"Sınırını geçiyorum."
"Ama biliyorum, beni bırakıp gidemessin."
•
•
•Gözler.
Gözler yalan söylemez. Yüzüme baktığında ifadesi anlaşılmıyordu. Şaşkın mıydı? Yoksa üç senedir görmediği yüzü görünce kızmış mıydı?
"Bay Kim yerinize geçin lütfen."
Sadece kafamı sallayıp sırama geçtim. Jungkook ise gözleriyle beni takip edip oturduğum an profesöre bakmaya devam etti. "Dediğim gibi, bu kısa zamanda bay Jeon sizinle beraber bu okuldan mezun olacak. Bay Jeon boş bir sıraya geçin ve derse başlayalım."
Jungkook önümdeki boş sıraya geçtiğinde, masamı çekebildiğim kadar kendime yaklaştırdım. O ise hiç arkasında dönmeden sadece dümdüz bir şekilde hocayı dinliyordu.
Gerginlikten derse odaklanamamıştım. Kokusu burnuma geliyordu ve bu durum beni rahatsız ediyordu. Sadece dersin bitmesini ve Hoseok'a koşmayı diledim.
Ders bittiği an yerimden ışık hızında kalktım ve sınıfı terk ettim. Hemen Hosoek'u aramam gerekliydi. Hemde hemen.
"Umarım koşarak gelmeme değen bir konudur."
Hoseok somurtkan ifadesiyle yanıma oturduğunda gözlerimi devirdim.
"Kook burda."
Hoseok anlamamış gibi bana baktı. "Kook kim?"
"Jungkook."
"Ne?"
Hoseok inanmamış gibi kaşlarını kaldırmış benden onay bekliyordu.
"Evet Hobi burda. Hatta önümdeki sırada oturuyor."
"Umarım yüzsüz gibi senle konuşmaya çalışmamıştır. Bak Seokjin, istersen hemen Namjoon ile konuşurum sadece söylemen yeter."
Hoseok, en iyi arkadaşım sadece ciddiyken bana Seokjin derdi. Ona beni desteklediği için hep minnettar olacağım.
"Hobi-ah tamam sakin ol. Sorun çıkmaz emin ol. Üç yıl oldu."
Hoseok kafasını iki yana salladı. "O zaman da Hobi-ah sakin ol ona güven demiştin."
Haklıydı. Kendim yetmiyormuş gibi etrafımı da onun iyi biri olduğuna ikna etmiştim.
"Tamam haklısın, kabul. Eğer sorun çıkarırsa sana söyleyeceğim."
"Söylemessen ben bir şekilde onu bulup boğarım."
İkimiz de onun sözleri karşısında kahkaha attık. Hobi ne kadar tatlış biri olsa da sonuçta bir alfaydı.
"Ciddiyim onu boğarım."
•
•
•Eve gelince insan rahat olmak ve günün yorgunluğunu atmak ister ama annem buradayken bu pek mümkün olmuyordu doğrusu.
"Seokjin bence artık Yuri için bakıcı tutmalısın ben artık gidip gelmekte zorlanıyorum."
En az haftada üç kere evimde bahsi geçen konuydu. Annem ne kadar yardımcı olsa da yaşı yüzünden Yuri'ye gereken ilgiyi veremiyordu.
"İlgilenicem sadece zamana ihyiyacım var anne."
Annem Yuri'nin katlanmış kıyafetlerini kucağından indirerek elimi tuttu.
"Oğlum belki de Yuri'nin babası-"
Ayağa kalktım. "Hayır anne Yuri'nin bir tane babası var oda benim! Kim Seokjin ve Kim Yuri. Sadece biz." Hızla kızımın uyuduğu odaya girdim ve kapıyı kapattım.
Üç sene önce (Seokjin 19)
Hayır bu gerçek olamazdı. Elimdeki çubuğu duvara fırlatıp dizlerimin üzerine çöktüm. Ne yapacaktım şimdi?
Hamileydim. Erkek omegalar kadın omegalar kadar olmasa da doğurganlık oranları yüksekti. Son günlerde artan bulantılardan sonra Hoseok'un ısrarıyla test kiti almıştım. Ve şuan hiç karşılaşmak istemediğim bir gerçek banyo zemininde yatıyordu.
En önemlisi ise bu bebeğin babasının bundan asla haberi olmayacak olmasıydı. Jungkook benim ilk ve tek aşkımdı. Olan bitenden sonra bile onun alfam olduğu gerçeğini omegam her gün suratıma çarpıyordu. "Onun gibisini bulamayacaksın." "O da sana muhtaç, senin ona olduğun kadar."
Kimin kime muhtaç olduğunu bilmesem de kesin bildiğim tek bir şey vardı. O bana muhtaç falan değildi.
"Biz sevgili değiliz, biz sadece yabancılarız."
•
•4 sene önce (Seokjin 18)
"Bunlar Hoseok'la kesin sevgili bak."
Sara bir parmağıyla saçını dolarken bir yandan da gözleriyle kafetaryaya giren iki oğlanı takip ediyordu.Oğlanlar köşede bir masaya oturup gülüşmeye başladılar.
"Seokjin o ezik alfayı ne yapsın." Jisung Seokjin'e bir bakış attıktan sonra iç çekti. "O daha iyilerini hakediyor, okulun en güzel omegalarından biri."
"Bahsettiğin kişi sen misin yoksa?" Sara eliyle ağzını kapatıp gülmeye başladı. "Güçlü alfa Jisung! Wow!"
"Sus be! Sanki Hoseokla şansın varmış gibi konuşma." Jisung somurtup kahvesini içmeye başladı. Sara tam ağzını açmıştı ki sözü kesildi.
"Şu ezikler hakkında konuşmayı bırakacak mısınız yoksa ben mi sizi susturayım?"
İkisi de Jungkook'a baktıklarında alfadaki rahatsızlığı görmüşlerdi.
"Bunu sen mi söylüyorsun Kook, gerçekten? Sanki 9'dan beridir Seokjin'i takip eden sen değilmişsin gibi? Sana yüz verme-"
"BEN KIMSEYI TAKIP ETMEDIM!"
Birkaç kişi onlara baksa da Jungkook'un tavrından sonra önlerine döndüler.
"İsteseysim Seokjin'i çoktan altıma almıştım."
Sara meydan okurcasına ona doğru eğildi. "Beklentini düşür Kook, o sana bakıcak birisi değil." Jungkook sırıttı. "Öyle mi?"
"Öyle!" Sara ve Jisung aynı anda söylendiler.
"İddasına var mısınız? Size onu mahvederkenki videoyu attığımda bakalım ne yapacaksınız?"
İkisi de birbirlerine baktılar. İlk konuşan Sara oldu. "Tamam kabul. Hatta bekle bir saniye. Dediğini yaparsan sana bir senelik bizim kulube ait vip uyelik vericem, her şey bedava. Ama inan ki Kook, kazanacağıma eminim. Seokjin seninle ilgilenemez."
"Tamam ben de varım. Jungkook arabalarımıza bahse var mısın?'
Jungkook ellerini birbirine sürttü. "İnanın bu basit bir iddia oldu. Tamam kabul. Kaybetmeye hazır olun, video geldiğinde keyif çıkaracağınıza eminim."
Y/N
👉🏻👈🏻