ep two.

162 23 13
                                    

bölüm iki;the weirdo on maple street

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bölüm iki;
the weirdo on maple street

Dünya üzerindeki en sıkıcı ders fransızca olmalıydı. Ellili yaşlarının başında olan Bay Launder'ın komik olduğunu düşündüğü esprileri ise ruhumu çekiyordu. İç çektim ve başımı arkaya atıp pencereden dışarı baktım. Zilin çalmasına birkaç dakika olmalıydı çünkü bahçede kalabalıklaşmıştı.

"Belki de Henderson bize cevabı verir. Dersi dinlemediğine göre biliyor olmalı." Bay Launder yavaş adımlarla hem bana ilerleyip hem de konuşurken duraksadım.

"Üzgünüm efendim." dedim durumu kabullenerek. Hem dersi dinlemeyip hem de üste çıkmak gibi bir niyetim yoktu. Ki Bay Launder'de bunu anlamış olmalı ki hayal kırıklığı ile başını iki yana sallayıp tahtaya doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Ucube erkek arkadaşını mı düşünüyorsun?" Birkaç sıra arkamdaki Tommy gülerek konuştuğunda kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Will'in kaybolmasından sonra Jonathan'ı elimden geldiğince yalnız bırakmamaya çalışıyordum. Benim çabalarım Steve ve arkadaşlarının bizi sevgili sanmalarına yol açmıştı. Onları elbette umursamıyordum ama zorbalık yaptıklarında kendime engel olamıyordum.

"Tommy, bu lanet kalemi gözünde mi istiyorsun?" Sesim düşündüğümden daha yüksek ve sinirli çıkmıştı.

"Çok korktum ezik." Alayla konuşup güldüğünde kendime hakim olmaya çalıştım ama Carol ve Steve'de gülünce bu çabamdan vaz geçtim.

"Annen sana saygı ne öğretmedi mi?" dedim olabildiğince sinir bozucu şekilde. Sanki çok önemli bir şeyi hatırlamış gibi yapıp güldüm. "Doğru, kıçına tekmeyi basıp başka bir adamla evlenişti."

Tommy yerinden kalkmaya yeltenirken yine de sırıtmamı korudu.

"Henderson! Hagan! İkinizde sesinizi kesin ya da müdürün odasına gidin." Bay Launder ikimize bakıp kızarken sınıfta herkes dikkatle bizi izliyordu. "Henderson, önüne dön."

"Tamam efendim." dedim önüme dönerken ama yine de sırıttım.

Normal durumlarda kimseye saygısızlık yapmamaya özen gösterir ve kelimelerimi seçerek konuşurdum ama bazen zorba kişilere kendi ilacından vermek gerekiyordu.

. ₊ ༝ ・ ˖ ₊ ˚ 。 . ⋆

"Bunları da bahçeye asacağım." Jonathan elindeki diğer ilanları gösterirken başımı salladım.

"Ben de batı kanadına bunları asarım." dedim Jonathan'a bakarken. "Bir şeyler yedin mi? Bayılacak gibisin Jon."

"Daha yemedim." dedi kayıp ilanlara bakarken. "Babamın yanına gideceğim. Belki yolda yerim."

Get To It; ˢᵗᵉᵛᵉ ʰᵃʳʳⁱⁿᵍᵗᵒⁿHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin