı çok sevdiği dudaklardan. Minho gülmeye devam ederken Hyunjin'in boynundan tutup öpmeye devam etti gülüşünü tutmaya çalışırken.

İlk sevgili olduklarında Minho nergis almıştı ve dc oynarken Hyunjin çiçeği yemek zorunda kalmıştı. Bu komik anıyı Minho her öpüşmede hatırlıyordu, buna ek olarak sevgilisinin nergis kokulu parfümü de vardı.

// // //

"Nergisleri çok seviyorsun ama neden çiçeklerini açmadan alıyorsun?"

Minho bildiği sorunun cevabını geçiştirmek için başka bir konu açtı, Vince biliyordu ama yine de konuşmak için soruyordu Minho her nergis aldığında. Belki bir gün bildiği cevabı Minho'nun dudaklarından duyardı.

Minho'nun ona açılmasını ve anlatmasını istiyordu, belki anlatırsa rahatlar ve artık mutlu olabilir diye düşünüyordu Vince.

Yolda giderken sokak şarkıcılarından duyduğu tanıdık şarkı Mimho'nun kalbini acıtırken sevgilisini orada bırakıp eve gitti.

Hep böyleydi, ne zaman aklına Hyunjin gelse her şeyi bırakıp evine gidiyordu. Evindeki nergis kokusu sakinleştiriyordu onu, duvarlarda asılı olan çiçek tablolarına bakıp ağlamak istiyordu.

Sevgilisi her nergis aldığında Hyunjin onları tabloya çizer boyalarıyla can verirdi. Can verdiği tüm nergis tablolarını Minho'ya hediye ederdi.

Sokakta duyduğu şarkıyı mırıldanmaya başladı içten içe ağlarken, sesindeki hüzüne rağmen söyledi tekrar ve tekrar.

Another Love (HyunHo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin