Kar taneleri camın önünde süzülüyordu...
Psikolog seansımdan eve yeni gelmiştim. Psikoloğumun söylediği sözler kulağımın derinliklerinde yankılanıyordu.
"Çirkin insan yoktur, her insan güzeldir"
Peki ya eğer ben dünyada, koca evrende bir tek isem? Ya bu dünya henüz benim varlığımdan haberdar değilse ve bu sözü o yüzden hala kabul ediyorsa? İçimde volkanlar patlıyor, kendi kendimi öldürüyorum. Peki neden mi?
Lisenin ilk günüydü ve gerçekten çok stresliydim. Bir önceki gün uyuyamamıştım ve gözlerimin altı mosmor olmuştu ve stresten yüzümde 3 tane sivilce çıkmıştı. Düşünsenize eğitim hayatınızda 4 tane evre var. İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite. Bu evrelerden herhangi birinden birinde geçtiğinizde hayatınızda ne kadar büyük değişiklikler oluyor... herkes değişmiş, herkesin konuştukları, giydikleri, aklınıza gelebilecek her şey değişmiş oluyor. Bir şekilde 3-5-7 taktiğiyle sakinleştim ve okulun saat 8'de açılmasına rağmen ben saat 4'te kalktım ve aynanın karşısına geçtim. Ben ilkokulda çok güzel bir kızdım. Sarı saçlarım, yeşil gözlerim vardı. İnce ve zayıftım. Beni gören herkes hayranlıkla bakardı yani bakamazlardı... gözleri kamaşırdı. Anlayacağınız o kadar güzeldim yani.
Geçen yıl Liseye geçiş sınavı stresiyle derimde stresten kaynaklanan deri hastalıkları her yerimi kaplamıştı ve ders çalışırken abur cubur yemeyi sevdiğim için ve sürekli ders çalıştığım için hareketsizlikten ve çok paketli gıda tüketmekten baya kilo almıştım. Ve tahmin edeceğiniz üzere yaz tatilinin son 2 gününe kadarda bu kilolardan kurtulma girişimine girmedim. Benim okulda çok ilgi çeken bir kız olduğunu annem adı gibi biliyor bu yüzden saçlarımı Rapunzel'in saçı gibi kestirdi ve siyaha boyattı. Sonrasında da takmam için kahverengi lens verdi. Amacı neydi biliyor musunuz?! Beni aşk meşk olaylarından uzak tutmak, kimsenin bana aşık olmamasını sağlamak ve LGS'de güzel bir yüzdelik dilime girmem. Annemin bütün bu çabalarının amacını anladığımda iş işten geçmiş, okul yılı bitmişti. Zaten bitmeseydi ve eski halime dönseydim ne diyecektim ki? Ben lgs için çirkin olmaya karar verdim lgs bitti diye de güzelleştim mi diyecektim. Herkes dalga geçerdi ve evrim geçiren Kezban diye dalga geçerlerdi. Evet, Kezban...
Kezban ismini bana amcam koymuş.
Şöyle bir hikayesi var; babamla amcam, babaannem öldükten sonra miras paylaştırılıyorken çok büyük kavgalar etmişler. Bu olaylar olduktan birkaç ay sonra da babam kanser olmuş ve kemoterapi olmayı iş yerindeki arkadaşlarının dalga geçmesi korkusuyle reddetmiş o yüzden ölmüş... evet bunu şu an soğuk kanlılıkla söylüyor gibi olabilirim ama ben babamı hiç tanımadım. Annem bana 9 ay 1 günlük hamileyken öldüğü için benim doğumumda nüfus işleriyle amcam ilgilenmiş ve benim ismimi babamla kavgalı olduğu için Kezban koymuş. Yani babama olan bütün öfkesini bana böyle bir ad koydurarak çıkarmış. Annem hastaneden çıktıktan sonra olayı öğrenmiş ve hemen nüfus müdürlüğüne gitmiş ve nüfus müdürlüğünde anneme Kezban ismimin ancak amcamın onayıyla kaldırılabileceğini fakat isme ilave yapabileceğini söylemişler. Annem amcama ne kadar ulaşmaya çalışsa da onu sosyal medyalar dahil her yerden engellemiş ve Amerika'ya kaçmış. Bu yüzden annem çaresizlikle adıma ilave yaptırarak Buket ismini ekletmiş. Annem hayatım boyunca hiçbir zaman bana Kezban adını kullanmadı ve kullanılmaması için ayrı bir hassasiyet gösterdi ve okulumla vs konuştu. Okulum da bunu anlayışla karşıladı ve her zaman bana Buket ismi kullanıldı. Arkadaşlarımın da adımın Kezban olduğundan asla haberleri olmadı.
Ortaokulun sonuna kadar her şey iyiydi fakat lisede annem büyüdüğüm düşüncesiyle artık yeni okulumla bana Buket demeleri için konuşmadı bu yüzden sınıf listesinde adım Kezban Buket olarak kaldı. Kaldığımız yerden devam edelim. Saat sabahın dördünde kalktım, aynanın karşısına geçtim ve kendi kendimi her şeyin güzel geçeceğine dair teselli ettim. Okula anneme karşı gelip lenslerimi çıkarıp gitmeye karar verdim fakat saçımla ilgili bir şey yapamazdım. Daha henüz dibi gelmemişti. Kendi kendime:
"en azından hiçbirşeyim yoksa zeytin yeşili gözlerim var" dedim ve bir önceki okulumdan tanıdığım ve benimle aynı liseye geçecek olan kız arkadaşlarıma mesaj attım. Anlaşılan hepsi ayaktaydı çünkü hepsi ben gözümü kırpıncaya kadar günaydın yazdılar. Sonra grupta yaptıkları makyaj ve saç stilleri konuşulmaya başlanmıştı. Makyaj mı?! Saç stilleri mi?! Bu kızların ağzından bir gün bile makyaj, maskara, fondöten, ruj, balık sırtı örgü gibi kelimeler çıkmamıştı. Neden şimdi böyle konuşuyorlardı? Anlam veremeden diğer yazışmaları okumaya devam ettim. Herkes yaptıkları makyajlarn saç stillerinin fotoğraflarını gönderiyorlardı. Hepsi çok güzel olmuştu. Peki ya ben? Ben hiçbir hazırlık yapmamıştım formamı giydiğim gibi okula gitmeyi planlıyordum. Peki o zaman neden sabahın dördünde kalkmıştım? Kendi kendime kısır döngüye girdim sonra gruptan gelen bir bildirim sesiyle telefona baktım telefonda "Buket, sen nasıl bir makyaj yaptın?" ve "Buket sen at kuyruğu mu yapmayı planlıyorsun her zamanki gibi yoksa başka model mi?" "hadi bize fotoğraflarını göndersene" aniden gözümden bir damla yaş aktığını hissettim ve ani bir korkuyla gruptan çıktım.
Aynaya baktım başım dönmeye başlamıştı. Bir onların fotoğraflarına baktım bir de aynaya. Onlar Hollywood yıldızları bense bir öglenaya benziyordum. Hemen bir çözüm bulmam gerektiğini düşündüm fakat ne yaparsam yapayım elimden bir şey gelmeyeceğini biliyordum. Benim makyaj malzemem yoktu. Annem almamıştı her ne kadar 1 yıl boyunca ısrar etsem de. Nedenini tahmin edebildiğinizi düşünüyorum.
LGS bitmişti şimdi ise AYT, TYT vardı. Herhalde annem beni lisenin ilk gününden AYT ve TYT'ye çalışmaya başlayacak sanıyordu. Neyse sonra pratik zekam sayesinde annemin bir kadın olduğu aklıma geldi. Kendi kendime düşündüm. Kadınlar ne yapar? Makyaj yapar, bravo Buket! Kadınlar makyaj yapar bravo. Gizlice yatak odasına gidip yatak odasında annemin makyaj çantasını aradım ve karınca kulaklı annem küçücük ayak sesimi duydu ve hemen dikildi ve ne yaptığımı sordu. Korkudan bir şey diyemedim ve seni öpmeye geliyorum diyip geçiştirdim. En azından maşam vardı. Saçımı en son geçen sene kestirmiştik o yüzden baya uzadı. Hemen maşa aldım ve saçımı maşaladım. En azından artık dalgalı saçlarım ve yeşil gözlerim vardı ama bu şişman olduğum ve yüzümün aknelerle kaplandığı gerçeğini değiştirmeyecekti. Beli fayda eder diye 30 dk boyunca zıpladım ama sadece 0.5 kilo vermiştim. Kar kardır dedim ve çantamı hazırlayıp ve formalarımı giyip okula doğru yol almak üzere dışarı çıktım.