3- PJF

239 23 4
                                    

Karanlık yolun nereye çıkacağını bilemeden elleri ceplerinde yürüdü. Bu neydi böyle nasıl oldu neden oldu tüm bunların hiç bir anlamı yoktu.

Genç çocuk zangır zangır titriyordu.

Polise mi gitmeliydi yoksa hastaneye mi?

Ne kadar saçma bir olaydı. Aklına gelen şeyle sokağın diğer tarafında ışıldayan kapısında kadın elbiseleri dolu bir kadın butiğine doğru yürüdü. Sokağı beyaz ışıklarıyla aydınlatan dükkana seri adımlarla girip onu fark eden üç beş kadına aldırmadan aynalı kabinlerden birine daldı.

Büyük boy aynanın karşısına dikilip kendine baktı.

Bükülmüş beli dümdüz, dizlerindeki ağrı yok olmuş, yüzündeki kırışıklıklar tamamen gitmişti. Aklı almıyordu, delirmek üzereydi.

Aynı hızla oradan çıkıp az önceki yerden uzaklaştı. Rast gele girdiği sokaklardan birinde bir kaldırım taşına oturup ayaklarına baktı.

"Nasıl olur"

Eve giderse ailesi ona inanır mıydı?  kimse ona inanmazdı çünkü Bu inanılır gibi değil di.

"Bayım!"

Karanlık sokakta sessizliği bozan kişi bir sokak lambasının altından belirdiğinde genç korkarak ayağa kalktı.

"Bayım bayım bi saniye"

Koşarak gelmiş ve Nefes nefese kalmıştı. Asıl hedefine ulaştığında bir metre uzağında durup tek kolunu duvara yasladı, nefesini düzenlemeye çalışırken konuştu.

"Ah sonunda sizi yakalayabildim merhaba"

Bu seungminin arkasından otobüse binen ve arabada tüm olaylara şahit olan yolculardan biriydi. Adam kibarca gülümseyip elini uzattı.

"Ben lee minho, pjf ajansında fotoğrafçıyım-"

Seungmin uzattığı eline bakarak bir kaç adım geri gitti. Şuan kendini hiç güvende hissetmiyordu.

"Şey acaba size kartımı verebilir miyim, takı modeli olarak başvurmak ister misiniz?"

Lee minho pjf modellik ajansında iyi fotoğrafçılardan biriydi. O gün arabası bozulduğundan eve gitmek için bindiği otobüste bu şaşkın ve güzel genci bulmuştu.

Ajansın yakında basılacak yaz dergisi için başvuru yapan modeller arasından istedikleri gibi fazla kişi bulamamış ve 20 dakika önce karşılaştığı bu genç ise takıları taşıyacak tüm zarafeti ve istedileri farklılığı taşıyordu. Kesinlikle onu şirkete katmalı ve diğerleriyle tanıştırmalıydı.

"Hayır, istemez"

Genç yarı dönük cevap verirken küçük adımlarla eli havada kalmış genci geride bırakarak yürüdü.

"Lütfen bayım, biraz konuşabiliriz-"

"Hayır git başımdan"

Genç önden seri adımlarla yürürken o ise onu arkadan takip ediyordu.

"Farklı bir cazibeniz var, kesinlikle onay alabilirsiniz, rica ediyorum bari kartımı versem"

Genç zaten az önce yaşadıkları yüzünden şaşkın ve korkmuştu üstüne onu ısrarla takip eden bu adam hepten sinirleni bozuyordu.

"Beni rahat bırak"

Sokak ucunda iki polis uğradıkları yemek tezgahında balık çorbası içerken onları fark eden Seungmin adımlarını hızlandırarak yanlarına gitti.

"Poliss polis!"

İki polis şaşkınca arkasıni dönüp onlara koşan gence baktı.

"Yardım edin lütfen bu kapkaçcı paramı almak istiyor imdaaaat!"

Polisler ayağa fırlayıp onun arkasındaki genci yakaladığında ağzına hala balık olan polislerden biri minhonun koluna yapışıp onu tuttu.

"Sizi takip mi ediyor"

"Evet"

"Bi saniye üzerinize arayacağım"

Minhoyu tutan polis onun üzerini aralarken minho ise şok olmuş şekilde elinde ki kendi kartıyla dik tutuyordu.

"Bizimle karakola gelin, bayım siz şikayetçi olacak mısınız?"

"Hayır şikayetçi değilim sadece onu benden uzaklaştırın lütfen"

İki polis minhoyla beraber oradan uzaklaşırken zavallı adam söyleniyordu.

"Durun lütfen bu doğru değil, onu soymaya çalışmadım, onu tanımıyorum, ben sadece-"

Polis arabasına sıkıştırıldığında sesi kesilmişti. Araba uzaklaştığında Seungmin gülümseyip yerdeki az önce elimden düşen ajans kartını aldı ve yüzeyini okudu. Evet yaptığı şey kötüydü ama şuan daha büyük sorunları vardı birine neler olduğunu anlatması gerekiyordu.

Evet gidebileceği bir yer vardı.







Öldüm

Yeniden 20 | 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin