21.11.2021 (II)

6.8K 483 1.1K
                                    

Jeon Jungkook

Seul Merkez Hapishanesi

Uiwang, Gyeonggi Province

Güney Kore

21.11.2021

Kim Taehyung

Kim Dans Akademisi

Dokseodang-ro, 45-gil

Seul, ST 1832

Taehyung,

Ayın yirmi birine girdik, saat gece bire geliyor. Son Paris mektubumu sana yollayalı sadece birkaç saat oldu.

Aslında parmaklarım o kadar ağrıyor ki kalemi istemsizce titretip duruyorum, son birkaç gündür sürekli yazıyorum çünkü. Kaç sayfa yazdığımı hesaplayamadım bile.

Ama duramazdım, böyle bir şansım yoktu. Hâlâ yok. Vaktim azalıyor.

Bu sana son mektubum. Yarını görür müyüm bilmiyorum.

Bu mektubu sana hiçbir zaman yollamayacağım Taehyung. Hastalığımın ilerleyişini kaydetmek için tuttuğum bir günce var, katlayıp onun arasına koyacağım. Jimin bulur diye düşünüyorum, eşyalarım ona verilecek. Okursa anlayacaktır mektubu sana getirmesi gerektiğini, her ne kadar bu hoşuna gitmeyecek olsa da...

Geçen gün benim isteğimle seni görmeye gelmiş, benden hiçbir şekilde özür dilemeyeceğini söylemişsin.

Açıkçası bunu bekliyordum, gerçekten. Teklifini kabul edip ziyaretime gelmeme olasılığın gelme olasılığından çok daha yüksekti, en başından beri farkındaydım bunun. Yine de üzüldüm, bildiğim halde hem de. Bu arada zaten bu mektubu okuduğunda çoktan ölmüş olacağım için hiçbir duygumu, düşüncemi bastırıp gizlemeyeceğim. Kırıldım, Jimin gelip "Kabul etmedi Jungkook, gelmeyecek işte. Ne bekliyordun ki o bencil piçten?" dediğinde boğazım düğümlendi. 

Ona nasıl göründüğünü sordum, eskisinden çok da farklı olmadığını söyledi. Birkaç ufak kırışıklık, hafif bir kirli sakal ve donuk bakışlar. Sana dair anlattıkları arasında gözümde canlandıramadığım, bana farklı gelen birkaç detay.

Tam olarak ne konuştuğunuzu anlatmadı ama tahmin etmek zor değil, muhtemelen ona kaba davrandın. Suratından anlaşılıyordu çünkü.

Her şeye rağmen Jimin'e minnettarım ama, sana akciğer kanserinin son evresinde olduğumu, tedaviyi reddettiğimi ve ölmek üzere olduğumu söyleseydi -ki söylememesi için ona yeminler ettirdim ama yine de yapabilirdi- acıma duyguna yenik düşüp beni görmeye gelirdin. Geldiğinde anlardım yüzündeki ifadeden sırf bu yüzden kabul ettiğini. Dünya üzerinde en nefret ettiğim o duygunun, acımanın bakışlarına yansıyışını. Vicdanını rahatlatmak için geldiğini.

Öyle olacağındansa, iyi ki gelmedin diyebiliyorum şu anlık.

Mektuplarım boyunca senden sakladığım bir şey olduğunu söylediğim noktalar oldu, okuduysan eğer biliyorsundur. Başta düştüğümü yazmıştım, ta en başlarda. Burnumun kanadığını, beni revire aldıklarını... O zaman anlamamıştım, çok tuhaf gelmişti durup dururken fenalaşıp düşmem. Sana yazmadım ama bu birkaç kez daha tekrarladı, nefes almakta da biraz zorlanmaya başlayınca büyük hastaneden bir doktor çağırıldı, muayene edildim. Adam emin olmadığını ama kanserden şüphelendiğini söyleyince hastaneye sevk edildim, bir dünya test, tahlil yapıldı. Akciğer kanseri teşhisi konuldu ama ameliyatla alınabilecek kadar küçük değildi. Bu yüzden kemoterapi ve ilaç tedavisi teklif edildi.

Kemoterapiyi reddettim.

Jimin'le birbirimize girdik, hayatım boyunca ettiğimiz en büyük kavgalardan birini ettik. Görüşün ortasında gardiyanlardan ikisi Jimin'i tutup dışarı çıkartmak zorunda kaldılar. Yeri göğü inletti tedaviyi reddettiğim için. 

Cockeye's Song | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin