"Şimdi hyung diyorsun ki bu gün burası sadece bizim için çalışıyor, öyle mi?" dedi c takımdan Junghwan.
"Evet, şirket onlar söylemeden önce böyle bir şey planlamamızı beğendiğini ve buranın bugün bize ait olduğunu söyledi." dedim belki onuncu kez.
Eski takımıma sorduğum sorudan sonra bunu tüm gruplara sormuş ve hepsinden olumlu yanıt aldıktan sonra ise bunu Hyunsuk hyung ile şirkete bildirmiştik. Evet, şu an şirketin stajyerler için ayarladığı lunaparkın girişinde bekliyorduk. Neyi beklediğimize dair benim de bir fikrim yoktu. Bu yüzden ona sordum.
"Hyung, biz neden hala bekliyoruz?"
Bilmiyorum dercesine omuz silktikten sonra lunaparka doğru adımlamaya başladı. Onun adımları ise sanki herkese komut vermişçesine hareketlendi hatta en küçüklerimiz koşuyordu bile.
Hyunsuk'un yanındaki Doyoung'a baktım. Yaşıtları lunaparka doğru koşarken o hala Hyunsuk'un yanında yürüyordu. Yanımda yürüyen grup arkadaşlarımdan Dohwan'a baktım. Kolumu Dohwan'ın omzuna atıp onu da yanımda sürükleyerek yanlarına gittim. Ulaştığımızda ise nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde Doyoung ve Dohwan yakınlaşıp giderken ben kelebeğimle yalnız kalmıştım.
Yalnız kaldığımızda yanımızda kimse kalmadığından ve herkes kendi halinde takıldığından kolumu omzuna atarak kendime çektim.
"Özledim." dedim.
Gülümsedi ama farklıydı.
"İçimde kötü bir his var." dedi.
"Etrafta yabancı kimse yok." dedim gülerek. "Neşelen." dedim kafamı saçlarına sürterken.
"Yalnız kalabileceğimiz bütün aletlere binmek istiyorum." dedim ve elinden tuttum ve lunaparkın derinliklerine ilerledik.
23:22
200622
Ne yazdığıma dair hiçbir fikrim yok. Tamamen geçiş bölümüydü, aklıma ne geldiyse döktüm ortaya.