Oh to be her...
Sasuke baloların mantığını hiçbir zaman anlamamıştı.
Güzel ve kaliteli elbiseler giyen, aklı bir karış havada kızların dans ettiği, ailelerinin onları zengin lord ve düklere (hatta belki de prense) pazarlamak için teraziye sürdüğü bu anlamsız cümbüşün içinde bulunmak hiçbir zaman isteği olmamıştı.
Hoş, hayatı uzun zaman önce onun isteklerine göre şekillenmeyi bırakmıştı.
Gerilen sinirlerini yatıştırmak için kaç kadeh devirdiyse de fayda bulamadı, yalpalayarak balo salonunun bahçesine çıktı. Serin akşam meltemi yüzünü yalayıp geçerken günün erken saatlerinde yağan yağmurun toprak ile dansından kalan silik bir rüyayı ciğerlerine çekti.
İçindeki ateş sönmek bilmiyordu.
Soyu devam ettirmek adına evlendirilen kardeşinin cenazesindeki gibi yağmur damlaları vücudunu dövsün, içinde kaynayan eriyik metali uykusuna geri döndürsün istiyordu.
Müzik sesinden kurtulmak için adımlarını bahçenin derinliklerine yönlendirdi genç adam. Çalıların arasından geçerek sarayın tam ortasındaki labirentin içine daldı. Ayakları onu daha fazla taşıyamayıncaya kadar yürümeye devam etti.
Birinin dişleri ile bölmesini, elleri ile yontmasını ve diliyle yumuşatmasını istiyordu.
Hayır, buna ihtiyacı vardı.
İçinde bulunduğu acı adlı ateşten çıkarıp soğuk çarşaflar arasında ondan bir şaheser çıkaracak birine ihtiyacı vardı.
Genç gözlerini kapattı, çimlerin üzerine oturup karanlığın dünyasına baktı.
Ta ki yakınlarından hışırtılar gelmeye başlayana dek.
Genç gözlerini açıp ayağa kalktı. Seslerin nereden geldiğini anlamaya çalışırken karanlık fantezilerinin etkisi ile şişen aletini saklamak için gömleğini pantolonunun içinden çıkardı. Damarlarında pompalanan adrenalin ile seslerin sahiplerini aramaya başladı. Bir kızın cıvıltılı kıkırdaması midesini alt üst etti. Çalıların karanlığında gizlenirken birbirlerini, kıyafetleri el verdiği kadarı ile, mahvetmeye çalışan iki genci buldu.
"Senin bu kadar yaramaz biri olduğunu bilmiyordum."
"Çeneni kapat da sana gerçekten ne kadar yaramaz olduğumu göstereyim."
Sarışın genç, kızın üstüne çıkıp kızı yere sabitleyince yavaşça içine girmeye başladı. Kızın ihtiyaç dolu inlemesi labirentin içinde yakılanınca Sasuke adamın ihtişamlı sırtını incelemeye başladı. Sarı saçları dağılmış, bütün kasları tek bir amacı gerçekleştirmek için odaklanmış adamın hırıltılı homurdanması Sasuke'nin bacaklarının arasındaki ağrıyı daha da katlanılmaz hale getirdi.
Sasuke'nin eli yavaşça pantolonunun düğmesini çözüp kendini kavrarken sarışın, yalvarışlarına katlanamayarak kızın ağzını sıkıca kapattı.
Sasuke sadece adamın nefes alış verişlerine odaklandı. Kızın içine girip çıkarken kaslarının nasıl gerildiğini, adamın yüzünün ter ile ıslanmasını izledi.
Adamın hareketleri düzensizleşmeye başlayınca doruğa yakın olduğunu anladı. Bacakları titremeye başlarken Sasuke boştaki elini ağzının üzerine götürdü.
Sarışın son bir hareket ile kasılmaya başladığında Sasuke, adam ve kadının birleşme noktalarına baktı. Sıcak, beyaz sıvı yavaşça kadının kalçasından beline doğru akarken adam kadının beline tutundu ve derin bir nefes verdi.
Sasuke o kadının yerinde olmak için neler vermezdi...
Adamın nefesini boynunda, ellerini belinde, semenini içinde hissetmek için...
Sonunda adam ayağa kalkıp toparlanırken kadın olduğu yerden ona baktı ve dudaklarını ısırdı.
"Kraliçemiz her yönden yetenekli bir evlat yetiştirdiğini söylerken çok haklıymış."
Korku bedeni ve aklını ele geçirirken Sasuke hızlıca kıyafetlerini düzeltti ve kaçmak için hazırlandı.
"Tabii annem bir çok konuda haklıdır."
Sasuke arkasına bile bakmadan, sessizce kaçarken duyguğu birkaç kelime gece melteminde kayboldu.
"Beni yarın çaya beklemeyin."
_________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓬𝓲𝓷𝓭𝓮𝓻𝓮𝓵𝓵𝓪'𝓼 𝓼𝓮𝓬𝓻𝓮𝓽-𝓷𝓪𝓻𝓾𝓼𝓪𝓼𝓾
Hayran KurguKrallığın devamı için evlendirilmesi gereken Naruto, saray labirentinin içinde bir umut bulur...