İyi seyirli keyifler :d
________________________________________
Dikkat! Bu hikâyede Tarih, kral, krallıklar, karakterler tamamen hayal ürünüdür! Norveç ve İsveç bölgelerinde böyle bir yer hiçbir zaman var olmamıştır, bu bölgenin inanç sistemi de aynı şekilde asla var olmamıştır. (Gerçek ve hayal araf'ında)
1316 Temmuz 28 Graubier'in Kuzeyi. (Şuanki Norveç-İsveç bölgesi.)
O ise Tanrıdan tarlasını sarı bir örtüyle ötmesini istemiş. Tanrısı:
"Neden sarı?"
"Ya İserap, sarı berekettir, sarı buğdaydır, mısırdır, arpadır... Tarlamda sarı sarı bitsinler diye."
Tanrı tekrar sormuş.
"Peki başka ne istersin?"
"Ya İserap, havada asılı beyaz pamuklar isterim. Ama kendinden damlatsın isterim."
"Neden?"
"Tarlama damlasın diye, sarıların boynu bükülmesin diye, aç kalmayayım diye ya İserap."
Bu sefer Tanrısı:
"Peki. Bu da sondur. Başka ne istersin?"
"Bir bıçak isterim ya İserap."
Tanrı artık öfkelenmiş, önünde eğilip kalmış adama bir tekme savurmuş.
"Ya İserap, boynum daralıyor. Sarı tül tarlama geç örtündü. Beyaz pamuklar geç damladı. Sarıların boynu bükük kaldı, kurudu. Şimdi ise aç kaldığım için bir ekmek alıverdim. Kollarımdan etlerimi söktüler, yüzümden kırmızı birşey damlattılar, yere düştü, şimdi ise deri olmayan ayaklarımın altına bir tahta serdiler. Boynumda da bir urgan. Ya İserap, bir bıçak verde şu urganı kesip kurtarayım boynumu. Boğazım acıyor."
Tanrı bıçağı uzatırken adamın gözleri son bir defa açıldı. Etrafına baktı, baktı. Sadece siyah duvarlar vardı. Ve Tanrı onun zihninde bir kurtarıcıydı. Ama her zaman olduğu gibi, sadece gözlerin kapalı iken inanırsın. Gözlerin açıldı, rüya bitti ve yok olan bir tanrı kaldı ortada, daha doğrusu kapalı gözlerin kapalı zihinlere ulaştırdığı o olmayan Tanrıya yalvardı. Ağzında biriken son nefesiyle bir cümle kurmak istedi.
"Sana dua etmek yerine ekmeği çoktan yemiş olsaydım..."
Tanrı ve adam dair herşey sustu...
____________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Paresi
Historical FictionDikkat! Bu hikâye bir fantastik kurgu romanı değildir, ortada tarihi, siyasi, inançsal bir olayın dolaylı anlatımı vardır! Lütfen mantıksal hataları buna göre değerlendiriniz!