2

164 19 2
                                    

Güz dönemi en sevdiğim dönemdi. Hele  sıcak yaz günleri kendini serin ve yağmurlu sonbahar günlerine bırakınca yılın en iyi dönemi başlardı benim için.

Yırtık paçalı siyah kot pantalonum ve üstüne giydiğim beyaz iki düğmesi açık gömleğimle okulun kapısından içeri girdim.

Mimarlık fakültesi yine elinde kartonlarla oraya buraya koşuşturan alt sınıflarla doluydu. 22 yaşında son sınıf mimarlık öğrencisi olarak onların bu haline gülümsemeden edemedim. Çok zorlu projeler bir yana, eğlendiğim ve özleyeceğim anılarla ayrılacağım bu sene.

"Hyung!"

Arkamı sese döndüğümde Jimin sarı kıvırcık saçlarıyla bana doğru geliyordu.

"Selam Minnie."

Bana gülümseyerek koluma girdi. Beraber yürümeye devam ettik.

"Hyung gel kahvaltı yapalım. Hoseokie hyung bizi bekliyor."

Kafetaryaya doğru yürümeye başladık. Jimin 3. sınıf konservatuar öğrencisiydi, Hobi ise 4. sınıf konservatuar ögrencisiydi. Hobi benim çocukluk arkadaşımdı. Jimin ile de o bu okula geldiğinde arkadaş grubumuz sayesinde tanışmıştık.

Jimin bir betaydi, tıpkı çoğu insan gibi. Hoseok bir alfaydı, dünyada gücü ve otoriteyi alfalar sağlardı. Ben ise bir omegayım. Azınlık ve güçsüz sayılan omegalar. Çoğu insan Hobi'yle benim eşleşmemizi beklerken biz en yakın arkadaşlar olmuştuk. Zaten kimseyle eşleşme niyetim de yoktu.

Hoseok'un oturduğu masaya geçtik. Çoktan bizim için atıştırmalık almıştı.

"Gunaydin! Size haberlerim var!"

Ikimiz de merakla ona baktık. "Neymiş hyung?" Jimin elindeki çayı bırakıp dikkat kesildi.

"Namjoon yeni bir öğrencinin geldiğini söyledi. Mimarlık son sınıfa." Hoseok beni işaret ederek devam etti.

"Ayrıca Busan'dan yani belki tanıyoruzdur ne dersin Jin?"

Kafamı salladım. "Sanmam Busan büyük yer. Ayrıca son sınıfta neden geldi ki?"

Hoseok omuz silkti. "Kimin ne yaşadığını bilemeyiz değil mi?"
Cebinden titreşim sesinin gelmesiyle telefonunu çıkarıp gelen mesaja baktı.

"Ah, benim gitmem lazım Namjoon gelmiş."

"Hyungie daha kahveni içme-"

Hoseok sadece görüşürüz diyerek Jimin'in son sözünü duymadan aceleyle gitti.

"Galiba acelesi var." Jimin'in asık suratını görünce ortamı yumuşatmaya çalıştım.

"Geçen Namjoon hyung ile beraber hikaye atmışlardı. Sence çıkıyorlar mı hyung?"

Içten içe birbirlerinden hoşlandıklarını hissetsemde Jimin'i kırmak istemiyordum. "Bilmiyorum Minnie. Hoseok çıksaydı bize söylerdi."

Jimin kafasını sallayıp çayını bitirdi. Derse girmek için yollarımızı ayırdık.

***

Okuldan çıkarken otoparka doğru ilerledim. Birden hissettiğim tuhaf bir duyguyla duraksadım. Yan tarafa baktığımda lüks siyah bir araba gördüm. İçimde bir hissiyat oluşmuştu ve bunu hiç sevmedim. Kendi arabama doğru yürümeye başladım. Otoparktan çiktıktan sonra eve doğru yol aldım.

Yorucu bir günün sonunda evime varmıştım. Kapıyı açıp ayakkabılarımı çıkardım.

"Yuri-ah! Appa geldi!"
"Appa!"

Minik kızım koşarak kucağıma atladı ve ellerini boynuma doladı.

L♡VE C♡DE: ♡MEGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin